BİRLİKTE ÇALIŞTIĞIM, BUGÜN ZORLUKLAR İÇİNDEKİ ASTSUBAY MESLEKTAŞLARIM
30 AĞUSTOS 1966’da mezun olup Mart 1967’de ilk kıtama atandığımda yirmi yaşımı doldurmama daha iki ay vardı. En genç er bile benden büyüktü. On bir yaşımda girdiğim askerî okul dışında bir hayatım olmamıştı, dünyayı tanımıyordum. Kısa izinler ve hafta sonları gittiğimiz sinemalarla sınırlıydı kışla dışı yaşam… Kıdemli Albay olarak emekliye ayrılana kadar pek az farkla öyle sürdü.
Örnek aldığım, çok iyi bir asker olan tabur komutanı Yarbay Enver Yeğin, beni muhabere subayı olarak görevlendirdi. Muhabere astsubayı, kasaba kızlarının ardından baygın baktığı, yakışıklı Osman Gençoğlu, benim yaşımdaydı ve benden altı ay önce gelmişti. Beni âdeta kucakladı ve ortama alışmam için elinden gelen her şeyi yaptı. Aramızda bugün de sürdürülen muhteşem bir dostluk gelişti.
Elbet genç subaylar da vardı; ancak konumuz astsubaylar. Başka genç astsubaylar da vardı. Emekliliğinde Konya Spor’un çalıştırıcılığını yapan, kardeşlerine bakıp okutan hemşerim Arif Çetinkaya; sonra Arif’in kız kardeşiyle evlenen Hayrullah Sarıkaya, Mustafa Şahin, Mehmet Sunar, Kıbrıs gazisi komando İsmet Çınar; anacığına ve yetim kardeşlerine bakan Recep… Sayfalara sığmayacak daha birçok dost. İstihkâm sınıfında iş makineleriyle müfreze olarak uzun görevler alınır. Verilen iş bitene kadar bazen aylarca evlerden uzakta arazide kalınır. Böyle görevlerde dayanışma gerekir. Bir süre sonra askerliğin gereklerini bozmadan tek bir aile gibi olursunuz. Hepsiyle mesai dışında çok güzel dostluklar geliştirdik.
Emekliliği çok yaklaşmış kıdemli astsubaylar vardı. 1945-1950 yillarında gönüllü öğrenciler, sözleşmeyle sanat liselerinde MSB adına okutulmuş. Aslında sadece adı konmuş, bir eğitim öğretim desteği de verilmemiş. Sanat okulu ve lise mezunlarının askere yedeksubay olarak geldiği yıllarda astsubay olarak göreve başlatılmışlar. İstihkâm sınıfında teknik astsubay çoktur. Tanıdıklarımın hepsi son derece özverili, becerikli, yetenekli görev adamlarıydı. II. Dünya Savaşı öncesinden kalma araçları yoğun çalışma koşullarında ayakta tutmak için çabalarlardı. “Şu benim yetkim de görevim de değil.” demez, çok pahalı ve temini zor şeyler için icatlar yapar, pratik çözümler bulur, onarılmaz deneni onarır, bizi zorda bırakmazlardı.
Benim bölüğümde bütün araçlarımızı ayakta tutan babam yaşında Kd. Bçvş. Mahmut Türkoğlu, kompresör operatörüydü. Emir, görevlendirme beklemeden bölüğün, Mehmetçiklerin her şeyiyle ilgilenir, hiç boş durmazdı. Çadırlı ordugâha çıktığımızda mutfak çadırını üstlenir, erzağın en güzel biçimde pişirilip dağıtılmasını sağlardı. Bir insan bu kadar mı sevilir, komşu bölükte bölük başçavuşu Kd. Bşçvş. Mustafa Kök, bütün taburun sevgilisi muhteşem bir insan, örnek bir askerdi. Yıllar sonra, emekliyken İstanbul’da nikahıma gelen diğer komşu bölüğün bölük başçavuşu Kd. Bşçvş. Tahsin Karagülle de öyle.
Hangi birini sayayım? Ciltlere sığmayacak çok güzel anılarım var. Kore gazisi hemşerim Kd. Bşçvş. Rahmetli Mehmet Dikici, beyefendinin hasıydı. Birlikte üzerinden tank geçen çelik iz yollu köprü kurduğumuz, kreyni (vinç) dans ettiren, kavram kepçeyle dökmeden masa üzerinden şişe alan Kd. Bşçvş. Sebahattin Binoğul’un yüzünden asalet akardı. İstihkâm mal saymanı olduğum yıllarda hesap sorumlum olan, çevresinde kedere yer bırakmayan, neşe kaynağı Kd. Bşçvş. Süleyman Şahin vardı. Osman Gençoğlu dostum onun kızıyla çok mutlu bir evliliğe adım atmıştı. Yamtar cüsseli Rahmetli Mustafa Barut, sonraki yıllarda bir yerlerde karşılaştığım, bizzat arayıp bulduğum, hasretle kucaklaştığımız daha niceleri.
Çok çalışır; ama çok iyi de eğlenirdik. Atananlara vedayı, dinî ve millî bayramları vesile eder, ailelerle birlikte çok güzel eğlenceler düzenlerdik. Herkes bir yeteneğini ortaya koyar, doyasıya coşardık. O eğlenceler, bizi daha sıkı bağlardı.
Bugün emekli astsubayların uğradıkları mağduriyeti görerek çok üzülüyorum. Onların nasıl özveriyle çalıştıklarını, neler yaşadıklarını yakından bilmem, uğranan haksızlıkların boyutunu büyütüyor. Onlar emeklilik öncesi de birçok haksızlığa uğramışlardır. Başta emeklilik, uğradıkları bütün mağduriyetlerin giderilmesini, hak ettikleri bütün güzelliklere kavuşmalarını diliyor; yürekten destekliyorum.
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı – Stratejist