HASTANELER, NASIL YÖNETİLMELİ? (3)
Özellikle son yıllarda, tıp teknolojisinde ve ilaç sanayisindeki hızlı gelişmeler sonucu, eskiden yatarak tedavi edilen birçok hastalık, artık evde tedavi edilmektedir. Ya da hastaneye ameliyat için başvuran hastalar lazer, laparaskopi gibi yöntemlerle birkaç saat içinde ameliyat edilerek bakım için eve gönderilmektedir. Artık evde bakım, otel hastaneler, hemşire evleri gibi yeni kavramlar profesyonel sağlık yöneticiliğini zorunlu kılmaktadır. Sağlık hizmetlerinin finansmanındaki değişiklikler, rekabet ve bilgi teknolojisindeki gelişmeler sağlık hizmetlerinde profesyonel sağlık yöneticiliğini zorlayan başlıca etkenlerdir.
Hastane ve sağlık kuruluşları yöneticisinin hekim mi, yoksa sağlık yönetimi eğitimi alan sağlık yöneticisi mi gerektiği aslında tartışmaya yer vermeyecek kadar açıktır. Elbette ki profesyonel yönetici burada, sağlık yönetimi eğitimini alan kişidir. Nasıl tıp eğitimi almayan bir kişinin doktor olması mümkün değilse, sağlık yönetimi eğitimini almayan bir kişinin de sağlık yöneticisi olması mümkün olmamalıdır.
Elbette hekimlik mesleği, özellikleri nedeniyle meslekten olmayan kişilerce denetlenmesi zor bir alandır. Sağlık kuruluşlarında hastaya sunulan şey önceden belirlenmiş standartlara uygun olarak üretilmiş bir ürün değildir. Nitelikleri hastaya göre değişen, üretildiği anda tüketilen, kolay denetlenemeyen bir hizmettir. Özellikle tanı ve tedavi hizmetleri, hekimlerin bilgi ve becerileri ile yakından ilgilidir. Bu özelliklerinden dolayı hekimlerin sağlık yönetimindeki ağırlıklarını dikkate almamak mümkün değildir. Ancak, bu özelliklerinden dolayı “Hekimleri hekimlerden başkası yönetemez.” anlayışı da objektif ve bilimsel değildir.
Sağlık hizmetleri yönetimi; sağlık kuruluşlarının mimarisinden başlayarak laboratuvar, röntgen hizmetleri, ameliyathane ve yoğun bakım hizmetleri, dosyalama ve arşiv hizmetleri, otelcilik hizmetleri, eczane hizmetleri, insan kaynakları yönetimi, malzeme yönetimi, finans yönetimi gibi birbirinden farklı pek çok faaliyetin bir arada yürütülmesini gerekli kılmaktadır. Tıp fakültelerinde bu konuda eğitim almamış hekimlerin bu alanlarda başarılı olacağını söylemek ne kadar inandırıcı olur?
Hekimleri, hekimlerden başkası yönetemez ise, o zaman mühendisleri mühendisten başkası, avukatları avukatlardan başkası, öğretmenleri öğretmenden başkası yönetmemelidir. Hatta, o zaman daha ileriye gidersek dahiliye uzmanlarını genel cerrahlar, genel cerrahları anestezi uzmanları, anestezi uzmanlarını ürologların yönetememesi gerekir. Kaldı ki bütün yöneticileri, hekimlerde de dahil olmak üzere, valiler, kaymakamlar, genel müdürler hatta müfettişler pek ala yönetmektedir.
Hiçbir yönetici, hekimlerin uzmanlık alanları ile eleştirici, yargılayıcı, mesleki yeterliliklerini sorgulayıcı bir anlayış içerisinde olamaz. Ancak, kaç hastaya baktığı, kaç hastayı yatırdığı, kaç ameliyat yaptığı vb. gibi faaliyetlerini takip edebilir, bu hizmetlerini istatistiksel değerlendirmeye tâbi tutabilir.
Yapılan bir araştırmada, meslek olarak sağlık yöneticiliği ile hekimlik arasında birçok farklar tespit edilmiştir. Bu farkların ne olduğunu, bir sonraki yazımda belirteceğim.
Yaşar ASLAN
Sağlık Yönetimi Uzmanı