
KUDÜS DÜŞTÜ, SENİN HABERİN YOK MU?
Bugün adına savaş denilebilirse, İsrail-Hamas arasındaki savaşın başka bir yöne evrildiğini görüyoruz… İnsanlık adına tam bir dram yaşanıyor. Ben de bu topraklara Ocak 2017’de gitmiş ve bazı öngörülerde bulunmuştum.
Dün MHP Genel Başkanı, Kudüs ile Ankara ve İstanbul’daki varlığımız ile ilgili bazı sözler edince bunlar geldi aklıma.
Bahçeli haklıdır da, Kudüs düşerse diyor; ama, Kudüs’ün yıllar önce düştüğünü bilmesine rağmen, bunu bizlere söylemiyor. Yani tribünlere oynuyor! Mütedeyyin insanlarımızı aldatmaya ve yanıltmaya çalışıyor.
Yine, “göz olanı akılda olacağı görür” kuralının tahakkuk ettiğini görmek benim için üzücü!
İnşallah Filistin bu felaketten sağ salim çıkar. Ama, Netanyahu artık Filistin devleti diye bir şey olmayacağını söylüyor. Filistin’deki etnik temizlik ve göçler bize Netanyahu’nun konu hakkında gerçekçi konuştuğunu gösteriyor.
Biz her halde inanmak istemediğimiz için bunlara dikkat etmiyoruz.
Türkiye, İsrail ile savaşmaz. Çünkü İsrail diye bir şey yok! ABD ve İngiltere ile müttefikleri var. Ve onlar Türkiye’de çok etkinler. Savaşarak ne kendilerine zarar vermeyi ne de İsrail’in yok olmasını görmeyi isterler.
Yine bize, Türkiye – Rusya – Çin ittifakını konuşturuyorlar bu İsrail konusu gibi… Benzerlikler ise hem İsrail ile bir savaşın olmayacağı hem de böyle bir ittifakın kurulmayacağı yönündeki olumsuzluktur.
Gelelim sekiz yıl önce yazdıklarıma… O zaman Gazze’de ki insanlık dramı yoktu. İsrail, ABD ve İngiltere desteği ile bölgeyi, yani bize kadar olan toprakları dizayn etmeye başlamamıştı.
Esas önemli olan sıradan bir vatandaş olan benim gördüklerimi iktidarın, siyasetçilerimizin, devlet bürokrasisinin görmemiş olmasıydı… Hayır görüyorlardı ama bize Kudüs’ün düştüğünü söylemiyorlardı çünkü sahipleri öyle istiyordu!
***
“Bu hafta İsrail’e bir seyahat (2017) yaptım. Tabii ki İsrail’e gidip Kudüs’e ve Filistinlilerin yaşadığı yerlere gitmemek olmazdı. Bizde oralara giderek Mescid-i Aksa’yı ve Peygamber makamlarını ziyaret ettik.
Falih Rıfkı Atay‘ın “Zeytindağı” adlı eserinde anlattıklarını bizzat yerinde müşahade ettik. Hatta Cuma namazımızı da Mescid-i Aksa’da kıldık.
Biliyorsunuz, Peygamber Efendimiz Mirac Hadisesini Mescid-i Aksa’da yaşamıştır ve bir Hadislerinde “Oraya gidin ve içinde namaz kılın” demiştir. Yani o topraklar, bizim için kutsal olan; gidilmesi, ziyaret edilmesi ve elde tutulması gereken topraklardır.
Ancak son durum itibarı ile Peygamber vasiyetini tutabildiğimiz pek söylenemez!
Müslümanlar için önemli olan bu topraklar, aynı zamanda Yahudiler ve Hrıstiyanlar içinde önemlidir. Çünkü onların inançlarına göre bu topraklar, Peygamberlerinin ve milletlerinin ana vatanıdır.
Bu sebeple bahsettiğimiz coğrafya, binlerce yıldır dinler arası büyük bir mücadele alanıdır.
Bu mücadele, insanlık tarihi açısından kanla ve göz yaşı ile doludur ve de bu durum halen Filistinlilerin uğradığı zulüm ile devam etmektedir. Filistinlilerin içinde bulunduğu cismi ve ruhani hal bu durumdan kurtulmaya yeterli değildir.
Tıpkı bizim içinde bulunduğumuz halden kurtulmak için yüz yıldır verdiğimiz mücadelenin yeterli olmayışı gibi! Yani çakma bir din anlayışına mağlup olma durumları Türkiye’de olduğu gibi Filistin’de de vardır. Bunun da tesadüf olması mümkün değildir…
Günümüzde İsrail dediğimiz topraklar daha dün dediğimiz 1917 yılına kadar Osmanlı – Türk Devletinin elindeydi. Bugün ise “Küresel Güçler”in Yahudiler tarafından ikna edilmesi ile İsrail’in elindedir.
Her zaman söylüyorum, kendisini Türk gören veya görmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bugüne kadar başlarına geleni ve bundan sonra gelecek olanları anlamak istiyorlarsa, Filistin’in dününü ve bugününü çok iyi bilmek zorundadırlar.
Kudüs ve gittiğimiz tüm yerlerde gördüğümüz o dur ki, Müslümanın hali perişandır. Baskı, zulüm, insan hakları ihlalleri, eğitimsizlik, işsizlik ve diğer sıkıntılar had boyuttadır. Bunu tüm İslam dünyası için söylemek mümkündür.
Haçlı ve Siyonist hakimiyet, Müslümanları çevrelemiştir. İstikbal için öngörüm şudur ki, böyle giderse Mescid-i Aksa’ya belki oğlum girebilir; ama torunlarımın girmesi mümkün değildir. Yahudiler bunu millî ve dinî şuurları nedeni ile kısa sürede sağlayacaklardır.” demişim ve çok değil bunları sekiz yıl önce yazmışım. Şimdi de bunların gerçekleştiğini görüyorum.
***
Gün gelecek Yahudi anlayışı ve arkasındaki güçler, İslamiyet için kutsal olan bu topraklardaki izleri silecekler ve bizim turistik seyahat için bile Kudüs’e girişimizi engelleyeceklerdir.
Olmaz demeyin sakın, Endülüs’ün hali bize her şeyi anlatıyor… Gelin Kudüs’ü koruyamadık; ama biz Türk milletini ve Türkiye’yi koruyalım… Bu işe de bizi aldatan siyasetçilerden kurtularak başlayalım!
19 Eylül 2025 / İzmir
Özcan PEHLİVANOĞLU
Zafer Partisi Gn. Bşk. Yard.
