Site icon

ÖNEMLİ OLAN…

Spread the love

ÖNEMLİ OLAN…

ABBA’nın çok beğendiğim, bütün şarkılarını dinlediğim sanatçısı Agneta Faltskog‘un bir şarkısı var: “The Day Before You Came”.

Bu, “aşk”ı bir kez bile “aşk” demeden en yüksek seviyede anlatan bir şarkı, bence asaleti de buradan.

10. Yıl Marşı‘nın da paralel bir asaleti var: Her mısraı özgün, her mısraı farklı, her mısraı lirik ve epik duyguların yüksek bir anlatım örneği…

Harbiye Marşı, Hava Harp Okulu Marşı, 50. Yıl Marşı ve pek çok eski marş için hatta esas kitlesi askeriî öğrenciler ve Mehmetçik olan askerî marşlar için de yargım geçerli:

“Hürmet sana, ey şan dolu sancağım / Baştan başa arza hâkim ol şahım / Türk Ordusu Türk Ordusu Sakarya’da kuruldu şan otağım / Dünyalara bedeldir mah cemalin / Allah’ıma emanettir Kemal’im…”

***

YENİ BİR ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM

“Ver elini, lay lay lom, sen de gel, sen de gel; bekçi, karanlık, aydınlık, yarınlar, cennet vatan, sonsuzluk, en büyük emanet, emanet emin ellerde, biz…..”, hep klasik, milyonlarca kez tekrarlanmış şeyler….

Vatan demeden vatanı anlatmak, cumhuriyet demeden cumhuriyeti anlatmak… Sorun burada…

Sözlerde dil ve anlatım yanlışları da var.

Ama, 100. yıl marşlarından dinlediklerimde genel olarak ne özgünlük gördüm, ne lirizm. Çoğu klasik, alıştığımız söylemlerin zoraki tekrarlarından ibaret. Şiirden derlenenler ise şiir formatına uygun olabilir; ama marşa uymuyor. Müzik kalitesi olarak da pek bir şey diyemeyeceğim, ama “İşte bu!” diyebileceğim pek olmadı.

10. Yıl Marşı‘na bir kez daha bakalım. İşte asalet, işte gerçek hamaset ve her mısraı ne denli güçlü ve özgün ve derin…

“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;

On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;

Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,

Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;

Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Bir hızda kötülüğü, geriliği boğarız,

Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.

Türk’üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;

Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;

Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Çizerek kanımızla öz yurdun hartasını,

Dindirdik memleketin yıllar süren yasını;

Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını…

Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;

Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;

İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz:

Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz.

Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;

Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!”

Prof. Dr. Süer EKER

E. Sb. / Türkolog

Exit mobile version