ILHAN SELCUK - PORTRE - CUMHURIYET GAZETESI ARSIVI - ILHAN SELCUK - FOTOGRAF: KAYHAN EDIP SAKARYA - 5 SUBAT 1986
VEFATININ 15. YIL DÖNÜMÜNDE İLHAN SELÇUK
İlhan Selçuk (11 Mart 1925, Tire, İzmir – 21 Haziran 2010, İstanbul), Türk gazeteci, yazar, düşünür ve Cumhuriyet gazetesinin uzun süreli başyazarı ve genel yayın yönetmeni olarak tanınan önemli bir entelektüeldir. Türk basın tarihine damga vuran isimlerden biri olan Selçuk, özellikle sol, Kemalist ve aydınlanmacı görüşleriyle bilinir. Yaşamı boyunca Türkiye’deki siyasi, sosyal ve kültürel meselelere dair keskin analizleri ve yazılarıyla dikkat çekmiştir.
İlhan Selçuk, İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Babası, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda mücadele etmiş bir subaydı. Aile, ekonomik zorluklar nedeniyle sık sık yer değiştirdi. İlhan Selçuk, liseyi Adana’da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü, ancak gazetecilik kariyerine yönelerek eğitimini tamamlamadı.
Gazeteciliğe 1950’li yıllarda başlayan Selçuk, çeşitli yayın organlarında çalıştı. İlk olarak Dolmuş dergisinde yazılar yazdı ve mizahi üslubuyla dikkat çekti. Daha sonra Yeni İstanbul, Vatan, Akşam gibi gazetelerde çalıştı. 1961 yılında Yön dergisinin kurucuları arasında yer aldı ve bu dergi, Türkiye’deki sol entelektüel hareketin önemli bir platformu oldu.
1963 yılında Nadir Nadi’nin davetiyle Cumhuriyet gazetesine katıldı. Burada başyazar ve genel yayın yönetmeni olarak uzun yıllar görev yaptı. “Pencere” adlı köşesinde yazdığı yazılar, Türk basınında bir ekol haline geldi. Cumhuriyet gazetesini, Kemalist ve laik çizgide bir yayın organı olarak güçlendirdi.
İlhan Selçuk, Atatürk ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya bağlı bir düşünürdü. Laiklik, onun için vazgeçilmez bir ilkeydi ve yazılarında sıkça dinin siyasete alet edilmesine karşı çıktı. Türkiye’deki çağdaşlaşma sürecinin Kemalist ilkelerle sürdürülebileceğine inanıyordu.
Sosyalist fikirlerden etkilenen Selçuk, özellikle 1960’lı yıllarda Yön dergisi çevresinde şekillenen “devrimci sol” hareketin öncülerinden biriydi. Ancak, onun sosyalizmi, Sovyet tarzı dogmatik sosyalizmden ziyade, Türkiye’nin koşullarına özgü, demokratik ve bağımsızlıkçı bir çizgideydi.
İlhan Selçuk, Türkiye’nin bağımsızlığına ve egemenliğine büyük önem verirdi. ABD ve NATO politikalarına karşı eleştirel bir duruş sergiledi, özellikle Türkiye’nin Batı’ya bağımlılığına yönelik yazılar yazdı. Aydınlanma felsefesine bağlı olan Selçuk, akılcılığı, bilimi ve çağdaş değerleri savundu. Gericilik, bağnazlık ve dogmatizme karşı mücadele etti.
İlhan Selçuk, köşe yazıları dışında birçok kitap kaleme aldı. Eserlerinde genellikle Türkiye’nin siyasi ve toplumsal sorunlarını ele aldı, tarihsel ve felsefi analizlerle zenginleştirdi.
Başlıca eserleri:
* Ziverbey Köşkü (1971): 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası yaşadığı gözaltı sürecini ve işkence deneyimlerini anlattığı önemli bir eserdir. Bu kitap, dönemin siyasi baskılarını gözler önüne serer.
* Düşünüyorum Öyleyse Vuruyorum: Mizahi ve eleştirel bir dille yazılmış bir eserdir.
* Güzel Türkler: Türkiye’nin toplumsal ve kültürel yapısını irdeleyen yazılarından oluşan bir derlemedir.
* Uzak Komşu: Sovyetler Birliği’ne dair gözlemlerini ve analizlerini içerir.
* Ağlamak ve Söylemek: Deneme türündeki yazılarından oluşan bir başka önemli eseridir.
12 Mart 1971 Muhtırası: İlhan Selçuk, Yön dergisindeki yazıları ve sol görüşleri nedeniyle bu dönemde gözaltına alındı. Ziverbey Köşkü’nde işkenceye maruz kaldı ve bu deneyimini “Ziverbey Köşkü” adlı kitabında anlattı.
Ergenekon Davası: 2008 yılında, Ergenekon soruşturmaları kapsamında gözaltına alındı. Bu süreç, Selçuk ve Cumhuriyet gazetesine yönelik bir siyasi baskı olarak değerlendirildi. Gözaltına alınması büyük yankı uyandırdı ve serbest bırakıldıktan sonra yazılarında bu süreci sert bir şekilde eleştirdi.
İlhan Selçuk, keskin kalemi, mizahi üslubu ve entelektüel derinliğiyle tanınırdı. Sade bir yaşam tarzı benimseyen Selçuk, yazılarında hem halkın anlayabileceği bir dil kullanmış hem de karmaşık konuları derinlemesine analiz edebilmiştir. Onun “Pencere” köşesi, Türkiye’de köşe yazarlığının en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir. Selçuk, 21 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Ölümü, Türk basınında ve entelektüel çevrelerde büyük bir kayıp olarak görüldü. Cumhuriyet gazetesi, onun mirasını devam ettiren bir yayın organı olarak kalmıştır.
“Türkiye’de aydın olmak, gerçeği söylemek demektir; ama gerçeği söylemek yetmez, gerçeği savunmak gerekir.”
“Laiklik, bir toplumun akıl ve bilimle yönetilmesinin garantisidir.”
Rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz..
21 Haziran 2025
M. Hüseyin OĞUZ



