İSTİSMARCILAR
Tehdit unsuru yarattığı, besleyip eğittiği, değişik isimler ve sözde ideolojiler ile maskelediği taşeron terör örgütleri eliyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik saldırılarını bütün acımasızlığı ile sürdürüyor.
Biz kutsal vatan toprağı Anadolu’da bu saldırılar ile ilk defa mı karşılaşıyoruz?
Hayır. Selçuklu Türk Devleti’ne Haşhaşinler eliyle saldırmadılar mı?
Fetret Devri’nde Anadolu insanını Osmanlı yeniden güçlenmesin diyerek canından bezdirmediler mi?
İstanbul’un doğusunda oynanan büyük oyunun mimarları, Ermeni terör örgütleri eliyle binlerce Müslüman Türk’ü katletmediler mi?
Doğu Anadolu’da Ermeni, Arabistan’da Arap çeteleri ile Osmanlı Türk Devleti’ni içeriden vurmadılar mı?
Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren Doğu isyanları ile Musul ve Kerkük’te söz sahibi olmamızı engellemediler mi?
Hadi tarih okumuyorsunuz, 1980 öncesini hep birlikte yaşamadık mı?
Her gün onlarca insan öldürülmüyorlar mıydı?
Hiç oturup, Türkiye neden hedef diye düşünmez misiniz?
Evet, terörist saldırılar adeta artarak sürdürülüyor.
Birileri de sanki, bir yerlere saldırsalar da, bizde iktidara saldırsak havasındalar.
Muhalefeti ilke edinenler, muhalif gazeteciler, yazarlar, her saldırı sonrası terörü kınamaktan daha ziyade iktidarı kınama yarışındalar.
Muhaliflerden İstifa edin çığlıkları yükseliyor.
Neden istifa edecekler?
Amerika da, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da, Rusya’da terör yok mu. Oralarda vuku bulan saldırılarda kim istifa etti ve muhalefet, istifa edin diye çığlıklar attı mı?
Görülüyor ki, muhalefet iktidar karşıtlığını DEVLET karşıtlığı ile aynileştirmekte. İktidar da aynı muhalefet anlayışı ile doğrulara hayır diyebiliyor. Dün ak denilene bu gün kara demek, ya da aksini söylemek adeta alışkanlık olmuş.
Biliyoruz ve diyoruz ki, tehdit unsuru sadece silahla saldırmıyor, dergi ile, gazete ile, dernek, sendika, siyasi parti ile propaganda yapıyor, örgütleniyor saldırıyor.
Muhalefet, sözde demokrasi adına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmak, milleti ile bölmek isteyen tehdit unsurunun etki ajanları, kalemşoru sözde gazeteciler ile terör örgütlerinin siyasi temsilcilerini koruma da, gidip emperyalist Batı’ya şikayet etme de.
Türkiye’nin bütün imkanları ile adeta tek başına savaştığı İŞiD’i desteklediğini söyleyen ve büyük bir zevkle haykıran bu muhalefet değil mi idi?
Olay yerine giderek, polisin olay yeri inceleme çalışmalarını çiçek bırakıp tel’in etmek bahanesi ile engelleyen de aynı muhalefet değil mi?
Evet, maalesef terör saldırıları muhalefetin siyasi emelleri uğruna istismar edilmektedir.
Gün sözde değil, özde, milletçe birleşme, bir olma, iri olma, diri olma günüdür.
Türk Devleti’nin ve Türk milletinin İstikbal ve İstiklali tehdit altındadır.
Söz konusu, devletin bekasıdır.
O sebeple diyoruz ki, gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım, iyi olalım.
Selam ve dua ile!
03.01.2025
Yavuz ELBİRLER
EGM E. İsthb. D. Bşk.