BİZLER, “İYİ BİR TÜRKİYE İÇİN” VARIZ!
Bizler, Orta Asya Bozkırlarından gelerek İslâm ile tanıştık.
Ülkümüz, Kızıl Elma idi ve Kızıl Elma Batı’da idi. Türklük gurur ve şuurunu İslâm ahlâk ve fazileti ile yoğurduk. Mânâ ve maddeyi İslamiyet’in ve Türklüğün potasında erittik. Hira dağı kadar Müslüman, Tanrı dağı kadar Türk olmayı bildik. İslâmiyet’in dünya insanlığının tek kurtuluş yolu olduğuna, Nizam-ı Âlem’i Türk milletinin gerçekleştireceğine inandık.
Çünkü , Allah (c.c.) ayet-i kerimesine şöyle emretmişti; “Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse, Allah Teala o kavmin yerine kendisinin seveceği öyle bir kavim gönderecektir ki onlar, mü’müminlere karşı mütevazı, kafirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda savaşırlar ve kınayanların kınamasından korkmazlar. Bu, Allah Teala’nın fazlıdır, ki onu dilediğine verir. Allahü Azimüşan’ın fazlı vasidir ve ona ehil olan alimdir.” (Maide Suresi, 54. Ayet.)
Bizler, Selçuklu olduk, Osmanlı ve daha nicesi olduk, sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Haçlı ordularını durdurduk, geriye attık, üç kıt’aya hakim olduk .
İslâm’ı Suudi Arabistan yarımadasından aldık; dünyaya yaydık, öğrettik ve yaşadık.
Çanakkale’de, İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, yeniden diriliş mücadelesi verdik. Yok olduğumuzu sandıkları anda bütün dünyaya var olduğumuzu bir defa daha ispat ettik. Yeni bir devlet daha kurduk.
Dünyanın dört bir yanından, her milletten her devlet; yeni devleti yıkmak, milletinin töresini bozmak, bölmek ve parçalamak için içerideki işbirlikçileri ile saldırılarını sürdürdü ve sürdürmekte.
Her daim, her türlü saldırıya karşı koyduk, koymaktayız, koyacağız.
Çünkü her birimiz; vatan ve millet yolunda, kalplerimize, ruhlarımıza yerleşmiş Nizam-ı Âlem ülküsü uğruna ölmeyi şehadet ve şehadeti de en yüksek mertebe bildik.
Çünkü her birimiz; mânâda, Oğuz Kağan, Kürşad, Bilge Kağan, İl Bilge Hatun, Alparslan, Afşın Beğ, Ertuğrul Gâzi oğlu Osman Gâzi, Fatih, Yavuz, Yörük Ali Efe, Nene Hatun, Hace Ahmet Yesevî, Şeyh Edabalı, Yunus, Mevlana, Karacaoğlan, Tapduk Emre ve daha niceleriyiz.
Bizler, Türk milleti ve Türk vatanı üzerinde oynanan oyunları gördük ve görüyoruz. Yaklaşan ve yaşanan tehdidi, tehlikeyi biliyoruz.
Bizler, öz vatanımızda kurşunlandık, türlü baskılara maruz kaldık, yok sayıldık, görmezden gelindik..
Bizler,
”Sahipsiz bir vatanın batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
diyerek, kendi özlerini feda etmekten çekinmedik, çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz..
Bizler kim miyiz?
Bizler, memur, işçi, esnaf, çiftçi, öğrenci, Türk milliyetçileri, her cinsten, her meslekten milyonlar…
Bizler, emperyalizmin oyununu bozmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti üzerindeki oyunu bozmak için, ezan susmasın, bayrak İnmesin, millet – vatan bölünmesin diyerek mücadele edenleriz.
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ.
ÇÜNKÜ BİZLER , ATATÜRK’ÜN İZİNDE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ, BU SEBEPLE, CESURLAR VE İYİLERİZ.
Selam ve Dua İle!..
M. Yavuz ELBİRLER
Em. Genel Md. Md.lüğü E. İsth. D. Bşk.