BİLİM, TEKNOLOJİ, HARP SİLAHLARI
İsrail’in son siber saldırısı, dikkatleri savaş teknolojisinde ve taktiklerindeki gelişmelere çekti. Robot teknolojisindeki yenilikler yapay zeka, elektronik, savaşları yeni boyutlara taşıyor. Akla Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu.” sözü geliyor.
Klasik topla, tüfekle savaşmak kolaydı. Bunlara yeterince sahip olmayanların bile başka yollara başvurarak başarılı olmaları mümkündü. Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın silah, araç, gereç üstünlüğüne rağmen başarılı olduk. Bunun üç önemli sebebi vardı. Birincisi harp silah, araç, gereçleri bugünkü kadar gelişmemişti. İkincisi yurdumuzu savunmanın moral üstünlüğüne sahiptik. Üçüncüsü üstün savaşçı, kahraman Mehmeçiğe komuta edenler çok deneyimliydiler ve en üst komutanlar bile cephede, harekatın içindeydiler. Büyük Taarruz sırasında Başkomutan Atatürk, harekatı Kocatepe’den yönetirken, Yunan Başkomutanı General Hacı Anesti İzmir’dedir.
Bugünün savaşları öyle değil. Savaş teknolojisi olağanüstü gelişti. Harp silah, araç, gereçlerini geliştirenlerin, üretenlerin karşısında, onları satın almak zorunda kalanların hiç mi hiç şansı yok. Hazinenizdeki döviz rezervi dolup taşsa bile satın alamayabilirsiniz. Güzel bir atasözümüz “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.” diyor.
Size silah, araç, gereç satanlar kısıtlamalar koyarlar. “Şuralarda, şunlara karşı, şu durumlarda kullanamazsın.” derler. İşlerine gelmediğinde, size ambargo koyarlar. Sözde müttefikimiz ABD, bizi F-35 projesinden çıkardı; ama Yunanistan’a düşük fiyatla veriyor. Daha geri teknolojili F-16’ları bize satmamak için oyun oynuyor. Dahası size satanlar; ileri teknoloji, elektronik sistemler gerektiren silahları bir komutla, bir düğmeye basarak işlemez hale getirebilirler. Size sattıkları silahları etkisiz hale getirecek sistemleri, taktikleri, bilgileri, istihbaratı, düşmanınıza verebilirler.
Bugün Ukrayna, Rusya karşısında ancak Batı’nın desteğiyle ayakta kalabilmektedir. Batı, gerekli yüksek teknolojili harp silah, araç, gereçlerini vermese Rusya karşısında birkaç günden fazla dayanamaz. Batı’nın bu desteğinin çok ağır bir faturası vardır. Ukrayna, Batı için savaşmakta ve yükünü çekmektedir. İki ülke arasında bir biçimde barışa ulaşıldığında Batı, o desteklerin maddi karşılığını mutlaka alacaktır. Ukrayna, Batı adına savaşsa da Batı’nın desteği için birçok ödün vermiştir, ileride de verecektir.
Karadenizli ustanın uydurma torna tezgahında tabanca ürettiği teknolojiler, günümüzde artık geçerli değil. Çok ileri mühendislik, ciddi ARGE çalışmaları gerekir. Kendi silahımızı kendimiz yapmamız konusunda ASELSAN, ROKETSAN, TAİ, TUSAŞ, MİLGEM, MKE, BAYRAKTAR gibi kuruluşlarımız bize güven veriyor. Desteklenmeleri ve daha ileri hamlelerin önü açılmalıdır
Savaş sanayi, bilim ve teknolojiye dayanıyor. Müspet ilimlerde ileri olmanın yolu eğitim öğretimden geçer. Atıf almış tek makalesi olmayan rektörlerle, akademisyenlerle yaya kalınır. İlk ve orta öğretimde temel fen derslerinin saatleri çok az, müfredattaki konular çok sınırlıysa yüksek öğretimde telafi edilemez. Fen bilimleri alanındaki üniversitelerimizin hepsi, orta öğretimden gelen öğrencilerin üniversite öğretimi alabilecek temel bilgi ve becerilerden yoksun olduklarından şikayetçi.
Dün, satın alarak da olsa harp silah, araç, gereçlerinde düşmandan geri kalmamak esastı. Düşmanın topu 25 km’ye atıyorsa sizinki de en az o kadarsa atmalıydı. Kendiniz yapamıyorsanız satın almaya çalışırdınız. Artık bunun sonu yok ve satın alma çözüm değil. Günümüzde geçerli olan, o harp silah, araç, gereçlerini üretecek bilim ve teknolojide düşmanından ileride olmak. Dolayısıyla eğitim öğretimde de düşmandan ileride olmak zorundasınız. Bunun da uluslararası gerçekçi ölçütleri var. Kendiniz çalıp kendinizin oynadığı hamaset yüklü programların bir değeri yok.
Eğitim öğretimin ideolojilere kurban edilmesinin çok ağır sonuçları olur. Uluslararası PISA sınavlarında en başarılı ülkelerin sistemleri belli. Yeni şeyler uydurmaya gerek yok. Eğitim öğretime deneme yanılma yöntemiyle yön verilmez. Eğitim öğretimde bugünün sonuçları, ancak yıllar sonra ortaya çıkar. İstenen sonuç ortaya çıkmamışsa geri dönülüp kayıpların giderilmesi imkansızdır.
“Düşman çok ileri teknolojilerle canımıza okuyor, çocuklarımızı katlediyor. Sivil ölümleri soykırıma dönüştü. O teknolojiler karşısında çaresiziz.” diye çığlık atmak istenmiyorsa bunun tek yolu bilimden, teknolojiden, eğitim öğretimden geçiyor.
23.09.2024
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist