TÜRK DEMOKRASİSİ
Türk Demokrasisinin Sözde Demokratik Yollarla Zayıflatılması
SON YİRMİ BEŞ YILIN ANALİZİ
GİRİŞ:
Türk demokrasisi, uzun yıllar süren mücadeleler ve reformlarla inşa edilmiştir. Ancak, son yirmi beş yılda, iktidar partisi tarafından güya demokratik yollar kullanılarak demokrasinin zayıflatılması, endişe verici bir hal almıştır. Bu makalede, demokratik süreçlerin nasıl manipüle edildiğini ve demokrasinin temellerinin nasıl zayıflatıldığını somut örneklerle ele alacağız. Ayrıca, Emperyalizm ve Uluslararası Kapitalizm (EVUK) unsurlarının bu sürece nasıl katkıda bulunduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni geçmişinden koparma çabalarını da inceleyeceğiz.
***
A. MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILAR
Medyanın özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Ancak, Türkiye’de son yirmi beş yılda medya üzerindeki baskılar, gazetecilerin tutuklanması ve medya kuruluşlarının kapatılması gibi olaylar, basın özgürlüğünü ciddi şekilde zayıflatmıştır. Bu süreçte, EVUK unsurlarının medya üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez.
1. 2007 Cumhuriyet Mitingleri: Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında laiklik yanlısı gösterilerin medya tarafından yeterince yansıtılmaması, medyanın iktidar baskısı altında olduğunu göstermiştir. EVUK’un, medya sahipliği yoluyla bilgi akışını kontrol etme çabaları bu dönemde belirginleşmiştir (Aksoy, 2008).
2. Gezi Parkı Protestoları (2013): Gezi Parkı protestoları sırasında ve sonrasında, protestolara dair haber yapan gazeteciler üzerinde büyük bir baskı kurulmuş, bazı gazeteciler tutuklanmış ve medya kuruluşları kapatılmıştır. Bu olay, medya üzerindeki baskının en somut örneklerinden biridir. EVUK unsurları, bu süreçte sosyal medya platformları üzerinde de manipülasyon yaparak protestoların algısını kontrol etmeye çalışmıştır (Çınar & Yıldırım, 2013).
3. 15 Temmuz Darbe Girişimi (2016): Darbe girişiminin ardından, birçok gazeteci “terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla tutuklanmış ve onlarca medya kuruluşu kapatılmıştır. Bu süreç, medyanın iktidar tarafından kontrol altına alınma çabasını gözler önüne sermektedir. EVUK, bu tür olayları kullanarak uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin imajını şekillendirme çabasına girmiştir (Taş, 2018).
***
B. YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ZAYIFLATILMASI
Yargı bağımsızlığı, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasında kritik bir rol oynar. Ancak, Türkiye’de, yargı bağımsızlığının zayıflatılması amacıyla atılan adımlar, demokrasinin temellerini sarsmıştır. EVUK unsurları, yargı reformları adı altında Türkiye’yi uluslararası hukuk sistemine daha bağımlı hale getirmeye çalışmıştır.
1. HSYK’nın Yeniden Yapılandırılması (2010): Anayasa değişikliği ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı değiştirilmiş ve iktidarın yargı üzerindeki etkisi artırılmıştır. Bu durum, yargının bağımsızlığına gölge düşürmüştür. EVUK, bu tür yasal düzenlemeleri teşvik ederek Türkiye’nin iç hukukunu zayıflatmayı hedeflemiştir (Özbudun, 2010).
2. Yargı Reformu Paketi (2014): Yargı reformu adı altında yapılan değişiklikler, hükümetin yargı üzerindeki kontrolünü artırmış ve bağımsız yargı ilkesini zayıflatmıştır. EVUK, bu süreçte Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara daha fazla bağımlı hale gelmesini sağlamıştır (Alpay, 2014).
3. Anayasa Mahkemesi’nin Yetkilerinin Azaltılması (2010 ve 2017): Anayasa Mahkemesi’nin yetkileri, çeşitli yasal düzenlemelerle sınırlandırılmış ve yargının denge-denetleme işlevi zayıflatılmıştır. EVUK, bu tür düzenlemeleri destekleyerek Türkiye’deki hukuk sistemini kendi çıkarlarına uygun hale getirmeye çalışmıştır. (Gözübüyük & Özkan, 2017).
***
C. SEÇİM SİSTEMİNİN MANİPÜLE EDİLMESİ
Seçim sistemi, demokrasinin işleyişinde temel bir rol oynar. Ancak, Türkiye’de seçim sisteminin manipüle edilmesi, demokratik sürecin adil ve şeffaf bir şekilde işlemesini engellemiştir. EVUK unsurları, seçim süreçlerini manipüle ederek Türkiye’deki siyasi istikrarı kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışmıştır.
1. 2010 Anayasa Referandumu: Anayasa değişikliği referandumu, ciddi usulsüzlük iddialarıyla gölgelenmiş ve seçim sürecinin adilliği konusunda büyük soru işaretleri yaratmıştır. EVUK, bu süreçte Türkiye’nin anayasal düzenini kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeye çalışmıştır (Hale, 2011).
2. 2017 Anayasa Referandumu: Anayasa değişikliği referandumu, Türkiye’nin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişini sağlamış ve ciddi usulsüzlük iddialarıyla gölgelenmiştir. Referandum sonucunda kabul edilen değişiklikler, cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi sağlamış ve iktidarın güç yoğunlaşmasını artırmıştır. EVUK, bu süreçte Türkiye’yi daha merkezi bir yönetim yapısına dönüştürme çabalarını desteklemiştir. (Esen & Gumuscu, 2017).
3. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri (2019): İstanbul seçimlerinin tekrarlanması kararı, seçim süreçlerinin bağımsızlığını ve âdilliğini sorgulatmış, iktidarın seçim sonuçlarına müdahale etme eğilimini göstermiştir. EVUK, bu tür müdahaleleri destekleyerek Türkiye’deki demokratik süreçleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmıştır. (Sayari, 2019).
4. 2023 Genel Seçimleri: Seçim sürecinde medya ve devlet kaynaklarının iktidar lehine kullanılması, muhalefetin eşit şartlarda yarışamamasına neden olmuştur. Seçim sonuçları üzerindeki şeffaflık ve güvenlik endişeleri, demokratik sürecin âdilliğini gölgelemektedir. EVUK unsurları, bu süreçte Türkiye’deki siyasi dengeleri kendi lehlerine çevirmeye çalışmıştır (Aydın-Düzgit, 2023).
SONUÇ:
Türkiye’de son yirmi beş yılda, demokratik yollar kullanılarak demokrasinin zayıflatılması, endişe verici bir tablo ortaya koymaktadır. Medya üzerindeki baskılar, yargı bağımsızlığının zayıflatılması ve seçim sisteminin manipüle edilmesi gibi somut örnekler, demokrasinin temel taşlarının nasıl sarsıldığını göstermektedir. Ayrıca, EVUK unsurları bu süreçte aktif rol oynayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni geçmişinden koparma ve kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabalarına girmiştir. Bu süreç, Türk demokrasisinin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır ve bu tehdide karşı duyarlı ve bilinçli olunması gerekmektedir.
KAYNAKÇA
1. Aksoy, A. (2008). Media in Turkey: Democracy and Reform? Turkish Studies, 9(2), 149-170.
2. Çınar, M., & Yıldırım, K. (2013). Gezi Park Protests: Rebellion Against Neoliberalism and Authoritarianism. South European Society and Politics, 18(4), 467-480.
3. Esen, B., & Gumuscu, S. (2017). The Political Economy of the Turkish Presidential System. Turkish Studies, 18(1), 1-20.
4. Gözübüyük, H., & Özkan, S. (2017). Judicial Reforms in Turkey: Implications for Democracy and the Rule of Law. Law & Politics, 15(2), 145-162.
5. Hale, W. (2011). Turkey: The Politics of the 2010 Constitutional Referendum. Middle East Journal, 65(3), 371-388.
6. Sayari, S. (2019). The Istanbul Elections and Democratic Standards: An Analysis. Local Government Studies, 45(2), 223-237.
7. Taş, H. (2018). The 15 July Coup Attempt in Turkey: The Authoritarian Turn and its Consequences. Journal of Democracy, 29(3), 112-126.
Av. Fahrettin ÖNDER
E. Öğ. Alb. / Hukukçu / İngiliz Dili Uzmanı