EY BİZİ YÖNETENLER, EY DİN ADAMLARI!
Son zamanlarda Diyanet yüzünden dinden soğuyan, soğuyana…
Karnı aç olan insana sabır tavsiye eden, dini de kendi tekelinde görüp, “Biz ne diyorsak o” anlayışından hareket eden Diyanet, son haftaya yine damgasını vurdu.
FlashHaberTV’de dinî içerikli programlar yapan İlahiyatçı Yazar Cemil Kılıç, “Türkçe namaz kılınabilir” dediği için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından RTÜK’e şikayet edildi.
RTÜK, hemen harekete geçti.
İlgili televizyona ceza kesti. Sayın Kılıç’ın programını da yayından kaldırdı!
Bravo RTÜK(!)
* * *
Cemil Kılıç hocam ile yüz yüze tanışmıyoruz.
Kendisini programlarından ve modern düşüncelerinden tanıyorum. Bu sebeple de sosyal medya platformu X’te karşılıklı takipleşiyoruz.
Bu satırları kaleme alırken sayfasına girdim.
Tarihçi(!) İhsan Süreyya Sırma’nın
“İstanbul’un kurtuluşu diye bir olay yok. Bir tane bile kurşun sıkılmadı, bu ne biçim bir kurtuluştur? Türkiye’nin İslam’dan uzaklaşması karşılığında İstanbul’u terk ettiler.
Düşman ellerini kollarını sallayarak gitti ve karşılığında “Laik olacaksınız, harflerinizi değiştirip dedelerinizle irtibatınızı koparacaksınız, İslam’ı kaldıracaksınız” diktesini yaparak gittiler.”
Sözlerine karşılık Cemil Kılıç hoca, şöyle demiş:
“Arap harfleri dedelerimizle bağ mı kuruyormuş? Dedelerimiz Arap mı bizim? Latin harfleri denilen harfler ise Türk kökenli Etrüsklere dayanır. Ayrıca bu şahsın İslam dediği aslında İslam değil, Arap milliyetçiliği… Kimi İlahiyat Fakültelerinde ve kimi İHL okullarında Türk düşmanlığı aşılanmaya çalışılıyor.”
Peki haksız mı?
Bugün din adına Arap Milliyetçiliği aşılanmıyor mu?
Bin yıldan bu yana, EMEVİ MÜSLÜMANLIĞI anlayışından çekmiyor muyuz?
Bu yüzden camiler boşalmadı mı?
Bu yüzden gençler dinden uzaklaşmıyor mu?
Her şeyden önemlisi, Cemil hocayı RTÜK’e şikayet eden Diyanet’in bunda hiç payı yok mu?
* * *
2023 yılında Diyanet’in Personel sayısı, 140 bin 859 kişi imiş…
Ve 2023 yılında bu personele 39 milyar 800 milyon lira maaş olarak ödenmiş.
Hepsi bu mu? Elbette değil?
Hizmet alımları, birtakım harcamalarla devasa bir rakam var tabloda.
Halk açlık ile mücadele ederken, emekliler belediyelerin açtıkları lokantalarda ucuza karnını doyurmak için kuyrukta beklerken Diyanet “SABIR EDİN, CENNETE GİDECEKSİNİZ!” diyor.
Müslümanlığı fakirlere anlatırken “Bir dilim ekmeği paylaşmak, mütevazı yaşamak, israf etmemek” diyenlerin itibardan tasarruf etmeden yaşamaları insanları rahatsız ediyor.
İşte bu yüzden, camiler boşalıyor…
Gençler İslamiyet’ten uzaklaşıp, deist – ateist oluyor!
İşte böyle bir tabloda kendine sorumluluk yüklemeyen Diyanet, personel almaya devam ediyor.
Ne hikmetse bütçeden ayrılan para ile bir türlü yıl sonunu getiremiyorlar!
Onlar ek bütçe istedi mi? Hükümetten hiç itiraz yok!
Hemen takviye ediliyor!
Çünkü halka sabır öğretiyorlar!
Çünkü bizi idare edenler de biliyor ki; Halk sabır etmeyip “Ne oluyor?” diye sorgulamaya başlasa, kendileri sıkıntıya girecek.
En iyisi DİYANET’İ desteklemek!
* * *
Her mahallede neredeyse bir İmam Hatip Lisesi’nin kurulduğu, ÇEDES projesi ile Millî Eğitim’in, cemaatlere teslim edildiği bir süreçte gençlerin dinden uzaklaştığı neden sorgulanmıyor?
Eyyyy bizi yönetenler, eyyy din adamları bu tabloda sizlerin hiç vebali yok mu?
Yoksa anne ve babaları mı suçluyorsunuz?
12.10.2024
Oğuz UÇAR
Araştırmacı Gazeteci