PKK ŞİRKETİ, NASIL HOLDİNG OLDU?
Abdullah Öcalan ve 21 arkadaşı Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis (Ziyaret) köyünde, Kasım 1978’de Zuhurlu ailesinin evinde toplanarak bir ŞİRKET kurmaya karar verirler. Doğu ve Güneydoğu illerinde Marksist Leninist temellere dayalı Kürdistan isimli devleti silahlı mücadele yoluyla kurmayı hedefleyen bir şirket kurarlar.
Bu şirketin adına PKK Partiye Kalkerên Kürdistan (Kürdistan İşçi Partisi) derler ve Genel Sekreterlik görevine de Abdullah Öcalan getirirler.
Bu şirketin genel sekreteri Abdullah Öcalan ile birlikte yönetici kademesinde sonradan eşi olan Kesire Öcalan (Yıldırım), Mehmet Hayri Durmuş, Cemil Bayık, Baki Karer, Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan, Ali Gündüz, Resul Altınok, Sakine Polat, Seyfettin Zuhurlu, Suphi Karakuş, Mehmet Şener, Ferzande Tağaç, Mehmet Duran, Karslı Abbas, Antepli Faruk, Şahin Dönmez, Mazlum Doğan ve Hüseyin Tokgüler vardır.
Bu şirket başlangıçta bölgede varlığını kabul ettirebilmek için kendi alanında faaliyet gösteren diğer örgütlere karşı kırsal bölge ve köylerde amansız bir mücadeleye girer. Özellikle Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları (KUK) adıyla bilinen örgüt üyeleri, PKK şirketinin hedefi olur.12 Eylül 1980’e kadar süren süreçte, PKK güvenlik güçlerine ve bölgedeki diğer örgütlere karşı yüzlerce silahlı eylem gerçekleştirir.
Abdullah Öcalan, 7 Temmuz 1979’da Türkiye’den ayrılarak Suriye’ye geçer, ŞİRKET bu tarihten sonra dışa açılmaya ve uluslararası terör örgütü olma yolunda ilk adımını atar. Suriye’nin denetiminde buluna Lübnan’a giderek Suriye denetimindeki Beka Vadisi’ne yerleşir.
12 Eylül’den sonra yurt dışına çıkan merkez komite üyeleriyle militanlar da Bekaa’ya giderek Türkiye’de yapacakları silahlı ve kanlı eylemlerin hazırlıklarına başlarlar.
20 Ağustos 1982’deki PKK 2. Kongresi’nde Hakkâri, Van ve Siirt’te silahlı mücadele kararı aldı.
PKK, 1984’te ilk ses getiren eylemini yapar. 15 Ağustos gecesi Eruh ve Şemdinli ilçelerini basar. 1 asker ve şehit, 9 asker ve 3 sivil vatandaş yaralanır.
1985 yılında şirket, kendisine yan taşeron şirketler kurmaya başlar. Bunlardan ERNK (Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi) adı altında cephe oluşturan örgüt, eylemlerinde köy baskınlarına ağırlık verip, köy korucularına yönelik sistemli bir saldırı kampanyası başlatır. Bu saldırılar sırasında köylerde şirketin 4 hedefi vardı.:
1. Muhtarlar: (T.C Mührünü taşıdıkları için)
2. Köy Öğretmenleri: (Çocuklara okuma-yazma öğretip onlara doğruları ve gerçekleri anlattıkları için)
3. Köy İmamları: (İslamiyet’i anlattıkları için)
4. Korucular: (Koruculuk uygulamaları başladıktan sonra)
Ayrıca kendilerine karşı çıkan, yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyen, haraç vermeyen köyleri ve köylüleri düşman ilan edip kadın, çocuk, bebek, genç, ihtiyar demeden katlederler. Bölgedeki feodal yapıyı, köy ağalarını ve uyuşturucu baronlarını, kaçakçıları haraca bağlarlar. Yani bütün gayri-meşru geliri olanların paralarını zorla gasp ederler. Mali kaynaklarını güçlendiren ŞİRKET bir yandan gelirlerini arttırırken diğer yandan da dış ülkelerden ortak ve yatırımcı bulmaya başlarlar.
1986’da Mardin’in Pınarcık köyüne yaptıkları baskında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 30 kişi öldürürler.
Güneydoğu’yu kendisine mekan edinen ve burada örgütün ihtiyaçlarını karşılamak için altyapı oluşturan PKK, Şırnak, Siirt ve Kuzey Irak’ın Türkiye sınırına yakın kesimlerinde, dağlık bölgelerde yeraltı sığınakları, askerî kamplar, tüneller ve hastaneler inşa ederler.
Kent merkezlerinde başlatılması düşünülen ayaklanmaların ilk denemesi ise 1992 Nevruz kutlamalarında Cizre’de gerçekleştirir. Dört kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylardan sonra ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edilir.
PKK, 1993’ten itibaren siyasi faaliyetlere ağırlık vermeye başlar. Bu dönemde meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve sendikalara sızmak için çabasına girer. Bunda kısmen başarılı da olur. Almanya’da (BND) dış istihbarat teşkilatının da destekleriyle Kürdistan Ulusal Meclisi’nin temelleri atarlar. PKK’ya bağlı bir meclis oluştururlar.
DEP’in kapatılmasından sonra yurtdışına çıkan bazı milletvekilleri aracılığıyla 12 Nisan 1995’te Hollanda’nın Lahey kentinde sözde” Sürgündeki Kürdistan Parlamentosu” kurulur.
Ancak Türk temsilciliklerine yönelik saldırılar ve örgütten ayrılanlara karşı (Düsseldorf yargılamaları ve infaz kasetleri) girişilen öldürme ve şiddet eylemleri videoya çekerek korku ve sindirme nedeniyle, Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin tepkisini çekmeye başladı. Önce Almanya sonra diğer ülkelerin faaliyetlerini yasadışı ilan etmesiyle şirketin Avrupa’daki gücü zayıfladı.
***
ŞİRKETİN BÜYÜMESİ VE ORTAKLARI
SURİYE
PKK Şirketi kurulurken ilk sermayesini ve desteğini Suriye’den aldı. Bu ortağı hem maddi hem de mekân desteği verdi. SURİYE, PKK’lı teröristlere kamplar tahsis etti. İstihbarat örgütünce her türlü terör eğitimi verdi.
ALMANYA
PKK, 1993’ten itibaren siyasi faaliyetlere ağırlık vermeye başladı. Bu dönemde Almanya’da Kürdistan Ulusal Meclisi’nin temelleri atıldı, PKK’ya bağlı bir meclis oluşturuldu. Almanya İstihbarat örgütü BND ve Anayasayı koruma örgütü BFA tarafından eğitim, silah ve mali destek verdi. Almanya kod numaralarını ordu envanterinin dışında tutarak PKK’ya füze gönderiyor. İtalya’yı mayınlar konusunda izleyen diğer ülke ise Almanya. Almanya ayrıca PKK’lı teröristlere siyasi eğitimin verildiği bir ülke…
RUSYA
Rusya’dan PKK’ya yeni yıl hediyesi olarak gönderilen Sam füzeleri, RPG roketatarlar, 60 milimetrelik havan topu ile bunlara ait mühimmat, uzaktan kumandalı mayınlar, gece görüş dürbünleri ve Kalaşnikof marka silahları manşet yapmıyorlar.
Kalaşnikoflar’da ise yüzde 70’lik oranla Rusya ilk sırada. Mayın teminatı konusunda ise ikinci sırada. Roketlerde de durum değişmiyor. PKK’nın hastanelere bile atmaktan çekinmediği roketlerin menşei incelendiğinde adres yine Rusya çıkıyor. Tespitlere göre PKK’nın kullandığı roketlerin yüzde 65’i Rusya’ya ait. Tabanca ve el bombaların birçoğunda da Rusya imzası var. Bugünlerde terör ve vesayet çukurlarında ismini sıklıkla duyduğumuz suikast silahı Kannaslar’da yine Rusya yüzde 50 ile önde görülüyor.
İNGİLTERE
Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait kargo uçaklarıyla roketatarlar PKK’ya teslim ediliyor. Ele geçirilen diğer suikast silahlarının İngiltere orijinli olduğu tespit ediliyor
ABD
Silahların seri numaralarını silen ABD, PKK’ya her türlü silahı aktarıyor. Ele geçirilen diğer suikast silahlarının özellikle M16 silahlarının ABD orijinli olduğu tespit ediliyor. ABD’nin bir diğer desteği ise el bombalarıdır. Hatta, dağdaki terör unsurlarına havadan gıda ve malzeme dahi atılmıştır.
İTALYA
İtalya da ABD gibi silahların seri numaralarını silerek PKK’ya veriyor. Son on yılda güvenlik güçlerinin PKK’ya yaptığı operasyonlarda ele geçirdiği mayınların yüzde 60’ı İtalya’ya ait. Tabancalarda da İtalya imzası var. İtalya ayrıca PKK’lı teröristlere siyasi eğitimin verildiği bir
ÇİN
Çin de ABD ve İtalya gibi silahların seri numaralarını silerek PKK’ya veriyor. Rusya’dan sonra Kalaşnikof teminatında ikinci sıradaki ülke.
İSRAİL
PKK’ya seri numaraları silinmiş silah ve tabanca temin ediyor.
IRAK
PKK’lı teröristlere eğitim ve barınma alanları tahsis ederek terör eğitimi istihbarat birimlerince veriliyor.
ERMENİSTAN
PKK’lı teröristlere terör eğitimi istihbarat birimlerince veriliyor. Zaman zaman İran’ın kuzeyinden Ermenistan’a geçerek barınmaları sağlanıyor.
HOLLANDA
PKK’lı teröristlere siyasi ve örgütsel eğitim veriliyor. Avrupa’da destekliyor.
İSVİÇRE
PKK’lı teröristlere siyasi ve örgütsel eğitim veriliyor. Barınmalarına yardımcı oluyor.
YUNANİSTAN
PKK’lı teröristlere siyasi ve örgütsel eğitim veriliyor. Yunanistan’da kamp açıyor. (Lavrion Kampı)
FRANSA
PKK’lı teröristlere siyasi ve örgütsel eğitim veriyor.
DANİMARKA
PKK’lı teröristlere siyasi ve örgütsel eğitim veriyor.
SIRBİSTAN Sırplar ile PKK arasında ciddi oranda Balkan coğrafyası için uyuşturucu ticareti yapılıyor. Sırp ve PKK arasında uyuşturucu ortaklığı var.
(Rusya, Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrail, Tunus, Suudi Arabistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ise PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkelerden bazılarıdır.)
Bu kadar çok YATIRIMCISI, SİYASİ ortağı ve FİNANSÖRÜ olan bir şirketti tasfiye et mek kolay değildir. Hele hele şirketin LEGAL ve İLLEGAL müdürlerini yok sayarak, eski şirket müdürünün 25 yıldır şirketten uzak kalan bir kişiye bel bağlayıp onunla anlaşma yaparak şirketin tasfiye edileceğini düşünmek siyasi bir aymazlıktır.
1999’da Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonra şirketin ilk kurucularından CEMAL kod adlı MURAT KARAYILAN, PKK’nın başına geçmiştir.
PKK terör ŞİRKETİNİN şu andaki müdürü, Murat KARAYILAN’dır.
PKK TERÖR ŞİRKETİNİN finansörleri, yatırımcıları, destekçileri, bu şirketin taşeron ve çalışanları ne yapar diye düşünmeden böyle bir uzlaşma yoluna gitmek tam olarak siyasi bir saflıktır. Çözümsüzlük yaratmadır. PKK şirket olmaktan çıkıp ÇOK ULUSLU BİR HOLDİNG olmuştur. Bu holdingin iştigal konuları, terör dışında uyuşturucu ticareti, silah ticareti, insan kaçakçılığı, kara para aklama ve her türlü gayrimeşru kazançtır.
Bu holdingin büyük ortaklarının bilgisi ve izni olmadan, şirketi eski müdürü ÖCALAN, adadan çıkartılarak ATATÜRK’ÜN kurduğu Gazi Meclis’te konuşturulmasına, karar verenler DEM ile pazarlık yaparak Ufuktaki ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ için destek isteyeceklerdi.
TUSAŞ’a yapılan son PKK saldırısıyla ŞİRKETİN bu görüşmelere ve barış ortamına müsaade etmeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Barış ,ancak şirketin bütün ortakları paydaşları ve hamilerinin rızasıyla yapılır.
DEM Parti milletvekili ÖCALAN, perşembe günü X hesabından yaptığı açıklamada, “Sayın Öcalan, görüşmede genel siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kamuoyuna şu mesajın iletilmesini istedi: ‘Tecrit’ devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukukî ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim,” ifadelerine yer verdi.
Bu ifadeler tamamen safsatadır. Köprünün altından çok sular geçmiştir. Şirket kurucularından birçoğu ölmüş olmasına rağmen, yaşayanların barış ortamına izin vermeyecekleri aşikardır.
25.10.2024
Dr. Salih GÜNGÖR
E. 1. Sınıf Emniyet Müdürü