“27 ARALIK”, önemli bir gündür. Her şeyden önce, Cumhuriyetimizin bânisi ATATÜRK’ün Ankara’ya gelişinin yıldönümüdür. Ayrıca, İstiklâl Marşı’mızın şairi Mehmet Âkif ERSOY’un vefatının yıldönümüdür.
***
27 ARALIK 1919’DA ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 98’NCİ;
27 ARALIK 1936’DA MEHMET ÂKİF ERSOY’UN VEFATININ 81’İNCİ YILDÖNÜMÜNDE:
Millî Mücadele’nin ruhunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dinamiklerini sembolize eden Ankara’nın ebediyen başkent yaşatılması, en temel görevlerimiz arasında olmalıdır.
- Millî Mücadele’nin olağanüstü şartlar içinde yapıldığı gerçeği, Türk gençleri tarafından çok iyi bilinmeli; bu gerçek, hafızalarda her zaman canlı tutulmalıdır.
- Mehmet Âkif ERSOY’un sadece “MİLLÎ ŞAİR”, “MÜTEFEKKİR ve EDİP” olmadığı; aynı zamanda MİLLÎ İSTİHBARATIMIZIN önemli bir görevlisi olduğu unutulmamalıdır.
- 2018 yılına gireceğimiz bu günlerde, Anadolu coğrafyasında yeni Mustafa Sagir’lerin görevlendirildiği ve bunların yüksek hareket yeteneğine sahip olarak aziz milletimizin aleyhinde yeni görevler icra ettikleri çok iyi bilinmelidir.
- Yeni MUSTAFA SAGİR’lerin; siyasetin, ekonominin, sanat ve kültür hayatımızın çeşitli noktalarında, Türk milletine, Türk Devleti’ne ve İslâm dünyasına yönelik yeni saldırılar yaptıkları; daha büyük saldırılar yapmak için fırsat kolladıkları hiçbir zaman unutulmamalıdır.
- Siyasîler, üst düzey bürokratlar ve aydınlar; bu gerçeklere müdrik yeni nesillerin yetişmesi ve yetiştirilmesi için görevlerini ibadet vecdi içinde yerine getirmelidir.
Aksi takdirde, millî tarih ve millî kültür bilincine sahip ATATÜRK gibi büyük devlet adamları, MEHMET ÂKİF gibi büyük mütefekkir ve aydın insanların bulunmadığı ortamlarda; MUSTAFA SAGİRLER, boşluğu doldururlar ve mukaddes değerlerimizi yok etmek isterler. Buna izin verecek miyiz?
***
Herkes için “LİDER” denmez, denemez. Milletle bütünleşmeden, olağanüstü durumlarda olağanüstü niteliklerle bezenmeden ve millet yararına inkılaplar yapmadan “lider” olunamaz.
Dolayısıyla; Millî Mücadele’nin “Başkomutanı”, “Cumhuriyetimizin ilk kurucu Cumhurbaşkanı” ATATÜRK, “LİDER” bir insandı.
Herkes için “Mütefekkir” (Fikir Adamı) denmez, denemez. Bilgiye sahip olmadan fikir üretilmez. Ufuk ve samimiyet yoksa fikir de anlam kazanmaz. Dolayısıyla; BİLGİ, FİKİR, UFUK ve SAMİMİYET birlikte olursa MÜTEFEKKİR ortaya çıkar.
Mehmet Âkif ERSOY, “MÜTEFEKKİR” bir insandı…
Allah, onlara lütuf ve mağfireti ile muamele etsin; mekânları cennet olsun.