
ÇİZMEDEN YUKARI ÇIKMAK
Çok bilinen bir fıkra: Ressamın sergilenen tablosunda çizmeli bir kahraman vardır. Bir adam çizmede birtakım uyumsuzluklar bularak eleştirir. Ressam ne iş yaptığını sorar ve çizmeci olduğu cevabını alır. Çizmeci eleştirilerine pantolondaki uyumsuzluklarla devam etmek ister ve ressamdan “Çizmeden yukarı çıkma.” uyarısını alır.
Nobel ödüllü Daron Acemoğlu, yapılan bir söyleşide kendi ihtisas alanının dışına çıkmış, Atatürk’ü eleştirmiş ve: “O sırada sistemi açabilmek gibi elinde opsiyonu olmasına rağmen tam tersini yapıyor elindeki gücü merkezîleştirmeye çalışıyor. Mümkün müydü daha demokratik bir şey olması? Belki de mümkündü; çünkü Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki parlamentoya bakarsanız çoğulcu bir sistem var, ilk İstiklal Savaşı sırasında bile var. Atatürk, politik sistemi açmak yerine gücü elinde merkezileştirmeye çalıştı.” demiş.
Meşrutiyet dönemi ve sonrası tarihi hakkında yetersiz bilgisini ortaya koyarak çizmeyi hayli aştığını söylersek pek de hatalı olmaz. Tarih metodolojisinde öncelikle her olay, kendi tarihi dönemi ve toplumsal koşulları içinde değerlendirilir. Bugünün koşulları, bilimi, toplumuna göre tarihi olaylar hakkında hüküm vermek affedilmez hatadır.
Dönemin olaylarına çok özet olarak göz atarsak, Acemoğlu’nun ne kadar yanıldığı çok iyi anlaşılır.
- Osmanlı’nın son dönemini Cumhuriyetten daha demokratik daha çoğulcu sanmak konunun ne kadar uzağında olunduğunun en açık kanıtıdır.
- 1908-1914 arasında İkinci Meşrutiyet, Trablusgarp ve Balkan Savaşı faciaları arasında, Hürriyet ve İtilafçılar ile İttihat ve Terakkicilerin kavgalarıyla geçmiştir. 23 Ocak 1913’teki kanlı Bâb-ı Âlî baskını ile iktidarın el değiştirmesi unutulmamalıdır. 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na katılındıktan sonra savaş şartları içinde Meşrutiyetin ve Meclisin etkinliği kalmamıştır. Savaş kaybedilip 30 Ekim 1918’de Mondros ateşkes anlaşmasıyla yurdun işgali başlamış, Padişah ve İstanbul Hükümeti esir konumuna düşmüştür.
- İstiklal Savaşı sırasında bile daha çoğulcu bir sistemden kastedilen Meclis’te genellikle yönetime muhalif bir İkinci Grubun oluşması, hatta 1922 seçimlerinde Atatürk’ün seçilerek Meclis’e girmesini engelleyecek kanun teklifi verilmesi ise, bu durum ne kadar çoğulculuk sayılır okuyuculara bırakalım. (Seçilebilmek için bugünkü sınırlar içinde doğmuş, seçim bölgesinde kesintisiz en az beş yıl ikamet etmiş olma şartı getirilmek istenmişti. Selanik’te doğan ve ömrü cepheden cepheye koşmakla geçen Atatürk, bu özellikleri taşımıyordu.)
- Okuma yazma oranının % 8’lerde olduğu, savaş yorgunu; verem, frengi, trahom, sıtma vb. hastalıkların kol gezdiği; sadece 337 doktorun bulunduğu, hiçbir sanayi kurumunun olmadığı, bir yandan Osmanlı borçlarını ödeyen bir ülkede 1929 dünya ekonomik buhranına rağmen on beş yılda (1923-1938) onca devrimin; onca fabrikanın, demiryolunun; eğitim, kültür, sanat kurumunun önemli iç isyanlara rağmen başarılmasındaki mucizeyi görememek büyük eksikliktir.
- Rejim değişiklikleri kültürel olarak ona hazır toplumlarda bile çok büyük sarsıntılara yol açar. Eğitim düzeyi çok düşük, çağdaş yaşamdan uzak, yoksul Türk halkı padişahlığın ve halifeliğin kaldırılması konusunda padişahlık yanlıları ve dış güçler tarafından kolayca kışkırtılabilecek durumdadır. Nitekim bu konuda isyanlar da çıkmıştır. Padişahlıktan Cumhuriyete geçişin sancıları Atatürk’ün çok başarılı yönetimi sayesinde hafif atlatılmıştır.
- 1923-1938 dönemi dünyada demokrasilerin, cumhuriyetlerin yükseldiği dönem değildir. Krallıklar, diktatörlükler dönemidir.
- Kadınlarımız dünya kadınlarından çok önce demokratik haklarına, özgürlüklerine kavuşmuştur. Benimsenen çoğulculuğun, özgürlüklerin, demokrasinin en bariz kanıtıdır ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlara tanınan haklar. Ülkeye en ileri demokrasiyi getirme arzusunun tezahürüdür. Cumhuriyet öncesinde hayal edilmesi bile mümkün değildir.
- Dönem İtalya ve Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’na hazırlandığı, savaşın ayak seslerinin duyulduğu dönemdir.
- Çok partili hayata geçmek çok arzulanmış, her şeye rağmen denenmiş, hazır olunmadığı anlaşılınca ertelenmiştir.
16.11.2024
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist
