SÖZ KALABALIĞINA BOĞARAK ANLAMSIZLAŞTIRMA
Siyasetçilerin, reklam metni yazanların, dolandırıcıların sıkça başvurdukları bir yoldur LAF KALABALIĞI. Çoğu anlamsız ya da hangi anlamda kullanıldığı belirsiz, konuyla ilgisiz, dinleyenlerin bilemeyeceği, özellikle yabancı dillerde teknik terimlerle dolu ifadelerle Türkçeyi katletme…
Adam, şehrin en uzak banliyösünün de uzağında site inşa etmiş. Satış için tanıtıma başlamış. “Turistik destinasyon ve doğanın kentle buluştuğu seçkin lokasyonda, lansmana özel fiyatlarla rezidans daireleri…” O kadar milyonu verip daire alacakların “destinasyon, lokasyon, lansman, rezidans” sözlerinin çekiciliğine kapılacağını düşünüyor olmalı. Kim bilir, belki de “Aman cahilliğimizi, o sözlerin ne anlama geldiğini bilmediğimizi belli etmeyelim.” diyenler vardır.
Telefondaki dolandırıcı, hızlı hızlı bir şeyler söylüyor. Araya bolca bilmediğiniz sözcükler de sıkıştırıyor. Evet dediniz mi yandınız. En iyisi tanımadığınız numara arıyorsa hiç açmamak. Oldu ya boş bulunup açtınız, hemen kapatın.
Benim “EYÇDİEMAYVAN” sözü karşısında apışıp kalmama yol açan yabancılaşma ukalalıkları da var. Yeni televizyonumun kablolu yayına bağlanmasıyla ilgili bir konuda gereken yere telefon ettim. “Şöyleyse bire, böyleyse beşe… basın.” nağmeleri arasından birini, budur diye seçip bastım. Genizden gelen, dudaklar açılmadan dişler arasından sızdırılan mekanik bir kadın sesi cevap verdi. Derdimi anlattım. Aralarında boşluk bırakmadan “Televizyonu açın, EYÇDİEMAYVAN’a girin.” dedi. Baktım, “Benimkinde öyle bir şey yok.” dedim. “Vardır, vardır, iyi bakın.” dedi. Böyle ukalalıklarla daha önce de karşılaştığım için hemen aklıma geldi. Hanımefendi, HDMİ harflerini İngilizce telaffuzlarıyla ve tek bir sözcükmüş gibi söylüyor. Sonunda onun anlatma beceriksizliğini yaşımın ve deneyimlerimin kazandırdığı anlama becerikliliğimle dengeleyerek sorunu çözdüm.
Son örneği enflasyon konusunda. Enflasyona ne olduğu anlaşılmamakta birlikte, epey süslü sözler. Herhalde “Şunlar, şunlar enflasyon düşme eğilimindeymiş gibi bir şeyler ima ediyor.” demek isteniyor. Kimsenin inanmayacağı düşünüldüğünden mi aşağıdaki gibi karışık söylenmiş bilmem.
“Mevsimsel düzeltilmiş üç aylık hareketli ortalamanın yıllıklandırılmış değerinin ima ettiği enflasyon eğilimi…” Ne anlıyoruz? “Enflasyon eğilimi” diye bir şey varmış. Enflasyondaki bu eğilim artma ya da eksilme yönünde mi belli değil. Üç aylık birden fazla ortalama varmış, bunlardan hareketli olan ortalamayı mevsime bağlı olarak düzeltmişler. (İyi de düzeltmekten ne kastediliyor, düzeltilmese ne durumda? İyi ki hareketli. Eskiler, “Hareket varsa bereket vardır.” derler.) Bu düzeltilmiş hareketli ortalamayı alıp yıllıklandırmışlar. (O da ne demekse?) Bu yıllıklandırılmış değer bir şeyler ima ediyormuş. (Yani açıkça göstermiyor, ima ediyormuş.) işte bu ima edilen şey, enflasyondaki eğilimi gösteriyormuş.
İyi öyleyse maaşlarda, ücretlerde artışa da gerek yok. Bu arada zamlara, yeni vergilere, vergi oranlarını yükseltmeye devam…
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist