ZAFERİN UNUTULAN KAHRAMANLARINDAN ÇETMİLİ KARA ALİ ÇAVUŞ
Çetmili Kara Ali Çavuş, Türk tarihinin önemli kahramanlarından biridir ve özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında gösterdiği fedakârlıklarla tanınır.
Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Akçabelen (eski adıyla Çetmi) köyünden olan Kara Ali Çavuş ve oğlu Sancaktar Mehmet Onbaşı’nın hikâyesi, vatanseverlik ve fedakârlığın sembolü olarak anılır.
Çetmili Kara Ali Çavuş, 1912 yılında Balkan Harbi’nin başlamasıyla askere çağrıldı. O dönemde oğlu Mehmet henüz 8 yaşındaydı. Kara Ali Çavuş, ailesini ve küçük oğlunu geride bırakarak tereddütsüz vatan savunmasına katıldı. Balkan Harbi, Osmanlı Devleti’nin büyük kayıplar verdiği bir dönem oldu ve Kara Ali Çavuş bu savaşta mücadele etti. Ancak savaşın bitmesiyle evine dönme fırsatı bulamadan, Hicaz ve Yemen cephelerine gönderildi. Burada kutsal toprakları korumak için çarpıştı ve kahramanlıklar gösterdi.
Yemen’den sonra Kafkas Cephesi’ne, oradan da Doğu Cephesi’ne sevk edildi. Toplamda 11 yıl boyunca cepheden cepheye koşarak, evine ve ailesine dönmeden vatan için savaşmaya devam etti. Bu süre boyunca oğlu Mehmet’i ve ailesini göremedi.
《 Kara Ali Çavuş’un bu uzun mücadele dönemi, onun azmini ve vatan sevgisini ortaya koyar. 》
Anadolu’da Millî Mücadele’nin başlamasıyla Kara Ali Çavuş, Mustafa Kemal Paşa’nın emrine girerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. 1922 yılında, Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos günü, Afyonkarahisar-Kocatepe’den hareket eden Türk ordusuyla birlikte Dumlupınar Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde yer aldı. Bu savaş sırasında, mucizevi bir olay gerçekleşti: Kara Ali Çavuş, cephede 19 yaşındaki Alay Sancaktarı Mehmet Onbaşı ile karşılaştı. Mehmet, 11 yıl önce 8 yaşındayken bıraktığı oğluydu. Baba ve oğul, savaşın ortasında duygusal bir buluşma yaşadı.
Kara Ali Çavuş’un, oğluyla buluştuğu gece, “Evladımı bari göster Yarabbim” duasının kabul olduğunu düşünerek şükrettiği ve “Oğlumla bir gece geçireyim, sabahına canımı al” dediği rivayet edilir. Ancak bu buluşma, aynı zamanda trajik bir sonun başlangıcı oldu.
Büyük Taarruz sırasında, Çetmili Kara Ali Çavuş ve oğlu Mehmet, düşman kuvvetlerini Ege’ye doğru püskürtmek için en ön saflarda savaştı. 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren ilk birliğin başında bulunan Mehmet Onbaşı, burada şehit düştü. Kara Ali Çavuş ise oğlunu kucağında taşıyarak savaş alanında ilerlerken kendisi de şehit oldu. Bu dramatik olay, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki fedakârlık ve kahramanlığın simgesi haline geldi.
Kütahya’daki Dumlupınar Şehitliği’nde, “Şehit babasını kucağında taşıyan oğul” anıtı, bu hikâyeyi temsil eder. Anıt, 30 Ağustos 1992’de ziyarete açılmıştır ve Çetmili Kara Ali Çavuş ile oğlu Mehmet’in destansı hikâyesini ölümsüzleştirir.
Çetmili Kara Ali Çavuş ve oğlu Mehmet’in hikâyesi, Türk toplumunda derin bir etki bırakmıştır. Bu hikâye, çeşitli platformlarda anlatılmış ve belgesellere konu olmuştur:
*Belgesel: Kütahya Tanıtım Vakfı (KÜTAV) katkılarıyla, Çetmili Kara Ali Çavuş ve oğlu Mehmet’in hikâyesi belgeselleştirilmiştir. “Büyük Taarruz-Çetmili Kara Ali Çavuş ve Oğlu Mehmet” adlı belgeselin ön gösterimi 2022’de yapılmıştır.
* Dizi: Show TV’de yayınlanan Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisinin 6. bölümünde, Ertan Saban’ın canlandırdığı Sadi Hoca karakteri, bu hikâyeyi duygusal bir şekilde anlatarak izleyicileri etkilemiştir.
* Anma Törenleri: Beyşehir’de, Akçabelen Mahallesi’nde her yıl Kara Ali Çavuş ve oğlu Mehmet Onbaşı anısına mevlit ve dualarla anma programları düzenlenmektedir.
Çetmili Kara Ali Çavuş’un torunları, dedelerinin ve babalarının kahramanlıklarından gurur duymaktadır. 2018’de Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Kara Ali Çavuş’un 78 yaşındaki torunu Abdullah Gökoğlu’nu ağırlamış ve ona plaket ile çini tabak hediye etmiştir. Torunlar, bu destansı hikâyenin gelecek nesillere aktarılması için çaba göstermektedir.
Çetmili Kara Ali Çavuş ve oğlu Mehmet’in hikâyesi, Türk milletinin vatan sevgisi, fedakârlık ve bağımsızlık mücadelesinin en dokunaklı örneklerinden biridir. Onların cepheden cepheye koşarak verdikleri mücadele, sadece bir baba-oğul hikâyesi değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık için ödediği bedelin bir sembolüdür. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır’ın dediği gibi, “Bu vatanı bize vatan yapanların emaneti, emanetimizdir.”
Kara Ali Çavuş’un hikâyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi önemli günlerde sıkça anılarak, Türk gençlerine vatanseverlik ve fedakârlık duygularını aşılamaya devam etmektedir.
Çetmili Kara Ali Çavuş’un hikâyesi, özellikle genç nesillere vatanseverlik değerini öğretmek için eğitim materyallerinde ve projelerde kullanılmaktadır. Örneğin, Afyonkarahisar’da bir öğrencinin “Zafere Ses Veren Gençler” projesi kapsamında yazdığı yazı, bu hikâyeyi konu edinmiştir.
Hikâyenin popüler kültürdeki yansımaları, özellikle belgesel ve dizi sahneleriyle, geniş kitlelere ulaşmıştır.
Rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Tin’i kut bulsun. Durağı uçmak olsun. Yeri uluların yanı olsun..
Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için;
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için.
Mecnun inler, kanını
Leyla’ya katmak için.
Cilve yapar sevgili
Gönül kanatmak için.
Şair neden gam çeker?
Şiir yaratmak için.
Dağda niçin bağırılır?
Feleğe çatmak için.
Açılır tatlı güller
Arılar tatmak için.
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için.
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve………………………
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için…
Hüseyin Nihâl Atsız..
31 Ağustos 2025
M. Hüseyin OĞUZ


