VEFATININ 121. YIL DÖNÜMÜNDE ŞEMSETTİN SAMİ
Şemsettin Sami (Sami Frashëri), 19. yüzyıl Osmanlı aydınlarından biridir ve Türk dili, edebiyatı ve kültürüne yaptığı katkılarla tanınır. Arnavut asıllı bir yazar, sözlükçü, ansiklopedist, çevirmen, gazeteci ve dil bilgini olan Şemsettin Sami, aynı zamanda Arnavut milliyetçiliğine de önemli katkılar sağlamış çok yönlü bir düşünce insanıdır. Türk edebiyatında ilk yerli roman, ilk kapsamlı Türkçe sözlük ve ilk Türkçe ansiklopedinin yazarı olarak bilinir.
Şemsettin Sami, 1 Haziran 1850 tarihinde, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan Yanya Vilayeti’nin Ergiri (Gjirokastra) sancağına bağlı Fraşer (Frashëri) köyünde doğdu. Arnavutça literatürde Sami Frashëri olarak anılır. Babası Halit Bey, Berat’tan Fraşer’e yerleşmiş bir tımar sahibi aileden geliyordu; annesi Emine Hanım ise II. Bayezid döneminde yaşamış Arnavut asıllı komutan İmrahor İlyas Bey’in soyundandı.
Şemsettin Sami, ilköğrenimine Fraşer’de Bektâşi tekkesinde başladı ve Kalkandelenli Mahmut Efendi’den Arapça ile Farsça dersleri aldı. 1859’da babasını, 1861’de annesini kaybettikten sonra ağabeyi Abdül Bey’in himayesinde kardeşleriyle birlikte Yanya’ya taşındı. Burada prestijli Zosimea Rum Lisesi’nde eğitim gördü (1868). Bu okulda Eski ve Yeni Yunanca, Fransızca, İtalyanca öğrenirken, özel hocalardan Türkçe, Arapça ve Farsça öğrendi. Sekiz yıllık eğitim programını yedi yılda tamamlayarak üstün bir başarı gösterdi.
1871’de İstanbul’a taşınarak Matbuat Kalemi’nde memur olarak çalışmaya başladı. Aynı dönemde gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerine yöneldi. 1872’de Hadika gazetesinde yazılar yazdı ve ilk eseri olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanı tefrika etti. Daha sonra Trablusgarp’ta Vilayet Gazetesi’nde başyazarlık yaptı ve İstanbul’a dönerek Sabah, Tercüman-ı Şark gibi gazetelerde ve Aile, Hafta gibi dergilerde çalıştı.
1884’te Kazasker Saadettin Efendi’nin kızı Emine Veliye Hanım ile evlendi ve bu evlilikten dört çocuğu oldu, bunlardan biri Galatasaray Spor Kulübü’nün kurucusu Ali Sami Yen’dir. İlk eşinin 1893’teki vefatından sonra ağabeyi Abdül’ün dul eşi Belkıs Hanım ile evlendi ve bu evlilikten bir çocuğu daha oldu.
Şemsettin Sami, 1 Temmuz 1904’te (bazı kaynaklarda 18 Haziran 1904) İstanbul Erenköy’deki evinde hayatını kaybetti. İlk olarak Sahrayıcedit Mezarlığı’na defnedildi, 1968’de kemikleri Feriköy’deki aile kabristanına nakledildi.
Şemsettin Sami, Tanzimat döneminin çok yönlü aydınlarından biri olarak hem Türk hem de Arnavut kültür ve edebiyatına katkılar sağlamıştır.
Edebi kişiliğinin temel özellikleri şunlardır:
* Türkçülük ve Dilin Sadeleşmesi: Şemsettin Sami, Türkçenin sadeleşmesini ve Arapça-Farsça etkilerden arındırılmasını savundu. Türkçenin “aslî lisan” olarak Doğu Türkçesi (Çağatayca) ve eski Türk kaynaklarına dayandırılması gerektiğini belirtti. Türkoloji’nin temellerini atan isimlerden biri olarak kabul edilir.
* Osmanlıcılık ve Modernleşme: Osmanlı Devleti’nin modernleşmesini ve güçlenmesini savunan Şemsettin Sami, Osmanlıcılığın önemli temsilcilerindendi. Türkçenin imparatorluğun ortak dili olarak güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda İslamiyet ile sosyalizmi bağdaştıran bir düşünce yapısına sahipti, ancak komünizme karşıydı.
* Arnavut Milliyetçiliği:
Arnavut asıllı olmasına rağmen Osmanlıcılığı benimseyen Şemsettin Sami, Arnavut diline ve kültürüne de katkıda bulundu. Ağabeyi Abdül Bey ile birlikte Latin ve Yunan harflerine dayalı ilk Arnavut alfabesini geliştirdi (1879) ve Arnavutça gramer kitabı yazdı (1886). Ancak Arnavutluk’un Osmanlı’dan ayrılmasını desteklemedi; aksine, Arnavutların Osmanlı Devleti içinde kalmasını savundu.
* Eğitimci Yaklaşım: Tanzimat aydınları gibi Şemsettin Sami de edebiyatın toplumu eğitme aracı olduğunu düşünüyordu. Roman ve tiyatro eserlerinde sade bir dil kullanarak halkı bilinçlendirmeyi amaçladı.
* Çok Yönlülük: Dilbilim, edebiyat, gazetecilik, ansiklopedi yazarlığı ve çeviri gibi birçok alanda eserler üretti. Batı’daki rasyonel bilgi birikimini Türkçeye aktararak modernleşme hareketine katkıda bulundu.
Şemsettin Sami’nin eserleri, Türk edebiyatı ve dilbilimi açısından çığır açıcı niteliktedir. Kırktan fazla eseri bulunmaktadır ve bunlar çeşitli türlerde yazılmıştır. Başlıca eserleri şunlardır: *RomanTaaşşuk-ı Talat ve Fitnat (1872-1873): Türk edebiyatının ilk telif romanı olarak kabul edilir. Hadika gazetesinde tefrika edilen bu eser, görücü usulü evliliğin sakıncalarını konu edinir ve romantizm akımının etkilerini taşır. Dil açısından sade bir üsluba sahiptir, ancak teknik yönden bazı zayıflıkları bulunur.
* SözlüklerKâmûs-ı Türkî (1901): Modern anlamda ilk kapsamlı Türkçe sözlük olup Türkçenin söz varlığını ortaya koyar. Yaklaşık 29.000 kelime içerir; üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça ve diğer dillerden alınma kelimelerden oluşur. Sözlük, kelimelerin kökenini, gramer kategorisini ve anlamlarını açıklarken örnek cümleler sunar. Önsözü (İfade-i Meram), Türkçenin geçmişini ve önemini vurgulayan bir manifesto niteliğindedir.
* Kâmûs-ı Fransevî (1882-1885): Fransızca-Türkçe ve Türkçe-Fransızca sözlük.
* Kâmûs-ı Arabî (1895-1898): Arapça-Türkçe sözlük. Arapça ses ve biçim bilgisi üzerine geliştirdiği bakış açısı, eseri dil tarihi açısından önemli kılar.
* Ansiklopedi Kâmûsü’l-A’lâm (1889-1898): Tarih, coğrafya ve biyografi alanında ilk Türkçe ansiklopedi. Altı ciltlik bu eser, dünya çapında kişi, yer ve olayları alfabetik sırayla ele alır. Şemsettin Sami, bu eseri “tarih ve coğrafya lügatine ve kaffe-i esma-i hassayı camiidir” şeklinde tanımlamıştır.
* Besa yahut Ahde Vefa (1875): Arnavut kültüründeki “besa” (söz verme) geleneğini işler. Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir ve teknik açıdan dönemin diğer oyunlarından daha başarılı bulunur.
* Seydi Yahya (1875) ve Gâve (1876): Diğer tiyatro eserleridir, ancak fazla ilgi görmemiştir.
Çeviriler
* Sefiller (Victor Hugo): Yarım kalan bu çeviri, daha sonra Hasan Bedreddin tarafından tamamlandı.
* Robinson Crusoe (Daniel Defoe): Türkçeye kazandırdığı önemli eserlerden biridir.
* İhtiyar Onbaşı (Dumanoir & Ennery) ve Galatée (Florian): Fransızcadan çevrilmiş tiyatro oyunları.
* Tarih-i Mücmel-i Fransa (Madame de Saint-Ouen): Fransa’nın tarihine dair kısa bir çeviri eser.
Dilbilgisi ve Eğitim Kitapları
* Yeni Usûl Elifbâ-yı Türkî: Türkçe öğretimine yönelik yenilikçi bir alfabe kitabı.
* Nev Usûl Sarf-ı Türkî: Türkçenin dilbilgisini sadeleştirme çalışması.
* Arnavutça Gramer (1886): Arnavut diline yönelik gramer kitabı.
* Cep Kütüphanesi Serisi: Astronomi, jeoloji, antropoloji gibi konularda ansiklopedik bilgiler içeren küçük kitaplar (Medeniyyet-i İslâmiyye, Esâtîr, Kadınlar, Gök, Yer, İnsan vb.).
Diğer Eserler
* Kutadgu Bilig ve Orhun Abideleri: Bu eserlerin izahlı çevirilerini hazırladı ve Türkçenin en eski kaynaklarını inceleyen ilk Osmanlı araştırmacılarından oldu.
* Himmetü’l-Hümâm fî Neşri’l-İslâm, Hurdeçîn, Bâkî’nin Eş‘âr-ı Müntehabesi: Çeşitli telif ve çeviri eserler.
Şemsettin Sami, Türk dilinin etimolojisi, yapısı ve sadeleşmesi üzerine yaptığı çalışmalarla Türkoloji’nin öncülerinden biri oldu. Kâmûs-ı Türkî ve Kâmûsü’l-A’lâm, Türk diline ve kültürüne kalıcı katkılar sağladı.İlk Yerli Roman Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Türk edebiyatında telif roman türünün başlangıcıdır ve toplumsal sorunlara dikkat çeker.Arnavut alfabesinin geliştirilmesi ve gramer çalışmalarına öncülük etti. Arnavut milliyetçiliğinin kültürel temellerine katkı sağladı, ancak Osmanlı birliğini savundu.
Hadika, Sabah, Tercüman-ı Şark gibi gazetelerde ve Aile, Hafta dergilerinde çalışarak dönemin entelektüel ortamına katkıda bulundu.
Batı’daki bilimsel ve edebi birikimi Türkçeye aktararak toplumun eğitimine önem verdi. Cep Kütüphanesi serisi, halkı bilgilendirme amacı taşıyordu.
Ödüller:
* Sözlük çalışmaları nedeniyle II. Abdülhamit tarafından İftihar Madalyası ile ödüllendirildi. Ayrıca çeşitli rütbe ve nişanlar aldı.
Şemsettin Sami, hem Türk hem de Arnavut kimliklerine aidiyet duyan, Osmanlıcılık ve Türkçülük gibi fikir akımlarını sentezleyen bir aydındır. Türkçenin sadeleşmesi, zenginleşmesi ve modern bir bilim dili haline gelmesi için çaba göstermiştir. Eserleri, hem Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde hem de modern Türkiye ve Arnavutluk’ta derin etkiler bırakmıştır. Türk edebiyatı ve dilbilimi açısından bir dönüm noktası olan Şemsettin Sami, 54 yıllık kısa ömrüne rağmen kırktan fazla eserle kültür dünyasına damga vurmuştur.
Rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz..
01 Temmuz 2025
M. Hüseyin OĞUZ

