![](https://www.etkindusunceakademisi.org/wp-content/uploads/2024/04/bahar-aski-1.jpg)
BAHARDANDIR
Bu köşenin özelliği şiirlerle haftayı karşılayan ve haftada bir hiç aksatmadan geleneksel ÇAYASAD günü özelliğini devam ettiren Cuma Sohbetleri adı ile başından bu yana süregelen sohbetlerin bir nebze de olsa özünü yansıtabilmek. Bilmem ne kadar gerçekleşiyor ama şiir, hikâye vb. konuların içerik ve güncele de dayanarak devam eden bu özel günlerde yaşananlar ve şairlerin mısralarında yapılan tespitlerine yer vermeye çalışıyoruz. Sizlere yansıyan bu şiirler bir yere kadar tamam da şüphesiz sohbetlerin tamamının buraya yansıması pek olumlu bir bakış açısı olmasa gerek. Biz yine mevsimin havasına girerek Çayasad şairlerinde yansıyan bahar konularına da kıyısından köşesinden yer verilmiş olan şiirlerinden bahsetmekle yetinelim.
Bahar geldi. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi biraz serin giden havalara bakılırsa bu sene de baharı yaşamak biraz problemli olacak gibi. Bahar, mevsimin özelliklerini göstermiyor ve bütün ağaçlarda açamaya başlayan o rengârenk çiçekleri vuracak korkusu var. Bakalım bir bir üst üste geçen günler ne gösterecek. Hani bazen kendimize göre sebepler bulup, yaşananları ve olayları bir sebebe bağlarız ya, işte öyle bir görüntü ve anlayış arz eden şiirim ve bu şiirde ben “Bahardandır” demişim.
İşte, çocuk yüzlü bahar gülümsüyor yine;
Bir sevinç dalgasıdır ortalıkta gezen,
Bütün buluşmaların üstünde bereketli bir bulut,
Bütün uyuşmazlıklar çözülmüş yine…
Sorma birader, ışık yansımalarında neşe,
Kederler şeffaf bulutlar gibi güleç,
Yalnız ben sıkıntıdayım bu dem,
Yalnız ben hüzünde,
Keder dalgalarında yalpalıyor gemilerim,
Boğuluyorum yalnızlık denizinde.
Tutkun yürek yansımalarında yürüyorum,
Bir yağmur yağıyor, “bahardandır” diyorum.
Çiçeklerimi sallıyor rüzgâr deli dolu,
Bu mutlaka mevsimin bir oyunu,
Bu yalnızlık bendendir, biliyorum.
İşte, çocuk yüzlü bahar gülümsüyor,
Yine bir sevinç dalgasındadır ortalıkta gezen,
Bütün bunların depremini yaşıyor,
Bütün depremler beni kuşatıyor,
Bir kumrunun sesinde duyuyorum.
Evet… “Tutkun yürek yansımalarında yürüyorum, / Bir yağmur yağıyor, “bahardandır” diyorum. / Çiçeklerimi sallıyor rüzgâr deli dolu, / Bu mutlaka mevsimin bir oyunu, / Bu yalnızlık bendendir, biliyorum.“ Acaba sahiden de biliyor muyuz? İnsanın kendisini yalnızlığın çemberine sardığı gibi hayatın verdiği, çaresizliklerin çepeçevre kuşattığı anlar mutlaka vardır. Bu sıkıntılı anları belki de yaşamadan defetmek elimizdedir. Bir anlık da olsa konuyu değiştirmek, olmadı mı çevreyi değiştirmek, mesela şöyle evden sokağa çıkarak kafanıza üşüşen düşüncelerden bir an olsun kurtulmak çözüm olabilir. Bunu yapmaz biraz ağırdan alır ya da bu düşünce çemberi içinde devam ettirirsek aynı sıkıntılar daha bir yoğunlukla devam edecek demektir. İşte yine bir şiirimle bu konuya devam etmek istiyorum. “Bir Başka Bahara Kaldı Çiçek Açmak” demişim.
Duraksadım hep haziran akşamlarında,
Yorgun baharın son deminde, üzgün;
Çiçek açan sır yapraklarında koştuk,
Sözde kaldı, iştah kabartan anılar.
Ecel kapısında durakladık, kardelen;
Kıyısında durduk huzmeleşen sevdanın;
Dönek kokusunda soldu yapraklar,
Gelecek bahara kaldı tüm kefareti,
Prangalar sardı ayaklarımızdan.
Baharlar geçer, mayıslar tükenir,
Can suyunda kurur tüm dallar,
Gittikçe gider, yürür durmadan,
Alışılmadık, görülmedik, duyulmadık,
Bir evrimi yaşatır oldu bunca zaman.
Didik didik aramakta şimdi zamanları,
Didik didik parçalanmakta sevdada,
Yok sayılan günlere durdu yıllar,
Duygular kelepçeli kaldı, açmadan,
Umutlarda eskidi bütün ihramlar.
Kutsal emanetinde ödetiyor zaman,
Açık duruyor ecel kapısı, yarı aralık,
Güz meyvesine durmuş bütün çiçekler,
Sona yaklaşıyor olmalı bütün mevsimler,
Kökünden kuruyor olmalı sevda ağacı,
Bir başka bahara kaldı çiçek açmak.
“Bir başka bahara kaldı çiçek açmak” umutların tükenmesi kadar kötü bir şey olamaz. Karamsar bir pencereden, karamsar bir gözlükle bakıldığında dünya çekilmez olur. Hâlbuki baharın verdiği o şen şakrak, sürekli hayata gülümseyen günlerin getirdiği bu olmamalı diye düşünüyorum. Baharlarda daha bir sevinç dolu, gürül gürül neşe içinde insanların ayları, günleri, saatleri ve hatta dakikaları güzelliklerle dolu geçmeli. Gerçi bütün bunlar biraz da bakış açısına bağlı olan gelişmeler ama olsun, yine de insan günlerin bahar güzelliğinde geçmesini istiyor.
Ama şair hayata nasıl bakıp, kendi içinde neler depreşiyor, hayata nasıl farklı bakıyor? İşte bütün bu farklı bakışa güzel bir örnek Çayasad şairlerinden Birol Çelik’in “Açılmadık gözlerindeyim“ şiirinde bakın nasıl bir yansıma buluyor: “Anla… / Yağmurların yeşertmez beni / Yabancı bir buluttan düşersin / Toprağım tanımaz seni /Bilinmedik mevsimlerdesin / Anla…” Anlamaya çalıştığımız da zaten mevsimiz bilinmezlikleri hayatımıza sürmesinin yanında hayatın dayatması olarak nitelendirebileceğimiz şeylerin tümü olmalı.
Çayasad şairlerinden rahmetli Kemal Aslan da “Aşk ve Bahar” şiirinde bakın ne diyor: “Baharı kucakla sevgilim / kokla baharı / kokla şu menekşeyi / şu otu / çiçeklenmiş dalları / baharı solu sevgilim / solu baharı / ellerinde tut / başına koy rüzgarı” Son zamanlarda yazdığı yazılarda ve yayınladığı şiirlerinde Fikret Kemal Aslan adını kullanan şair, bir başka “Bahar Şarkıları” isimli şiirinde: “Sana yürüyorum / dudaklarımla kuşların kulaklarına / bahar şarkıları üflüyorum.” diyor.
Sadık SOFTA
Eğitimci / Şair / Yazar
![](https://www.etkindusunceakademisi.org/wp-content/uploads/2024/04/Sadik-SOFTA-1.jpg)