ÇAĞDAŞ KAPİTÜLASYONLAR
Günümüzde henüz sömürgelikten tümüyle kurtulamamış ülkeler hariç kapitülasyon uygulaması şekil değiştirmiştir. Finans kaynaklarının çok yüksek faiz ve ipoteğimsi çok olumsuz ödeme koşullarıyla bir ülkeyi borçlandırmaları, yeni çağdaş kapitülasyon yöntemlerinin başında gelir. Egemen bir ülkenin yer altı ve üstü zenginliklerinin % 98’i, bazen daha çoğu alınmak koşuluyla işletilmesi de öyle. Ülkede olmayan çok yüksek teknolojiler gerektirse bile böyle bir uygulama düpedüz sömürülmektir. İstihdamı ve döviz girişini artırmak gibi gerekçelerle bir alanda yatırım yapılması için yabancılara (o ülkenin kendi vatandaşlarına gösterilmeyen) görülmemiş kolaylıklar, vergi muafiyetleri sağlanması da çağdaş kapitülasyon örneklerindendir.
Bir yatırımcı, kendi ülkesi dururken başka ülkede, ancak şu üç durumda yatırım yapar: Birincisi, kendi ülkesinde demokrasi işlememekte; özgürlükler kısıtlı; adalete ulaşılamamaktadır. Ülkenin geleceğine güven kalmamıştır. Büyük ekonomik sıkıntılar vardır. Kendi ülkesinde o yatırım alanı, bir biçimde tıkalıdır. Eldeki kaynakların bir biçimde ülke dışına çıkarılarak korunması amaçlanmaktadır.
İkincisi, yatırım yapmak için hedef ülke çok daha kârlı, çok daha uygundur. Hedef ülkede yapılacak yatırım hiçbir risk taşımamakta, kâr hiçbir engelle karşılaşılmadan transfer edilebilmektedir. Ülkenin hukuk yapısı, verilen garantiler yeterli güveni sağlamaktadır.
Üçüncüsü, hedef ülke antidemokratiktir. Hukuktan, adaletten söz edilememektedir. O ülkede yatırım yapmak çok risklidir. Ancak elde edilecek kazanç öyle büyüktür ki, kumar oynamaya değer. Böyle bir durumda bile sadece maceracı yabancı yatırımcı, çok kısa süre için vur kaç yöntemiyle girer çıkar.
Gelişmiş ülkeler de yabancı yatırımcı isterler. Özellikle emek yoğun, istihdam artırıcı, yerli yatırımcıların tercih etmedikleri, kaynak ayırmak istemedikleri az verimli alanlarda, ülke yatırımcılarıyla rekabete girişilmeyecek konularda, yabancı yatırımı özendirirler. Yatırım koşulları yabancılar için yerlilere göre daha serttir. Yatırımcının istekleri değil, ülkenin öne süreceği koşullar önemlidir. Yabancı yatırımın sonuçta kapitülasyona dönüşmesine asla izin vermezler. Ülkenin çok önemli işletmeleri hiçbir garantisi olmayacak biçimde yabancıya peşkeş çekilmez. Yabancı yatırımcı, çalıp çırpıp, satıp savıp ülkeden kaçamaz.
Bir ülke, yabancı yatırıma çok ihtiyaç duyuyorsa; fakat, normal koşullarda yatırımcı çekemiyorsa; çok dikkatli olmalıdır. Ülkenin yatırım yapılabilir duruma gelmesi için aşırı ödünler vermek çok pahalıya mal olabilir. Ülkeye yabancı yatırım çekmek için çok büyük kolaylıklar sağlamak, yatırımcılar için özel toplantılar, özel davetler düzenlemek, bıçak sırtında yürümek demektir. Ülke ekonomisinin durumunu en iyi yabancılar değerlendirir. Sizden neleri koparabileceklerini bilerek otururlar masaya. Yabancı yatırımcı, pusuya yatmış avcı gibidir. Hedef ülkede tökezleyen kurumları değerlerinin çok altında almak için uygun fırsatı beklerler. Bazen yerli işbirlikçileriyle olayları tetiklerler.
Kapitülasyonlardan çok çekmiş, çok zor kurtulmuş olduğumuz unutulmamalıdır.
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist