Dr Burhanettin Şenli
Sevgili okuyucularım yazılarıma gösterdiğiniz yoğun ilgi beni farklı konuları yazmaya yönlendirdi. Editörüm Serdar Akdeniz’in önerisi sonucu genel yayın yönetmenimiz Sevgili Selman Koftar ile de mutabık kaldık. Sizlere farklı konularda aydınlatıcı yazılar yazmayı kararlaştırdım.
Türk kamuoyunda Afganistan çok az bilinir. Afganistan bizim için coğrafi olarak uzak ama gönül olarak en yakın komşularımızdan birisidir. Aslında hep eksik değerlendirilen “Güney Türkistan” dır. Buram buram Türk kültürünü hissedersiniz . Afganistan her Türk Vatandaşının çok iyi bilmesi gereken bir konudur. Ulu önderimiz Atatürk bu gerçeği görmüş ve Afganistan’a çok önem vermiştir. Gönderdiği subaylar ve diğer devlet görevlileri değerli hizmetler yaparak inanılmaz izler bırakmışlardır. Halen Afgan ordusunda geçerli olan Türkçe komutlar ve terimler o günlerin etkisiyle kullanılmaya devam etmektedir. Benzer konular ileride anlatılacaktır. Genç Türkiye Cumhuriyetini ilk tanıyan ülkelerden birisi Afganistan olmuş, Kurtuluş savaşımıza maddi ve manevi çok destek vermiştir. İlk büyükelçilerimizden birisi olan Abdurrahman Bey de Afganistan’a ilk elçimiz olarak gönderilmiştir. Afgan kralı Amanullah Han Türkiye Cumhuriyetini ziyaret eden ilk devlet başkanı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen Türk imparatorluklarının çoğunun coğrafi hudutları Afganistan’ı kapsar.
Afganistan’ı inceleyen batılı yazarlar ve Emperyalizm ülkedeki Türk unsurunu ve Türk kültürünün izlerini yok saymışlardır. Örneğin Afganistan konusunda otorite sayılan Oliver Roy kitaplarında Türk kelimesini neredeyse hiç kullanmamıştır.
19. yüzyılda Başlayan en büyük Küresel oyun olan “Büyük Oyun” Afganistan üzerinde oynanmış, Kuzeydeki Rusya ile İngiltere’nin arasında bir tampon olarak Afganistan oluşturulmuştur. Sizler de isterseniz bu konuları bir yazı dizisi olarak anlatmak istiyorum. Yorumlarda tepkinizi belirtmeniz yönlendirici olacaktır. ,Afganistan önümüzdeki dönemde gündemi daha çok işgal edecektir. SSCB nin dağılmasının en önemli sebeplerinden birisi Afganistan’ın işgali sonucunda uğradığı yenilgidir. Şu anda ABD’nin yaşadığı krize de Afganistan’ın çok etkisi vardır. ABD’nin şu anda yaşadığı krizin sebeplerinden birisi de emperyalist amaçlarla yaptığı askeri harcamalardır. ABD’nin dünya üzerindeki en büyük ve en önemli kolordusu şu anda Afganistan’da görevlidir. Afganistan’ın ABD’nin şu anda kriz yaşadığı Çin ile kara sınırı vardır. Asya’yı değerlendirmek için Afganistan mutlaka bilinmelidir. Bu nedenle 11 Eylül olaylarının hemen akabinde bir yıl süreyle kaldığım ve yıllardır araştırdığım Afganistan’ı sizlere anlatmaya çalışacağım. Ayrıca Afganistan’ın 2002- 2003 yıllarını göz önüne seren, olağanüstü tepkiler alarak onlarca gösterimini yaptığım “Afganistan’dan İzler” konulu fotoğraf gösterim ve söyleşim çeşitli kesimlerdeki izleyiciye ulaşmıştır. Arşivimde Afganistan konusunda çok geniş bir belge ve Fotoğraf kolleksiyonu mevcuttur. Yaklaşık 3000 sayfa Rus Belgesi ve 5000 sayfa batılı kaynaktan faydalanarak on yıla yakın süren yoğun bir çalışma sonunda hazırladığım “Afganistan (1945-1989)” başlıklı Afganistan Tarihi konusundaki Doktora tezimi başarıyla tamamladım. Hazırsanız Atalarımızın ve Mevlana’nın da geldiği topraklarla ilgili tarih yolculuğuna başlayalım. 1001 Gece Masallarında anlatılan ülkeler kadar güzel bir ülkenin harabeye dönüşünü izleyelim.
Öncelikle Afganistan isminin nereden geldiği konusuyla başlayalım.
Afganistan ismi, Afgan toprakları anlamına gelir. Afgan ise TDK sözlüğüne göre: 1. Afganistan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse. 2. Afganistan’a ve Afgan halkına özgü olan, anlamlarına gelmektedir. Ayrıca farklı olarak heyecanlı, çabuk öfkelenen ve Orta Asya’da yaşayan Müslüman bir kavim anlamı da vardır.
18. yüzyıla kadar bugünkü Afganistan coğrafyasını tam olarak ifade edecek herhangi bir ad bulunmamaktadır. Ancak 1747 yılında Abdali reislerinden Ahmed Şah’ın, “Milli Afgan Devleti” ni kurmasından sonra, siyasi alanda ortaya çıkan bölge için “Avganlar” bölgesi anlamına gelen “Afganistan” adı kullanılmıştır.
Ülkenin adı, Afgan kavminin üstünlük kazandığı XVIII. asrın ilk yarısından sonra ortaya çıkmıştır.
Afganistan’ın adı bize ülkenin nadir tarihi hakkında birçok hususu bize hatırlatmaktadır. Genellikle bilindiği üzere istan (veya stan) kelimesi bir ismin sonuna geldiğinde bize Pers bölgesinde (veya Asya’da), mesela Pakistan veya Özbekistan gibi bir ülkeyi anlatmaktadır.
Afganistan kelimesinin, Afganların yaşadığı ülke anlamına geldiği kabul edilir. Lois Dupree klasik Kitabı “Afghanistan”ın girişinde “Afgan” kelimesinin Farsça kelime Faghan kökeninden geldiğinden ve kederlenmek, yas tutmak anlamı taşıdığından bahsetmiştir. Ayrıca MS 3. yüzyılda hüküm süren Sasani hanedanı hakkındaki belgelerde özel bir ırk için ilk defa kullanıldığını eklemiştir.
“The Pathans” isimli kitabında Olaf Caroe konuyu anlatırken Afgan kelimesinin Sasani hanedanının doğu sınırında yaşayan halkı anlattığından bahsetmiş, Afgan kelimesini o halkı anlatmak için diğerlerinin kullandığını ama onların kendileri için bu kelimeyi kullanmadığını anlatmıştır.
İlave olarak, Vogelsang “History and Culture of Afghanistan” isimli kitabında “Afgan” isminin Varaha Mihira’nın Sanskritçe yazdığı Brhat-Samsira isimli kitabında bahsettiği Hindistan bölgesinde yaşayan Avanagas isimli etnik gruptan gelmiş olabileceğini belirtmiştir.
Eski efsaneleri toplamış olan birçok eser (Oğuz Kağan Destanı, Divan-ı Lügat it Türk, Cami üt-Tevarih) Afganistan’da da yaşayan Kalaçlara Türk demiş ve onları Türklerin ana kütleden ayrılmış bir kolu gibi göstermiştir. Tarihi devirlerden bahseden kaynaklar da onlara Türk demiştir. (El-Utbi, Fahrettin Mübarek Şah vs.) Kalaçlar Afganistan’a yerleşmiş önemli Türk boylarından birisidir.
Kaşgarlı Mahmud’da Kalaçları-Halaçları Oğuzlara bağlamıştır. Kaşgarlı Reşidüddin tarafından sayılan 24 Oğuz boyuna karşılık 22 boy saymış fakat boyların 24 olduğunu ve iki Halaç boyunun ayrılıp gittiğini de kaydetmiştir.
Afganistan 18. yüzyılın ortasında Peştun (Pathan kelimesi de aynı anlamı taşır fakat Peştunlar bu kelimeden hoşlanmaz.) kabilelerin bir federasyonu olarak ortaya çıkmıştır. Dr. Murat Argun Afganistan hakkında şöyle söylemektedir: “Afganistan tarih boyunca çeşitli isimlerle anılmıştır. Bir zamanlar Turan diye anılan bölge içindeydi. Afganistan’da gerçekten eski Türk Devletleri burada kurulmuştur. Bu günkü Afganistan güneydeki Sistan vilayetinin ismi Saka Türklerinden kalmadır. Hazarpes ve Kapisa bölgelerine hâkim olan Kuşaniler’in başşehri ise Bamyan’dı. Kabil ise Yefteliler (Ak Hunlar) Türklerinin başkentiydi. Bu yüzden çeşitli isimlerle anılan Uluğ Türkistan coğrafyasının güneyi (Güney Türkistan) teşkil eden bölge bir zamanlar Turan daha sonra Horasan adıyla anılmıştır.” Afganistan adı 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yani 1870’li, yıllardan sonra kullanılmıştır. Emir Abdurrahman Han kral iken kaleme aldığı (Siracüh Tavarih) isimli kitapta: “Ben Horasan ve Türkistan kralı” diye yazmıştır. Güney Afganistan için ise Horasan ismi kullanılmıştır. Emir Abdurrahman Han’ın oğlu Emir Habibullah han zamanında İngilizler ilk defa Afganistan adını kullanmışlardır. Yani yaklaşık 120-130 yıl kadar önce Afganistan kelimesi ortaya çıkmıştır.
Bugünkü Afganistan’ın adı eskiden Ariyana’ydı. Ariya milleti kuzeyden soğuk bölgelerden güneye sıcak bölgelere yerleşmişler. Daha sonra Ariyalılar Hindukuş dağlarından geçerek İran oradan Hilici Fars (körfez bölgesi) ve Uman deryasının etrafında yayılmışlar. Bazıları Afganistan’ın güneyine yani Hayber geçidinden geçerek Hindistan’da göçebe hayatı yaşamışlar ve yerleşmişlerdir. Bunların yayılması MÖ 3000-4000 yıllarında olmuştur. Eskiden Afganistan Bahtar olarak Kabilistan’a bağlıydı ve eskiden Afgan kelimesi Avgan olarak kullanılmış, daha sonra ise Afganistan adını bütün ülke söylemeye başlamıştır.10 1964 yılında Büyükler Meclisi (Loya Jirga) Kral tarafından başkente çağırılmış ve yeni yapılacak anayasanın taslağı üzerinde son karar alınması istenmişti. Büyükler Meclisi on gün boyunca anayasadaki bazı sorunlu maddeler üzerinde tartışmıştır. Üzerinde durulan maddeler, güçler ayrılığı ilkesine göre hükümet kurmak ve milli kimlik ile alakalıdır. Milli kimlikle ilgili uzun tartışmalardan sonra “Afgan” kelimesinin tanımı yapılmış ve Afganistan’da yaşamakta olan herkese “Afgan” kelimesinin kullanılması yasalaşmıştır.