
DERİN FAKİRLİK, NASIL ÖNLENİR?
Organize sanayi bölgelerinde 40- 50 bin çalışan var. Bu çalışanlar icin düğün salonu, kreş, çocuk kütüphanesi, tiyatro, spor takımları, müzik grupları kurmak, işçi sınıfının ve ailesinin eğitimi, bursu, kültürel gelişimi için çalışmak kimsenin aklına gelmez mi?
Sümerbank‘ın, şeker fabrikalarının, Tigem‘lerin eskiden çalışanlarına yaptığı sosyal ve kültürel katkıyı yapmak bugün organize sanayi bölge müdürlüklerinin, sanayi ve ticaret odalarının görevi değil midir?
Toplumsal konfor, gelişim, ilerleme icin devlete görev düştüğü kadar patronlara da görev düşmez mi?
Toplumsal gelişimi hep birlikte sağlayamazsak hep birlikte bunun ağır sonuçlarına katlanırız. Derin fakirliği önlemek için tüm eğitim kurumları, odalar, sivil toplum kuruluşları hepimize büyük görev düşüyor.
Derin fakirlik, sadece para eksikliği demek değildir. Parasızlık yanında eğitim, sosyal gelişim ve kültürel eksiklikler de varsa, işte o zaman tüm sorunlar birleşir ve derin fakirliği oluşturur. Sonucunda da hiç fark etmeksizin ülkede demokrasi, bağımsızlık, saygı, hoşgörü, sanat gibi kavramlar ortadan kalkar.
Bugün, binlerce çiftçinin üye olduğu ziraat odaları, esnaf odaları, sendika gibi kurumlar üyelerinin toplumsal refahını düzenleyecek çalışmalar yapmalıdır. Kooperatifleşme, çözümlerden sadece biridir.
Organize sanayide, tarımda çalışanlar ve esnaflar için yapı kooperatifleri, yurtiçi ve yurtdışı bilgi, görgü artırıcı geziler, fuarlara katılım, sanatsal çalışmalar, öğrenci bursları ilk aklıma gelen yapılması gereken çalışmalar. Ekonomik sıkıntıyı ve derin fakirliği bu toplum hep birlikte aşacak. Hepimize düşen büyük görevler var. Sadece kitap oku, okula git, git çalış diyerek ülke düzlüğe çıkmaz. Toplumsal kalkınma, ancak teknik açıdan, ekonomik açıdan olduğu kadar sosyal gelişimle mümkündür.
23.02.2025
Doç. Dr. Devrim ALKAYA
Pamukkale Üniversitesi Öğ. Üyesi
