DEVLET BAHÇELİ, NEREYE KOŞUYOR?
Düşünün bir kere; bir millet bütün olarak yok edilmeye çalışılıyor, kim kiminle savaşıyor ise o milletin evlatlarını savaşa sevk ediyor. Yetmiyor bir ilaç üretilip piyasaya sevk edilecek ise önce o milletin evlatları üzerinde deneniyor. Üstelik kendi parasıyla…
Bir millet düşünün, üzerinde yaşadığı coğrafyaları vatan bilmesi sebebi ile elinden alınmak isteniyor. Bir millet düşünün, bütün bu olan biteni görüyor ve biliyor…
Yine bir millet düşünün yönetenleri, o milleti âdeta başka milletlere pazarlıyor… O millet, idarecilerine kahraman muamelesi yapıyor.
O millet içinden birisi çıkıyor, o milleti milletler ailesinin bir üyesi olduğunu iddia ediyor. Seven de sevmeyen de bu durumu kabulleniyor.
Devşirmenin yönettiği Osmanlı devleti, unutturduğu milli mensubiyetini gün yüzüne çıkarıyor. Neşvu neva bulan bu millet, eski ihtişamlı günlerine geri dönme iradesine sahip çıkan yeni serdengeçtilerini buluyor.
Osmanlı devletinin kılıç artıkları, zaman içinde gizlendikleri inlerinden çıkarak devlet içinde etkili olmaya başladı, önce CHP’yi içeriden kuşatıp DP gibi küresel emperyalizmin temsilcisi ABD ile müşterek siyaset yaptırdılar ve geleceğimizi ipotek altına aldılar. Bu durumu fark eden Alparslan Türkeş ve arkadaşları, önce CKMP kurdular. Sonra da MHP’yi kurdular.
MHP, sadece bir siyasî parti değildir. MHP, aynı zamanda yok edilmeye çalışılan bir milletin ruh bütünlüğünün tezahür eden iradesidir. MHP, aynı zamanda tarihin mazlum saydığı milletlerin umududur.
O sebeple, ülkemizde yapılan bütün operasyonların hedefidir. Soğuk namlunun hedefine alındılar. MHP ve ülkücüler, tereddütsüz soğuk namlunun üstüne yürüdüler, bu iradeden korkanlar, onu kapattılar. Kapatmanın bir çare olmadığı görülünce, önce bölüp parçalandı, sonradan içeriden işgal edilecek çalışmalar başlatıldı.
İşgalin perçinlenmesine ise mevcut MHP yöneticileri tescilleyecek çalışmalarını en üst düzeyde; yani 14. Kurultay’da bizzat Sayın Devlet Bahçeli vermiştir.
Sorarım size, Sayın Devlet Bahçeli, bir siyasi parti lideri olarak AKP’ye payende olmayı şerefli bir iş mi sanıyor? Beka meselesi bahane edilerek, sığındığı AKP koridorlarında bir yer mi arıyor kendisine? Ya da, emperyalistlerin kendisine yüklediği bir görevini yerine getiriyor?
Zira bir milletin ümidi olan bir siyasal yapı, ümitsizlik portresi çizemez, hele en büyük toplantı olan Kurultay’da, bütün kamuoyunun ve dünyanın dikkatleri üstünde iken yaptığı açıklama bir ideoloji mensubu olarak ve bir siyasi partinin varlığını feshetmesi anlamına gelir.
Sayın Devlet Bahçeli, varlığını ve siyasî geleceğini feshedebilir, bu takdir hakkı onundur. Bu beyan onu bağlar. Ancak, MHP millete ait bir iradenin adıdır. Onu kendi şahsî hedefine alet edemezsin.
Şimdi bir görevimiz var! MHP’yi senden ve senin dümen suyunda olanlardan en yakın zamanda kurtarmak olmalı… çünkü MHP, sadece bir siyasi parti değil, bir ideolojinin karargâhı, bir milletin var olma iradesinin tezahürüdür.
Sana ve Tayyip Erdoğan’a feda edilmeyecek kadar önemlidir.
Nesim YALVARICI
Eğitimci / Badminton Millî takım Antrenörü