
MEHMET GÜL’ÜN ANISINA…
Ülkücü Hareket’in önemli isimlerinden, eski MHP milletvekili Mehmet Gül (1952-2008)
Bugün, 13 Mart 2025, Türk siyasetinde ve Ülkücü Hareket’te derin izler bırakmış bir isim olan Mehmet Gül’ün vefatının 17. yıldönümü.
29 Mart 1952’de Yozgat’ın Yerköy ilçesinde başlayan hayat yolculuğu, 13 Mart 2008’de Ukrayna’nın başkenti Kiev’de sona eren Mehmet Gül, sadece bir politikacı değil, aynı zamanda bir dava adamı, yazar ve mücadeleci bir ruh olarak Türk milletinin hafızasında yer etmiştir. Onun vefat yıldönümünde, hayatını, ideallerini ve geride bıraktığı mirası bir kez daha hatırlamak, hem onun anısını yaşatmak hem de Türk milliyetçiliğinin zorlu yollarında verilen emeklere saygı duruşunda bulunmak anlamına geliyor.
***
GENÇLİK YILLARI VE MÜCADELECİ RUHUN DOĞUŞU
Mehmet Gül, henüz lise çağlarında Yozgat’ta yerel bir gazete olan Yenigün haftalık gazetesinde yazılarıyla dikkat çekmeye başlamıştı. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nde Türkçe eğitimi aldığı dönemde arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı Özyurt dergisi, onun milliyetçi düşüncelerini ifade etmeye başladığı ilk platformlardan biri oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenimine devam ederken Genç Arkadaş dergisinde yazılarıyla Ülkücü Hareket’in genç kalemlerinden biri haline geldi. Bu yıllar, Türkiye’nin siyasi çalkantılarla dolu 1970’li yıllarına denk geliyordu ve Mehmet Gül, bu fırtınalı dönemde Ülkücü Hareket’in ön saflarında yer aldı.
Ülkü Ocakları’nda İstanbul İl Başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen Gül, cesareti ve kararlılığıyla tanındı. 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yaşanan ve 7 öğrencinin hayatını kaybettiği kanlı olayda adı geçti; ancak delil yetersizliğinden beraat etti. Bu olay, onun hayatındaki dönüm noktalarından biri olarak kaldı ve Ülkücü Hareket’in zor günlerinde nasıl bir mücadele verdiğini gözler önüne serdi.
***
SİYASİ KARİYER VE MİLLETVEKİLLİĞİ
Mehmet Gül, 1999 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) 21. Dönem İstanbul Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne adım attı. Siyasi kariyeri boyunca milliyetçi duruşundan ödün vermedi ve Ülkücü camianın sesi olmaya devam etti. Ancak 2002 seçimlerinde MHP’nin baraj altında kalması, Gül’ün parti lideri Devlet Bahçeli’yi eleştirmesine yol açtı. Bu eleştiriler, onun bağımsız ve dobra karakterini bir kez daha ortaya koydu. Parti yönetimi ile yolları ayrılsa da o, Ülkücü kimliğini sade bir üye olarak İstanbul’da sürdürmekten vazgeçmedi.
***
GAZETECİLİK VE YAZIN HAYATI
Mehmet Gül’ün kalemi, sadece siyaset sahnesinde değil, yazın dünyasında da etkiliydi. Hergün gazetesi, Bizim Ocak, Yeni Birlik, Orta Doğu gazetesi ve son olarak Yeniçağ gazetesinde köşe yazarlığı yaparak düşüncelerini geniş kitlelerle paylaştı. Yazıları, milliyetçi perspektifi ve dönemin siyasi meselelerine dair keskin analizleriyle dikkat çekti. Ölümünden önce hazırlıklarını tamamladığı kitaplarının yayımlanması ise onun fikir dünyasının gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir adım oldu.
***
SON YILLAR VE VEDA
2007 yılında Hepatit B’nin siroza dönüşmesiyle sağlık sorunları yaşayan Gül’e karaciğer nakli yapıldı. Ancak, bu zorlu süreç, onun iş adamı kimliğiyle Ukrayna’ya sık sık seyahat etmesine engel olmadı. 8 Mart 2008’de Ukrayna’ya son ziyaretini gerçekleştiren Gül, 12 Mart’ta Kiev’de bir rahatsızlık geçirdi ve ertesi gün, 13 Mart 2008’de, kan pıhtılaşması nedeniyle üst üste geçirdiği kalp krizleri sonucu hayata veda etti. Cenazesi, Türkiye’ye getirilerek sevenleri tarafından ebediyete uğurlandı.
***
MİRASI VE ANISI
Mehmet Gül, Ülkücü Hareket’in “keskin kılıcı” olarak anılan bir isimdi. Onun hayatı, bir dava uğruna verilen mücadelelerin, cesaretin ve fedakârlığın simgesi oldu. X platformunda, vefat yıldönümünde sevenlerinin paylaşımları, onun ne denli sevilen ve özlenen bir şahsiyet olduğunu gösteriyor. “Bir yiğit ADAM vardı.”, “Çağın kalbine Ülkücü Hareket’in mührünü vuran” gibi ifadelerle anılan Gül, hem dostlarının hem de dava arkadaşlarının gönlünde taht kurmuş bir isim.
Bugün, Mehmet Gül’ü anarken, onun “Allah, rahmeti ile muamele eylesin” dualarıyla yâd edilmesi, bıraktığı mirasın ne kadar kıymetli olduğunun bir göstergesi.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Onun mücadelesi, Türk milliyetçiliğinin zorlu yollarında bir meşale olarak yanmaya devam edecek.
Esen kalın.
13 Mart 2025
M. Hüseyin OĞUZ
Jeoloji Mühendisi



