TEMENNİMİZ
Yaratılanı Yaradan’dan dolayı seven, bütün yaratılanlar içerisinde yaratılmışların en şereflisi, Kudsî hadisle Peygamber efendimiz ( S.A.V ) tarafından müjdelenmiş, Büyük Türk milletinin birer ferdi olarak İslam ahlak ve fazileti, Türklük gurur ve şuuru ile bezenmiş olarak:
Yasaklarla, yoksullukla ve yolsuzluk ile mücadele edecek, bu mücadeleyi; fert olarak, sivil toplum örgütleri olarak, yerel yönetimler olarak, T.B.M.M olarak, bütün kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları olarak sürdüreceğiz.
Yerel yönetimlere ve T.B.M.M’ye seçtiğimiz kişilerde liyakat, bilgi, tecrübe, üstün ahlâk, millî ve manevî değerlere sahip olma şartlarını arayacağız.
”Adalet Mülkün Temelidir.” sözünün, Orhun yazıtlarından bugüne Türk milletinin ana düsturu olarak millî karakterini oluşturan faktörlerden biri olduğunu bilerek, sözde ve yazıda bırakmadan uygulayacağız.
Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinden oluşan kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlendireceğiz.
Atatürk, ”Köylü Milletin Efendisidir.” demişti. Bu sözü hatırlayarak, köylümüzü, borç batağından kurtaracak, dışarıdan saman, hayvan, tohum ithal etmeyeceğiz.
Okullarımızda, gerçek anlamda bir millî eğitime kavuşacağız,
Üniversitelerimizi, gerçek anlamda birer ilim yuvası haline getireceğiz.
Millî günlerimizi, özüne uygun biçimde topyekun kutlayacağız.
Asgari ücret faciasına son vererek, tüm çalışanları insanca yaşanabilir, hak ettikleri ücrete sahip kılacağız.
Hakça bir vergi sistemi ile herkesten kazancı oranında vergi alacak, dolaylı vergilerle halkı perişan etmeyeceğiz.
Çevreye saygılı olacak, doğal ve tarihi varlıklarımızı korumaya özen göstereceğiz.
İthalat ve ihracat denge makasını ihracat lehine gerçekleştireceğiz. İthalat ve ihracat denge makasını daima ithalat lehinde gerçekleştirdiniz.
Toplumu inanç ve inancı doğrultusunda kıyafet ve yaşam tarzlarına göre ayrıştırmayacağız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Türk’ü ve Türk kültürünü ve cumhuriyet kurucusu Atatürk ve arkadaşlarını unutmayacağız, unutturmayacağız.
Atatürkçü düşünce temeli üzerine inşa edilen Anayasa’nın emredici hükümleri muhafaza ve uygulamaya devam edeceğiz.
Bütün bunları yapabilir miyiz? Evet! Yaparız.
Çünkü biz Türkler, 12000 yıllık bir devlet tecrübesine sahibiz. Tam 129 defa, dış güçlerin akla gelebilecek her türlü saldırılarına, içerideki onlarca ihanete rağmen, yıkılan devletlerimizi, her coğrafyada her defasında yeniden kurduk. Bunun en yakın örneği 19 Mayıs 1919’da başlattığımız millî mücadeledir.
Çünkü, Türk milleti, istiklalini şahsî istikbalinin üzerinde tutmayı hep bilmiştir ve bilmektedir.
Çünkü, biz, ”Devletin Malı Deniz, Yemeyen Domuz” sözünü sevmeyiz.
Çünkü, biz, ”Devlet Malı”, ”Tüyü Bitmemiş Yetim Hakkı”, ‘‘Beyt-Mal” gibi muhteşem kavramları benliğimize yazdık ve unutmayız.
Çünkü, biz, ordu – milletiz.
Tevfik Fikret’in,
”Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini.
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!” mısralarını biliyoruz ve diyoruz ki, aziz milletimiz, bundan böyle hiç kimsenin, doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yemesine göz yummayacaktır.
03.01.2025
Yavuz ELBİRLER
EGM. E. İsthb. D. Bşk.