EĞİTİMDE ÖNCELİK
Dünyanın neresinde olursa olsun eğitimin temel amacı nitelikli, iyi insan yetiştirmektir. Bu bakımdan evrenseldir; ülke, ulus, rejim, din, mezhep hiç fark etmez. Her zaman her yerde aynı amaç öncelik taşır. Bu temel çok sağlam atılmalıdır, diğer konuların eğitimi bu temele oturmuyorsa eğitimli, fakat istenmeyen niteliklerde kuşaklar yetiştirilecektir.
Bütün insanlığın ortak değerleri, daima birinci sıradadır. Herhangi bir ideoloji, din, mezhep esas alınarak düzenlenecek eğitim, ülkeleri felakete götürür. Ülkeye ve ulusa ait değerler eğitimi, bilimsel eğitim, inanç eğitimi; ikinci, üçüncü sıradadır. Aile içinde başlayan eğitimden en yüksek okul eğitimine kadar her aşamada iyi insan yetiştirmek, evrensel ilk hedef olmalıdır.
Gücün insanı bozduğuna ilişkin özdeyişler var. İnsanlar hangi yaşta, hangi konumda olurlarsa olsunlar güç elde ettiklerinde onu kendinden güçsüzler üzerinde kullanmaya eğilimlidirler. Bebek, ikiz kardeşinin ağzındaki emziği alır. Gücünü kullanarak bunu başardığını anladığı andan itibaren gücün öneminin farkındadır.
Bebeklikten başlayarak doğru eğitim verilmezse çocuk, ana okulunda kendinden güçsüz olanın elindeki oyuncağı alır. İlkokulda akran zorbalığı başlar ve sonraki öğretim aşamalarında da sürdürülür. Akranlarından büyük, güçlü çocuklar; onları lider kabul eden bir iki arkadaşıyla birlikte güçsüzlere zulmden geri duramaz. Bu akran zorbalığı okul dışında da sürdürülür. Öyle bir dereceye ulaşır ki artık sadece çıkar için değil, bundan sapıkça zevk alındığı için kullanılır.
İşin ucu hayata uzanır. İş veren işçisini, yöneten yönettiklerini, siyasi güç elde edenler oy verenleri , bürokratlar vatandaşı ezer. İster gerçek ister sahte olsun dinî otorite kabul edilip saygı gösterilenler, o gücü inananlar üzerinde kullanır. Kamu görevlisi gücünü rüşvet alma aracı yapar. Kısaca “Güç insanı bozar, mutlak güç mutlaka bozar.” özdeyişi doğrulanır.
Güçlünün güçsüze zorbalık etmemesi, insanın bebeklikten başlayarak her aşamada doğru biçimde eğitilmesiyle mümkündür. Gücün güçsüzü ezmede değil, yardımına koşmada kullanılması bilinci aşılanmalıdır insanlara. Bu da ancak özgürlükçü, sorgulayıcı eğitim düzeniyle başarılabilir. Birtakım ideolojilerin, siyasi görüşlerin aracı kılınmaya çalışılan hiçbir eğitim başarılı sonuçlar vermez.
Şu da hiç unutulmamalıdır. Bu temel insanî değerler, mutlaka kişiliğin gelişmekte olduğu dönemde verilmelidir. O dönem aşıldıktan sonra bu konuda harcanacak bütün çaba boşunadır. Belli eğitimlerin belli yaşlarda verilmesi çok önemlidir. Üniversite aşamasına gelmiş gence bilimsel eğitimde önceki dönemlerde verilmesi gerekenler eksikse bir biçimde tamamlanabilir. Ama temel insanî değerleri vermek için artık çok geçtir. Ağaç, yaşken eğilir.
Ahmet Salih ERDOĞAN
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist