
KÖPEK VE İNSAN
YARATILIŞIN ÜMMET BAĞLAMINDA YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
İnsan, tarihsel süreç içerisinde hayvanlarla kurduğu ilişkiyi çoğu zaman kendi varoluşsal üstünlüğü üzerinden tanımlamıştır. Ancak, İslam düşüncesinde tüm canlıların yüce Allah’ın yarattığı bir ümmetin üyesi olduğu anlayışı bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de bu husus açık bir şekilde belirtilmiştir: “Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar…” (En’am, 6:38). Bu ayet, yaratılmış her canlının ontolojik statüsüne vurgu yaparak, insana dair üstünlük algısını yeniden düşünmeyi gerektirmektedir (Elmalılı, 1935: 482).
a. Köpeğin Toplumsal Algılanışı ve Dinî Perspektifler
Köpek, insanlık tarihi boyunca çeşitli kültürel ve dini bağlamlarda farklı şekillerde ele alınmıştır. İslam kültüründe, özellikle fıkhi tartışmalarda köpeğin necis olup olmadığı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Ancak, Kur’an-ı Kerim’de Ashâb-ı Kehf kıssasında mağarada gençlerle birlikte bulunan köpeğe özel bir vurgu yapılmış olması (Kehf, 18:18), bu hayvanın yaratılış bağlamındaki konumunun daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasını gerektirmektedir (İbn Kesîr, 2000: 684).
Bunun yanı sıra, hadis literatüründe köpeklerle ilgili farklı rivayetler yer almakta olup, özellikle sadakat, vefa ve koruyuculuk gibi nitelikleri dolayısıyla köpeğin insana yakın bir canlı olarak konumlandırıldığı görülmektedir. Nitekim, Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir hadiste, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren bir adamın affa mazhar olduğu belirtilmiştir (Buhârî, 54:13).
b. Evrensel Merhamet İlkesi ve Tüm Canlıların Ümmet Bağlamı
İslam düşüncesinde merhamet ilkesi, sadece insanlara yönelik değil, tüm yaratılmışları içine alan geniş bir kavramdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Tirmizî, 1925: 275) buyurarak, bu ilkenin tüm varlıkları kapsadığını vurgulamıştır. Bu noktada, insanın diğer canlılar karşısında sadece fayda-zarar ekseninde bir değerlendirme yapmasının ötesinde, onların da birer ümmet üyesi olduğu gerçeğini kabul etmesi gerekmektedir.
Köpek özelinde ele alındığında, bu yaklaşım, insanın sorumluluklarının yalnızca kendisine ve hemcinslerine karşı olmadığını, bilakis tüm yaratılmışlara karşı etik bir bilinç geliştirmesi gerektiğini göstermektedir. Hayvan hakları bağlamında, modern hukuk sistemleri de bu anlayışa yaklaşarak, hayvanları birer “mal” veya “nesne” olarak görmekten ziyade, onların da hak sahibi varlıklar olarak değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmeye başlamıştır (Singer, 1975: 32).
c. Sonuç ve Değerlendirme
Sonuç olarak, köpeğin ve diğer tüm canlıların İslam düşüncesinde birer ümmet üyesi olarak ele alınması, insanın onlara yönelik yaklaşımını dönüştürmesi için önemli bir temel sunmaktadır. Bu bağlamda, köpeğin dinî ve etik bir perspektiften yalnızca pragmatik bir bakış açısıyla değerlendirilmemesi, bilakis yaratılışın bir parçası olarak konumlandırılması gerekmektedir. Böyle bir yaklaşım, insanın varoluşsal sorumluluğunu yeniden yorumlamasını sağlayarak, tüm canlılarla daha adil ve merhamet temelli bir ilişki geliştirmesine katkı sağlayacaktır.
24.02.2025
Av. Fahrettin ÖNDER
Yerel Hayvan Koruma Görevlisi

KAYNAKÇA
Buhârî, Muhammed b. İsmail (1992). Sahih-i Buhârî, Kahire: Darü’l-Fikr.
Elmalılı Hamdi Yazır (1935). Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul: Matbaa-i Amire.
İbn Kesîr, İsmail b. Ömer (2000). Tefsîrü’l-Kur’ân (Çev. Hasan Karakaya), İstanbul: Çağrı Yayınları.
Singer, Peter (1975). Animal Liberation, New York: HarperCollins.
Tirmizî, Muhammed b. İsa (1925). Sünen-i Tirmizî, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye.