BAŞKALARINI KONUŞMAK KOLAYCILIĞI!
Türkiye’de hepimizi yakından ilgilendiren çok önemli gelişmeler yaşanıyor…
Türk milleti zorda, darda!
Anayasa’yı değiştirip Türk milletinin hükümranlığına son vermek isteyen mi ararsın, yoksa bölücü haini Meclis’te konuşturmayı teklif edeni mi görürsün, sanki devleti kumar masasında bulduk da, el yükseltenler mi dersin, bilemiyorum!
Ancak kapalı kapılar ardında Türk milletini ilgilendiren çok vahim gelişmeler olduğu tartışılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor!
Sanki Türkiye bir “Balkanizasyon” yaşayacak…
Türkiye bir “Balkanizasyon” yaşamasın diye, son 25 senedir verdiğim bir mücadele var. Ancak nedendir bilinmez (ben biliyorum da!) bir arpa boyu yol kat edemedik.
Şimdi bu tehlike kapımızda!
Bölücülük ile ilgili inanılmaz iddialar var…
Türkçe’nin yasak edildiği şehirlerden ve belediyelerden söz ediliyor! Hâlbuki, Anayasa’da Türkçe’nin resmî dil olduğu kabak gibi yazıyor.
Yapılan araştırmalarda halkın öncelikli problemi hayat pahalılığı (enflasyon) ve adaletsizlik çıkıyor. Demografik tehlike ve bölücülük alt sıralarda. Halbuki, bölücülük ve sığınmacı işgali yaşamsal öncelikli sorunumuz!
Bu tehlikeye karşı binlerce Türk aydını ve akademisyeni ne yapıyor?
Türkiye’de üniversitelerde çalım satan kendini “Türk” olarak niteleyen 10.000’in üzerinde akademisyen var. Niye ortaya çıkmıyorlar? Halkın önüne Türk aydınları olarak geçmiyorlar? Neden bizim yapmamız gerekenleri ortaya koymuyorlar?
Dikkat edin hep başkalarını konuşuyoruz! Bizim yani Türk milletinin konuşulmasının zamanı gelmedi mi?
Türk aydınları ortaya çıkmayacak mı?
Bu aydınların yerine köylü Mehmet, işçi Hasan, memur Hüseyin, ev kadını Fatma mı konuşacak?
Bugün konuşmayacaksanız ve Türk milletinin önüne geçmeyecekseniz de, ne zaman yapacaksınız?
Ben söylüyorum, Türk milletine; gidişat, gidişat değil!
Türk milleti meselenin siyasi olduğunu bir an önce kavrayıp belirlediği bir yerde birleşmelidir; yoksa, ona karşı birleşilmiştir!
Bir anda bir şokla karşılaşmak istemiyorsak Türk milleti gücünü ortaya koymalıdır…
Yoksa pembe yalanlarla ülkenize ilk önce ortak bulacaklar, sonra da elinizden alacaklar… Biz bu oyunu Balkanlar’da gördük!
Kendisi de bir Balkanlı olan Atatürk de bunu gördü ve bunun üzerine bin bir emekle millî ve üniter bir devlet kurdu…
Bunun değerini bilelim ve başkalarını değil kendi yaptıklarımızı konuşturalım. Yani, biz yapalım; onlar bizi konuşsunlar!
13 Kasım 2024 / İzmir
Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Hukukçu / Siyasetçi / Yazar