İNANMA = İNANÇ
Bugün biraz zor konuyu kısaca paylaşmak istiyorum; çünkü, insanın dünya görüşünü de, insana, doğaya bakışını da, her şeyini belirleyen ‘inanma’ konusudur.
İnanma, temel meseledir. Allah’ın varlığına inanmak da, inanmamak da bir inançtır. Ama eğer inanıyorsan, hangi Allah?
Tevhide iman etmiş kişiler olarak ‘Bir’ olan Allah, deriz. İşte, bundan sonrası çok önemli!
İnandığımız bu ‘Bir’, ‘Kişi Tanrı’ olup, aklına estiği gibi emirler veren değil, hem cümle varlığın birliği olup hem de tek tek her varlıkta can olarak var olandır.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine… Ağaç bir, her şey bir ve Tanrı’da ‘Bir’; birler birleşip Bir oluyor. Nasıl?
Bütün bu nasıl’ları tespit etmeye gayret edene âlim, yönteme de bilim diyorlar. Nasıl’ı ayrıştırarak bulmanın kolaylığından dolayı fizik, biyoloji, kimya vs diye dallar oluşturmuş insanoğlu.
Ağaçlar olmadan orman olmaz. Moleküller olmadan da ağaç olmaz. Molekül, ağaç ve orman… veya çiçek, meyve, arı ve insan… Üçü de veya dördü de kendi oyun halkası içinde etkileşip duruyor; sürekli hareket halinde. Hem etkiliyor hem de etkileniyorlar. Moleküllerin birbirleri ve çevresiyle etkileşimi ağacı, ağaçların birbirleri ve çevresiyle etkileşimi ormanı belirliyor. Aynı insanlar gibi, aynı toplumlar gibi; en alttan en tepeye… En alttaki iradenin özü de can’lılık kuvvetidir.
Allah, cümle can’ların birliği. Hem bir bütün hem de bütün can’ları var eden bir kuvvet. Müthiş bir yazılım. Yazılım dediğim, matematiği olan kurallar; yani, yasalar bütünü. Yazan ve oynatan O. Oynayan ise yasalara göre davranan, birbirini etkileyen etkileşen, O’ndan nefes almış çokluk. Özgürlüğünü, nefesini ve can’ını O’na borçlu olan çokluk.
Bence…
Yakup Bilgin KOÇAL
Yalova E. Belediye Bşk.