
RIFAT ILGAZ’IN AZİZ HATIRASINA...
Rıfat Ilgaz: Toplumcu Gerçekçiliğin Mizahla Buluşması
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak, hem yazın hayatında hem de kişisel yaşamında toplumcu gerçekçi bir çizgiyi benimseyen, mizahı ve hicvi ustalıkla kullanan bir şair, romancı, öykü yazarı ve öğretmendir. Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla geniş kitlelerce tanınmış, ancak eserleri ve hayatı, yalnızca bu eserle sınırlı kalmayacak kadar derin ve çok yönlüdür. Bu makalede, Rıfat Ilgaz’ın hayatı, edebi kişiliği, eserleri ve Türk edebiyatına katkıları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
***
Hayatı:
Zorluklarla Dolu Bir Yolculuk…
Rıfat Ilgaz, tam adıyla Mehmet Rıfat Ilgaz, 7 Mayıs 1911 tarihinde (bazı kaynaklara göre 1910 Şubat) Kastamonu’nun Cide ilçesinde doğdu. Bartınlı bir ailenin yedinci ve son çocuğu olan Ilgaz, denizci bir aileden geliyordu. Babası Hüseyin Vehbi Bey, gemicilik ve Düyûn-ı Umûmiye memurluğu yapmış; annesi Fatma Hanım ise Bartın’ın “Agalar” ailesinden bir kadındı. Ilgaz’ın çocukluğu, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın yoksulluk ve acılarıyla geçti. Babasının 1928’deki vefatı, ailenin maddi durumunu derinden sarstı ve Ilgaz’ı erken yaşta sorumluluk almaya zorladı.Eğitim hayatına Cide’de başlayan Ilgaz, ilkokulu Cide ve Terme’de tamamladı. Ortaokul için Kastamonu’ya ablasının yanına gitti, ancak babasının ölümüyle yatılı Kastamonu Muallim Mektebi’ne geçti. 1930’da buradan mezun olduktan sonra öğretmenlik kariyerine başladı. Gerede, Akçakoca ve Düzce’de ilkokul öğretmenliği yaptı. 1938’de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek Türkçe öğretmeni oldu ve İstanbul’da Karagümrük Ortaokulu’nda görev aldı.Ilgaz’ın hayatı, yalnızca öğretmenlik ve yazarlıkla değil, aynı zamanda siyasi mücadelelerle de şekillendi. Toplumcu görüşleri nedeniyle sık sık soruşturmalara maruz kaldı, hapis yattı ve öğretmenlikten uzaklaştırıldı. 1944’te Sınıf adlı şiir kitabı toplatıldı ve Ilgaz, altı ay hapis cezasına çarptırıldı. 1950’li yıllarda gazetecilik yaptı, Marko Paşa gibi mizah dergilerinde yazılar yazdı, ancak bu yazılar nedeniyle de defalarca yargılandı. 1974’te emekli olduktan sonra Cide’ye yerleşti, ancak 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alınarak zor günler geçirdi. Hayatının son yıllarını İstanbul’da geçiren Ilgaz, 7 Temmuz 1993’te akciğer embolisi nedeniyle vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Ilgaz’ın kişisel hayatı da çalkantılıydı. Beş kez evlendi; ilk evliliğini 1931’de Nuriye Hanım’la yaptı, ancak bu evlilik boşanmayla sonuçlandı. Daha sonra Rikkat Hanım, Fikret Hanım, Günseli Koptagel ve Afet Ilgaz’la evlilikler yaptı. Son evliliğinden kızı Defne doğdu. Oğlu Aydın Ilgaz ise babasının eserlerini yaşatmak için Çınar Yayınları’nı yönetti.
***
Edebî Kişiliği:
Toplumcu Gerçekçilik ve Mizah…
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi akımın öncülerinden biridir. Eserlerinde, halkın yaşadığı yoksulluk, adaletsizlik ve sosyal sorunları mizah ve hicivle işledi. Onun edebiyat anlayışı, bireysel duyarlılıklardan toplumsala geçişi yansıtır. İlk şiirlerinde kişisel temalar ağır bassa da, 1940’lardan itibaren toplumun meselelerini ele alan bir çizgiye yöneldi.Ilgaz’ın edebiyatındaki en dikkat çekici özellik, mizahın gücüdür. Mizahı, “beyaz” ve “olumlu” bir araç olarak tanımlayan Ilgaz, gülmenin ötesinde düşünmeye sevk eden bir yergi anlayışını benimsedi. Hababam Sınıfı’nda eğitim sistemindeki kopya, ezber ve sahte saygı gibi sorunları hicvetti. Mizahı, toplumun aksaklıklarını eleştirirken aynı zamanda halkın dayanışma ruhunu yüceltti. Ilgaz, “Gözüm toplumda, kulağım halkta” diyerek eserlerinin halktan beslendiğini vurguladı.
Şiirlerinde ise sosyalist gerçekçi bir çizgi izledi. Yarenlik (1943) adlı ilk şiir kitabında çevresindeki insan hikayelerini anlattı; Sınıf (1944) ise yoksulluk, okul hayatı ve toplumsal eşitsizlikleri işleyen cesur bir eserdi. Nazım Hikmet’in toplumcu edebiyat anlayışından etkilenen Ilgaz, halkın diliyle yazarak geniş kitlelere ulaştı. Romanlarında da Karadeniz kültürünü ve Cide’nin insanlarını sıkça işledi; Sarı Yazma, Yıldız Karayel ve Halime Kaptan gibi eserlerinde bu temalar öne çıktı.Ilgaz’ın bir diğer önemli yönü, çocuk edebiyatına katkılarıdır. “Çocuklar için yazdım hep” diyen yazar, Bacaksız serisi ve Çocuk Bahçesi gibi eserlerle çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici hikayeler sundu.
***
Eserleri:
Zengin ve Çeşitli Bir Miras…
Rıfat Ilgaz, 60’ı aşkın eseriyle Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biridir. Şiir, roman, öykü, oyun, anı ve çocuk kitapları gibi farklı türlerde eserler verdi. İşte başlıca eserlerinden bazıları:
Şiir Kitapları
Yarenlik (1943): Ilgaz’ın ilk şiir kitabı, çevresindeki insan hikayelerini işler.
Sınıf (1944): Toplumcu gerçekçi şiirlerin yer aldığı bu kitap, toplatıldı ve Ilgaz’ın hapse girmesine neden oldu.
Yaşadıkça (1948): Verem hastalığı, hastaneler ve sosyal adaletsizlik temalarını işler.
Devam (1953): Toplatılan bir diğer şiir kitabı.
Karakılçık (1969),
Uzak Değil (1971),
Kulağımız Kirişte (1983): Toplumsal yergi ve adaletsizlik temalı şiirler.
Bütün Şiirleri (1983): Ilgaz’ın tüm şiirlerini bir araya getiren derleme.
Romanlar
Hababam Sınıfı (1957): Türk edebiyatının klasiklerinden biri. Eğitim sistemindeki aksaklıkları mizahi bir dille eleştirir. Sinema ve tiyatroya uyarlanarak büyük başarı kazandı.
Karartma Geceleri (1974): Ilgaz’ın kendi hayatından izler taşıyan bu roman, savaş yıllarındaki baskıyı ve toplumcu bir öğretmenin mücadelesini anlatır. 2004’te 100 Temel Eser listesine girdi.
Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959): Ilgaz’ın verem hastalığıyla geçirdiği sanatoryum günlerinden esinlenen bir eser.
Sarı Yazma (1976),
Yıldız Karayel (1981),
Halime Kaptan (1972): Karadeniz kültürünü ve halkın yaşamını işleyen romanlar.
Öykü Kitapları
Radarın Anahtarı (1957),
Don Kişot İstanbul’da (1957),
Nerde O Eski Usturalar (1962): Toplumsal sorunları mizahi bir dille işleyen öyküler.
Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972),
Hababam Sınıfı Baskında (1972): Hababam Sınıfı serisinin devamı niteliğinde öyküler.
Çocuk Kitapları
Bacaksız serisi (Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Okulda vb.): Çocuklara yönelik eğlenceli ve öğretici hikayeler.
Çocuk Bahçesi (1995): Çocuklar için yazılmış şiir ve hikayeler.
Diğer Eserler
Yokuş Yukarı (1982),
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986): Anı türündeki eserler.
Abbas Yola Giden (1993): Tiyatro oyunu olarak sahnelenen bir eser.
Ilgaz’ın eserleri, Çınar Yayınları tarafından korunmakta ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmaktadır.
***
Türk Edebiyatına Katkıları
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatına hem içerik hem de biçim açısından önemli katkılar sağladı. Toplumcu gerçekçi çizgisiyle, halkın sorunlarını edebiyatın merkezine taşıdı ve Nazım Hikmet, Orhan Kemal gibi isimlerle aynı çizgide eserler üretti. Mizahı, eleştirel bir araç olarak kullanarak, toplumsal sorunları geniş kitlelere ulaştırdı. Hababam Sınıfı, yalnızca bir mizah eseri değil, aynı zamanda eğitim sistemine dair derin bir eleştiridir ve bu yönüyle zamansız bir klasik haline gelmiştir. Ilgaz’ın dergicilik faaliyetleri de edebiyat dünyasında iz bıraktı. Marko Paşa, Dolmuş ve Adembaba gibi dergilerde yazarak, dönemin siyasi ve sosyal atmosferine mizahi bir ayna tuttu. Çocuk edebiyatına verdiği önem ise, genç nesillere okuma sevgisi aşılamada öncü bir rol oynadı. Kastamonu ve Cide’ye olan bağlılığı, eserlerinde Karadeniz kültürünü canlı bir şekilde yansıtmasını sağladı. Soyadını Ilgaz Dağları’ndan alan yazar, bu bölgeyi romanlarında bir tema olarak sıkça işledi. Bugün Kastamonu ve Cide’de adına düzenlenen etkinlikler ve Rıfat Ilgaz Müzesi, onun mirasını yaşatmaktadır.
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatında mizahı, hicvi ve toplumcu gerçekçiliği bir araya getiren ender isimlerden biridir. Zorlu yaşam koşullarına, baskılara ve hapis cezalarına rağmen yazmaktan vazgeçmemiş, halkın sesi olmayı sürdürmüştür. Hababam Sınıfı ile milyonların gönlünde taht kurarken, Karartma Geceleri gibi eserlerle savaş yıllarının karanlık yüzünü gözler önüne sermiştir. Çocuklar için yazdığı hikayelerle de geleceğe umut tohumları ekmiştir.Ilgaz’ın “Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak, kitaplar suç ortağınız” sözü, onun hayat felsefesini özetler. Eserleriyle yaşamaya devam eden bu büyük yazar, Türk edebiyatının “sınıfın ozanı” olarak her zaman anılacaktır.
Annenden öğrendiğinle yetinme
Çocuğum,Türkçe’ni geliştir.
Dilimiz öylesine güzel ki
Durgun göllerimizce duru,
Akar sularımızca coşkulu…
Ne var ki çocuğum,
Güzellik de bakım ister|
Önce türkülerimizi öğren,
Seni büyüten ninnilerimizi belle,
Gidenlere yakılan ağıtları..
Her sözün en güzeli Türkçe’mizde,
Diline takılanları ayıkla,
Yabancı sözcükleri at|
Bak, devrim, ne güzel|
Barış, ne güzel|
Dayanışma, özgürlük…
Hele bağımsızlık|
En güzeli, sevgi|
Sev Türkçe’ni, çocuğum,
Dilini sevenleri sev
Rıfat ILGAZ Anısına Saygıyla…
08 Mayıs 2025
M. Hüseyin OĞUZ
Jeoloji Mühendisi


