FONLANAN MEDYA VE MENSUPLARI
Günümüzde, kamuoyunu etkileyen en önemli kuvvet, medya gücüdür. “Siyon Liderlerinin Protokolleri” kitabında medya, “kör kuvvet” olarak tanımlar. Siyonistler bir olguyu yaratmak veya bir düşünceyi etkisiz hale getirmek için medya gücü ile hareket edilerek, maksatlarına ulaşabileceklerini de ifade etmektedirler.
AKP, iktidara geldiğinde, ilk olarak medyanın el değiştirdiğini görebilmekteyiz. Uyguladığı politikaları ustaca aktarabilmekte, başarısızlıklarını ise örtbas edebilmektedir. Bugün çeyrek asırdır işbaşında kalabilmesinde medya gücünün payı yadsınamaz.
Liyakatsiz ve ehliyetsiz gazetecileri medyanın en güzide gazete ve televizyonlarına, liyakatsizliklerine rağmen yetkili kılmak sureti ile şahsiyetli medya mensuplarını baskı ve tehditle etkisizleştirmek sureti ile toplumun doğru bilgi edinme hakkına tecavüz ettiler.
Kalem ve kelam kurnazlığı metoduyla yapılan iletişim ve bilgilendirmeler, eğitim düzeyi düşük, geçim sıkıntısı içinde ıstırap çeken insanlara bulunduğu durumu ajite ederek umutlandırmaları tepkili bir toplumun doğruya ulaşmasının önüne geçilmiştir. Öğrenilmiş çaresizlik yoluyla toplum içinde bulunduğu durumu kabullenme durumuna getirilmiştir.
Bu meyanda, farklı düşünme eğilimi olanların, medya patronları marifeti ile etkisizleştirmesi, sindirilmelerine de şahit olduk. Küresel emperyalizmin temsilciliğini yapan, aynı zamanda sermayenin emellerine hizmet eden medya sahipleri, kamu kaynaklarını haksızca kullanmakta iken, toplumun fiyat anarşisi karşısında inim inim inlerken, devletten aldıkları kredilerin iadesini dahi yapamayacak bir pozisyonu herkesin gözünün içine baka bak sürdürmektedirler.
Toplumun değer yargılarını, aile düzenini, ahlâkî ölçüleri istedikleri gibi izale edebilen medya, denetebilme mekanizmasını hiçe sayabilmektedirler. Radyo-televizyon üst kurulunda yüksek maaşlarla çalışan, güya siyasal İslam eğilimli olan AKP iktidarının adamları, bütün olanları seyretmeleri içler acısı bir durumdur.
Televizyonların kadrolu kelam ve kalem kurnazlarına ne yazık ki, akademisyen ve ordu mensupları da bilge insan rolüyle aynı oyunun parçası durumuna getirilmişlerdir.
Bir toplumun kendisini geliştirebilme hakkı, temel insan hakkı olarak iğfal edilmektedir. Televizyon, gazete ve dergiler yoluyla devletin “ÇÖKME” yoluyla el değiştirdiği medya ve mensupları, kim ve kimler tarafından fonlanmaktadır? Hükümet mi? Emperyalist küresel güçler mi? Yoksa Amerika’da kuruluşunu sağlamış, alaca karanlık partisi mi? Bu durum, kamuoyuyla paylaşılmalı…
Nesim YALVARICI
Eğitimci / Badminton Millî Takım Antrenörü