SOSYAL HAYAT VE YÂREN İLİŞKİSİ
Yâren meclisleri, toplumsal yapının kurulu düzenine tamamen uygun olan bir yapılanma sergilediği için halk tarafından da olumlu karşılanıp benimsenmektedir. Sosyal ve bireysel hayata yeni bir anlam yükleyerek yeni bir yorum kazandıran, Türk millî kültür unsurlarına tam bir dönüş sağlayan ocak kültürü, halk tarafından bütün teferruatları ile kabul edilip bütün zamanlarda yakılmaya ve el üstünde tutulmaya başlanmıştır. Ahlâk, millî kültür ve disiplinli bir hayatı temel prensip alarak tuttuğu yoldan giden gençlerin / yâren ağaların Türk toplum yapısına uygun bir hayatı benimsemeleri Çankırı’da sosyal hayatı temellendirmektedir.
Çankırı Yâren Meclisleri ve Ahilik, milli değerleri dar bir çerçevede de olsa üstünkörü geçip savsaklanmanın önüne geçmek, eskiyen değerler olarak düşünülmesini önlemek ve yeni bir düşünce ve önemsemeyi sağlayarak millî değerleri eski tahtına oturtup sosyal hayata tekrar sunarak önemli bir vazifeyi ifa eder.
Yâran ocaklarında kişisel giderleri göz ardı edersek, sosyal ilişkilerin meydana getirdiği yeni bir insan, yani sosyal insan motifini işleyerek, ferdi olarak da insani değerleri düşünce ve fikri merkeze oturarak yeni bir düşünce anlayışını ortaya koymaktadır.
Yâren meclisinde ocak yakarak yeni bir insan karakteri oluşturan fertler / yâren ağalar, sosyal hayatı nitelendiren, sosyal düzene de topluluk olarak 24 yâren olarak ya da yâren meclisi olarak ideal insan tipini oluşturmaktadır. Bu düşünce ile toplum hayatını yakından ilgilendiren insanların birbirleri ile olan ilişkilerini oluşturur; yeni bir insan, yeni bir kişilik / yâren ağa tipini oluşturur. Böylece yârenler, artık bu yönde bilgilerini yenileyerek süreklilik sağlar ve sosyal hayatta insan ilişkilerine yer ve yöntemi ile katkı ve katılım sağlamaktadır. İnsanlar artık kendilerini yenileyerek yol ve yöntem olarak da önündeki örnek ve uygulamayı model alarak her dönemde yeni bir mayalanma ile varlığını sürdürmekte, bu uygulamaya da her dönemde kendisine canlı ve aktif kaynak sağlamaktadır. Toplum hayatında silik, şahsiyetsiz veya sönük kalan insanları ve sosyal hayatı temel olan bir aktivite ile sosyal hayata yeniden sunar. Bunu yaparken zamana ve günün anlayışına göre ama temel prensiplerinin dışına çıkmadan sosyal hayatın niteliklerine uygun olarak yâren meclisi, ocak öğretisini ortaya koymakta, sosyal hayatın yanında ufak tefek yeni uygulamalara da yer vererek kendini de yenilemektedir.
Başağalar, sosyal hayatta yâren ağaların kılavuzudur. Bu yönleri ile sosyal hayatta da yaşantıları ile toplumun yolunu aydınlatan önderlik, örneklik ve özellikleri vardır. Onun için de sadece yâren ağalar değil, sosyal alanlarda da herhangi bir ortamda büyük başağalardan biri bulunduğunda; o oturursa diğerleri de oturur, o kalkınca diğerleri de ayağa kalkarlar.
Büyük başağaların bulunduğu ortamı onların kişiliğinde toplanan; insana değer veren, tolumun kişiliğini ve kimliğini, ahlâkını teşkil eden millî değerleri askerî bir disiplin içerisinde sosyal hayatta yaşatır ve bu değerleri kuşanan bütün yârenler vasıtası ile kendi çevrelerini tamamen kuşatır. Büyük başağalarına sadakatle bağlı olan yâren ağalarla bu kuşatmanın getirdiği sosyal davranış kalıplarının sosyal hayatta canlı olarak yaşatılması toplumun ahlâkî, kültürel, sosyal hayatı iyiye, doğruya, samimiyete, birlik ve beraberliği; bakarak – görerek, yaparak – yaşayarak toplumda bir dinamizm sağlar.
Yâren Meclisi kurulup, ocak yanmaya başladığı andan itibaren yâren öğretisine ve ocak kurallarına uymayanlar ocakta ağır bir ceza alanlar, yani bu suçların en büyüğü ve öne çıkanı ise ocaktan kovulan bir kişinin, toplum içinde, sosyal hayatta da cemiyet içinde yeri ve kişiliği yoktur. Onun bu durumu gerçekleştiği anda hem yâren ocağından, hem de toplum nezdinde tamamen dışlamalar. Bu insanları bundan böyle toplum kabul etmez ve bu duruma düşünenlerin tek çıkar yolunun ve çevresinin Çankırı ilini terk etmek zorunda kalır.
Yâren meclisi kurulurken, yâren olacak gençlerin nasıl taraftar bulduklarını, sosyal bünyede bir atardamar gibi yer bulmasının nedenlerinin iyi bilinmesi, doğru bilgilerle değerlendirilmesi gerekmektedir. Konu ne kadar net açıklanırsa edinilen bilgiler de o kadar net ve berrak olacaktır. Çünkü, yâren meclisinin Çankırı halkı içinde ne kadar yaşatılarak taraftar bulmasının önemine vakıf olma gereklidir. Toplumun içinden çıkan Çankırı gençliğinin altyapısını oluşturduğu bu yâren meclisinin içinden çıktığı toplumu / Çankırı halkını önemli bir boyutta etkilediğinin bilinmesinde büyük bir değer, büyük bir önemi vardır. Çünkü bu yapılanma ataların yaşadığı dönemde vardı, şimdi de vardır. İleriye dönük olarak devam ettiği, ettirildiği görülmektedir. Öyle ki, bunun gelecekte daha bir önemsenerek devam ettirilmesi, hatta artara devam ettirilmesi gerekmektedir.
Yâren meclisi; sevgi, saygı, ahlâki değerler ve bunlar kadar önem arz eden askerî disiplin, bir bütünlük içerisinde bulunması bakımından sosyal hayatın düzenli, yaşanabilir bir yapı içerisinde sürdürülmesinde büyük rol oynar.
Sıkı bir birlik ve beraberlik içinde hareket eden yârenler, ahlâk yönünden de sosyal hayatta takdir gören bir özellik gösterirler. Bu yönleri ile de şüphesiz toplum etkileyen bir durumdur. Böyle disiplinli bir şekilde hareket eden ve ahlâklı, dürüst insanların öne çıktığı bu durum, sosyal hayatta örnek teşkil eder ve sosyal hayatta bu yönün öne çıkmasını ve toplumun her kesimlerden insanın bu yönde hareket etmesini sağlar. Bu yol ve yöntemle de temiz ahlâklı, kötülük yapmaktan uzak, hep güler yüzlü ve çevresindeki insanlara nazik, nezaketli, edeple davranıp, yol yordam bilen, adabı elinden bırakmayan bi kişilikle her zaman hayatların da dimdik durmayı bilmişlerdir.
Her yerde ve her zaman devletini, milletini bilmişlerdir. Her zaman başağalarına itibaren göstermiş, saygıyı azami derecede hep göstermişlerdir. Bunun karşılığında da başağalar toplum içinde / sosyal hayatta da yine ocakta imiş gibi, hâlâ ocak yakılan dönemde olduğu gibi, davranışlarını devam ettirirler. Çünkü onlar ocağında bulunan yârenlerin başağasıdır; yârenler de sosyal hayatlarında bunu kesinlikle kabul eder, öyle davranır, aynı zamanda unutulmamalıdır ki Çankırı’da yârenlik ve başağalık ayrıcalıklı, saygı gören bir durum arz eder; diğer yönden başağalık da bunun için de daha bir ayrıcalıklı ve yine büyük saygı gören bir makamdır. Mevkileri tartışmasız kabul görür. Sonuç olarak; millî kültür ve ahlâka, disiplinli bir şekilde uyularak şuurlu bir şekilde hareket kabiliyeti söz konusudur.
Millî kültürde kesin olarak kabul görmüş olan gelenek, görenek, örf ve âdetlerin davranış olarak kabulü ve diğer taraftan da bu çerçevede yasaklardan saklanan, davranışların genel kabul gören ahlâkî, edep ve adap bilir bir hareketler silsilesinin bireysel ve sosyal hayatta uygulanası ile bütünleşmektedir. Asla edep ve adabı elden bırakılmamalıdır. Bunu sadece yâren meclisi çatısı altında değil, yani sadece ocak yakıldığı zaman dilimi içinde değil, sonrasında da sosyal hayatta geçerliliği olan bir anlayıştan kaynaklanır.
Başağalarda kendi yâren meclisinde yani yâren ocağında başağalara bakılan ve yüklenen düşünce bilgili, yetenekli, affetmeyi bilen ama ahlâk sınır ve mahiyetine bağlı olan davranışlar söz konusudur; kendi ocağında bulunan yâren ağaların koruyup kollamak gibi vasıfları ile aktif olarak öne çıkan vasıfları kendilerinde toplamıştır. Bunların başında tam bir disiplin anlayışı çerçevesi içinde sabır, ahlâk, dürüstlük, edep ve adap gelmektedir. Bu unsurlar içinde adil olma şartı gelir. Onun içinde başta başağalar olmak üzere bütün yârenler adalet içinde hareket etmek zorunda ve bilhassa başağalar kılı kırk yararcasına adil ve adaletli olmak gerekir. Aksi takdirde ocak dağılır ve sosyal hayatta da bütün saygınlıklarını yitirirler; halktan gördükleri büyük itibarı tamamen kaybederler. Neticede; yâren ocağından kovulanla / tard olanla aynı seviyeye düşerler.
Başağalar, âdil ve hakkaniyetli olmak zorundadırlar. Nasıl ki bilge ve kâmil insanlar toplum içinde genel kabul ve büyük saygı görürlerse başağaları da yârenler ve halk, aynı kategoride görür ve ona göre davranırlar. Zaten başağalar, olabildiğince uysal, ağırbaşlı, vakur / onurlu duruşu ile de tanınırlar. Askerî bir disiplinle Türk’ün ahlâk anlayışı ile Türk millî kültür unsurlarını benimseyip, edep, adap ve adalet üzere bir hayat felsefesini temsil ederler.
15.11.2024
Sadık SOFTA
Eğitimci / Şair / Yazar