“NEM KAPMASIN, MİLLET MALIDIR”
İnebolu’da kuytulara sığınırken dağlar;
Yollardadır, Şerife Bacılar, Kara Fatmalar;
Adına heykeller dikilir bu gün;
Sabır uzar, mazi uzar yarına;
Tarih akar bakışlarından,
Kah Ilgaz doruklarında
Kah Dümbelek Ovası’nda,
Kağnı başlarında.
Umut yürür, dağ eksenlerinde,
Yol ayrımlarında selamlar yorgunluğu;
Karayel karışır poyraza, mevsimi belli değil;
Kartal uçuşlarında aşılır dağ başları;
Şahin bakışlarında erir kar, buz;
Keklik sekişinde dillenir naz;
Bir edalı yürüyüş vardır,
Engel olamaz ayaz.
İnce bir çizgidir uzar gider,
Kastamonu, Çankırı, Ankara,
Gönüller bora, fırtına, kar;
Akşamlar yamanır sabahlara,
Sabahlar sarınır uykuyu ki,
Durmak, dinlenmek olmaz.
Hasret taç olur yakın tarihin başında,
Meydanlar dolar mermi kırıntıları,
Silah depoları;
Tetik düşürür yoksulluk,
Varlık yokluk arasında;
Uzanır bahtına kara günler,
Meleze çalan talihin karasında.
Büyür yürek gibi, sıcacık sarar;
Hasretin bağrına oturur özgürlük;
Var yok arasında kaynaşır,
Mazi buruk, gelecek nazlı;
Gönül gözlerinde hapsolur,
Özgürlük özlemdir artık,
“Ya istiklâl, ya ölüm!” düşer;
Yürümek gerekir üstüne üstüne.
“Dağ başını duman almış”tır artık,
Çeşme başları da suskundur;
Türküler, maniler söylenmez olur;
Soğuk terler dökülür domur domur,
“-Nem kapmasın, millet malıdır”
Vebali vardır bu vatan topraklarının;
Acıyı kağnı gıcırtıları sarınır.
Sadık SOFTA – 2008 / İnebolu