HEMŞEHRİ DERNEKLERİ
Geçenlerde ‘mış’ gibi yapan kent konseyleri üzerine bir paylaşım yapınca dost sohbetinde konu nedense sayıları yüzleri aşan derneklere geldi.
Aslında ‘mış’ gibi yapan dernekler de hiçbir işe yaramaz; ama kendinde toplumsal bir güç vehmederek özellikle seçim zamanları makam veya maddi çıkar beklentisine girmekten geri durmazlar.
Zavallı siyasetçi, hele bir de acemi ise paçayı kaptırıverir bunlara.
Aslında bazılarının önemli bir ağırlığı olması gerekir; meselâ ‘hemşeri’ dernekleri…
Türklerin her halükârda devletsiz kalmamasında, sınıfsız bir toplumsal yapının oluşmasında, kültürel sürekliliğin sağlanmasında ve adaletsiz uygulamalara karşı işbirliğinin örgütlenmesinde en önemli pay, boy örgütlenmesinindir. Prof. Ahmet Taşağıl, bu kabulden hareketle bir sohbetimizde şimdiki hemşeri derneklerini Türk milletinin tarih içindeki boy örgütlenmesine benzetmişti. Tabii ki hemşeri derneklerinin asli görevlerini yapması kaydıyla. Ama birçok konuda olduğu gibi bu hemşeri dernekleri de kendine yabancılaşan toplum hayatının bir yansımasıdır.
‘Mış’ gibi yapan derneklerin kişilere başkan, yönetici gibi sıfatlar kazandırması işin cazibesini arttırır doğal olarak ve heveslisi çok olur. Bu sıfatlarla sadece kurum ziyareti, açılış ve etkinliklerde boy göstermek gibi çok ‘möhüm’ bir icraat yaparlar. Hepsi bundan ibaret olsa da bu möhüm faaliyeti sosyal medyada paylaşarak dijital çağın tatminiyle mutlu olurlar.
Bu derneklerin bir de toplumsal güç aldatmacasıyla kamu kurumlarının sağladığı imkân dâhilinde gelir elde eden organizasyonlar yapabilmeleri ve bu fırsatın bazı kişiler için geçim kaynağı anlamına gelmesi, artık işin suyunun hepten çıktığının resmidir.
Bozulmayan ne kaldı Allah aşkına!
Yakup Bilgin KOÇAL
Yalova E. Belediye Bşk.