ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde stratejik bir rol üstlenerek, 13 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararıyla ülkenin başkenti ilân edilmiştir. Bu karar, Lozan Barış Antlaşması’nın (24 Temmuz 1923) onaylanmasının ardından alınmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun eski başkenti İstanbul’un yerini almıştır. Ankara’nın başkent oluşu, Millî Mücadele’nin simgesi olarak yeni devletin temellerini atan önemli bir adımdır.
Ankara’nın başkentlik yolculuğu, Birinci Dünya Savaşı’nın yenilgisi ve İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgali (16 Mart 1919) ile başlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Millî Mücadele’yi başlatmış; Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919) ile “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesini ilân etmiştir. Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) ile millî irade örgütlenmiş, Misak-ı Millî (28 Ocak 1920) ile sınırlar belirlenmiştir.
Bu dönemde, Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da açılması planlanırken, Anadolu’dan seçilen vekillerin güvensizlik nedeniyle Anadolu’da toplanma talebiyle Ankara ön plana çıkmıştır. Temsil Heyeti (Hey’et-i Temsiliye), önce Eskişehir’i düşünmüş, ancak Batı Anadolu cephesine yakınlık ve güvenlik nedeniyle 27 Aralık 1919’da Ankara’ya taşınmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları, Ankara halkının coşkulu karşılaması, maddi destekleri ve Kuva-yı Milliye ruhuyla karşılanmış; bu tarih, Ankara’nın Millî Mücadele’nin fiilî merkezi haline gelmesinin başlangıcıdır.
23 Nisan 1920’de TBMM’nin Ankara’da açılmasıyla egemenlik resmen millete geçmiş, Kurtuluş Savaşı (Sakarya Meydan Muharebesi 1921, Büyük Taarruz 26-30 Ağustos 1922) buradan yönetilmiştir.
Ankara, tarih boyunca Hititlerden Friglere, Romalılardan Selçuklulara ve Osmanlılara uzanan bir yerleşim merkezi olmuştur. Frig kralı Midas tarafından M.Ö. 12. yüzyılda kurulan Ankyra (Ankara), İpek Yolu üzerindeki stratejik konumu, Ahi teşkilatı ve tiftik üretimiyle ekonomik önem kazanmıştır. Osmanlı döneminde 1354’te fethedilmiş; ancak 17. yüzyıldaki Celali isyanları ve Avrupa ticaret yollarının değişimiyle gerilemiştir. Bu tarihî miras, Millî Mücadele’de Ankara’yı doğal bir merkez yapmıştır.
Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’nin bağımsızlığı tanındıktan sonra, İstanbul’un 6 Ekim 1923’te tamamen boşaltılmasıyla başkent sorunu acil hale gelmiştir. İstanbul’un Boğazlar’a açık ve stratejik olarak güvensiz konumu, yeni devletin merkezi için uygun görülmemiştir.
***
Süreç, şu adımlarla ilerlemiştir:
28 Kasım 1920: TBMM’de yeni başkent için kriterler belirlenmiştir: Yurdun dört bir yanına demiryolu bağlantısı, elektrik üretimi için nehirler, yaşanabilir iklim ve geniş arazi. Bu kriterler, Ankara’nın lehine olmuştur.
9 Ekim 1923: Malatya milletvekili ve arkadaşları, Meclis’e Ankara’nın başkent olmasını öneren kanun teklifini sunmuştur. Teklif, İsmet Paşa (İnönü) ve 13 milletvekili tarafından desteklenmiştir.
13 Ekim 1923: TBMM Genel Kurulu’nda teklif görüşülmüş ve kabul edilmiştir. Teklifte “Türkiye Devleti’nin makarr-ı idaresi Ankara şehridir.” ifadesi yer almış; sadece Gümüşhane milletvekili Zeki Bey karşı oy vermiştir. Bu kararla Ankara, yasal olarak başkent olmuştur.
***
Ankara’nın seçilmesi, çok katmanlı nedenlere dayanır:
Stratejik ve Coğrafi Nedenler: Anadolu’nun tam ortasında yer alması, dağlarla çevrili savunma avantajı, batı cephesine yakınlığı ve demiryolu ağının kesişim noktası olması. Ülkenin her köşesiyle haberleşme imkanı sağlar.
Siyasi ve Güvenlik Nedenleri: İstanbul’un işgal altında olması ve dış müdahalelere açıklığı; Ankara’nın Milli Mücadele’nin özgürce yönetildiği yer olması.
Tarihî ve Toplumsal Nedenler: Ankara halkının Mustafa Kemal’e ve Milli Mücadele’ye verdiği manevi ve maddi destek; Kuva-yı Milliye ruhunun burada doğması.
Ekonomik Nedenler: Zengin tarım ve üretim bölgelerine yakınlık, nehirler (Ankara Çayı) ve geniş araziyle modern bir başkent inşası için uygunluk.
Mustafa Kemal Atatürk: Millî Mücadele’nin lideri olarak Ankara’nın merkez olmasını sağlamış, Amasya Genelgesi ve kongrelerle temeli atmıştır.
İsmet Paşa (İnönü): Lozan heyeti başkanı ve başkent teklifinin savunucusu; 9 Ekim 1923’te tasarının hazırlanmasında kilit rol oynamıştır.
Temsil Heyeti Üyeleri: Ankara’ya geliş ve TBMM açılışında etkili olmuşlardır.
Malatya Milletvekili ve 14 Arkadaşı: Teklifin sunucuları.
***
Ankara’nın başkent oluşu, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasından sonra hükümet krizlerini (örneğin, 25 Ekim 1923’te Fethi Bey’in istifası) tetiklemiş ve Cumhuriyet’in ilanını hızlandırmıştır. 28 Ekim 1923 akşamı Mustafa Kemal, İsmet Paşa ile görüşerek “Yarın, Cumhuriyeti ilân edeceğiz.” demiş; 29 Ekim 1923’te TBMM’de Cumhuriyet ilan edilmiş, Mustafa Kemal oybirliğiyle Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu süreç, Ankara’yı sadece idarî merkez değil, yeni Türkiye’nin sembolü haline getirmiştir. 20 Nisan 1924’te TBMM’nin taşındığı bina, bugün Anıtkabir’in bulunduğu Ulus’taki İlk Meclis’tir.
Bu karar, Türkiye’nin bağımsızlık ve modernleşme mücadelesinin dönüm noktalarından biridir.
Ankara’nın başkent oluşunun 102. yıl dönümü kutlu olsun!
13 Ekim 2025
M. Hüseyin OĞUZ

