Demokrasi Kavramının Araçsallaştırılması:
Türkiye’de AKP İktidarları, Anayasa Değişiklikleri ve Siyasi Mevzuatın Kullanımı
Giriş
Demokrasi, çoğu zaman halkın iradesinin yansıdığı, özgürlükçü ve katılımcı bir yönetim biçimi olarak tanımlanır. Ancak, bu tanımın idealize edilmiş bir versiyonu olduğu da bir gerçektir. Tarih boyunca, demokratik rejimlerin özellikle iktidarda bulunanlar tarafından araçsallaştırıldığına dair pek çok örnekle karşılaşılmıştır. Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana, demokrasiye ve demokratik süreçlere yaklaşımı bu bağlamda ele alınmıştır. AKP, iktidarda kalma sürecinde bir dizi anayasa değişikliği ve yasal düzenleme yaparak, iktidarını sürdürmek ve pekiştirmek amacıyla demokrasiyi bir araç olarak kullanma eğiliminde olduğu yönünde eleştirilere maruz kalmıştır.
Bu çalışmada, AKP iktidarlarının anayasa değişiklikleri ve diğer mevzuat düzenlemeleri bağlamında demokrasiyi nasıl araçsallaştırdığına odaklanacağız. Bu süreçte, özellikle anayasa değişikliklerinin amaçlarını, bu değişikliklerin siyasi iktidarın sürekliliğine nasıl katkıda bulunduğunu ve somut örneklerle destekleyerek analiz edeceğiz.
***
Demokrasinin Araçsallaştırılması ve AKP İktidarları
AKP’nin 2002’de iktidara gelmesiyle başlayan süreçte, parti yönetimi, iktidarını sürdürmek ve pekiştirmek amacıyla bir dizi anayasa değişikliği ve yasal düzenlemeye gitmiştir. Bu bağlamda, parti yönetimi, demokrasiyi bir nihaî amaç olarak değil, iktidarını güçlendirmek ve kalıcılığını sağlamak için bir araç olarak kullanma stratejisini benimsemiştir. Bu stratejinin temel unsurlarından biri, anayasa değişiklikleri yoluyla yürütme organının yetkilerinin genişletilmesi ve iktidar süresinin uzatılması olmuştur (Cizre, 2008: 112).
Anayasa Değişiklikleri ve Mevzuat Düzenlemeleri
Ak Parti döneminde yapılan en dikkat çekici anayasa değişikliklerinden biri, 2007 yılında yapılan Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören değişikliktir. Bu değişiklik, bir yandan Türkiye’nin yönetim sisteminde önemli bir değişiklik yaratmış, diğer yandan ise yürütme gücünü doğrudan halktan alacak şekilde güçlendirmiştir (Kalaycıoğlu, 2008: 23). Bu değişiklik, aynı zamanda parti liderinin, yani Recep Tayyip Erdoğan’ın ileride Cumhurbaşkanlığı makamına aday olmasının önünü açmış ve yürütme yetkilerini artırma stratejisinin bir parçası olarak görülmüştür.
2010 yılında yapılan anayasa değişiklikleri ise yargı sistemine yönelik önemli değişiklikler getirmiştir. Bu değişikliklerle, Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) gibi yargı organlarının yapısında köklü değişiklikler yapılmış, bu organların üyelerinin seçimi ve görev süresi gibi konularda yürütmenin etkisi artırılmıştır (Erdem, 2010: 67). Bu durum, yargının bağımsızlığını zayıflatmak ve yürütme organının denetlenmesini zorlaştırmak amacı taşıdığı yönünde eleştirilere neden olmuştur (Kurban, 2010: 45).
En son olarak, 2017 yılında yapılan anayasa değişiklikleriyle Türkiye, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş yapmıştır. Bu değişiklikler, Cumhurbaşkanının yetkilerini olağanüstü şekilde artırmış, yürütme gücünü tek elde toplarken, yasama organının denetim gücünü zayıflatmıştır (Özbudun, 2017: 89). Bu anayasa değişiklikleri, AK Parti’nin iktidarını sürdürme ve pekiştirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Seçilme Sayısı ve Yüzdesi Üzerine Tartışmalar
AKP, iktidarını pekiştirme stratejisi çerçevesinde, Cumhurbaşkanının seçilme sayısı ve seçim yüzdesi konularında da düzenlemeler yapmayı hedeflemiştir. 2017 anayasa değişiklikleriyle getirilen yeni sistemde, Cumhurbaşkanının iki defa seçilebilmesi kuralı getirilmiş, ancak bazı istisnalar eklenerek bu kuralın esnetilebileceği belirtilmiştir (Yıldız, 2017: 104). Bu durum, AKP’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez seçilmesi önünde bir engel bulunmaması amacıyla yapıldığı şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca, seçimlerde gereken oy yüzdesi üzerinde yapılan tartışmalar, AKP’nin seçimlerde başarılı olamaması durumunda bir koalisyon zorunluluğu yerine, seçimlerin tekrarlanmasını sağlayacak düzenlemeler yapma isteğini ortaya koymuştur (Turan, 2017: 76).
22 Yıllık İktidar Sürecinde Somut Örnekler
AKP’nin iktidarda olduğu 22 yıllık süreçte, anayasa değişiklikleri ve yasal düzenlemelerle ilgili pek çok somut örnek bulunmaktadır. Örneğin, 2004 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle AB uyum süreci çerçevesinde bazı demokratik reformlar yapılmış; ancak, bu değişikliklerin bir kısmı daha sonraki süreçte yürütmenin gücünü artıracak şekilde kullanılmıştır (Tocci, 2005: 131). Yine 2010 referandumuyla yapılan yargı reformları, başlangıçta demokratikleşme adımları olarak sunulmuş; ancak, daha sonra yargının yürütme karşısındaki bağımsızlığını zayıflatan düzenlemelere dönüşmüştür (Altıparmak, 2011: 54).
Bu 22 yıllık süreçte, AKP, iktidarını sürdürebilmek ve pekiştirmek amacıyla demokrasiyi araçsallaştıran bir dizi politika izlemiştir. Bu politikalar; partinin iktidarını kalıcı kılmak için anayasa değişiklikleri, seçim yasalarında düzenlemeler, yargı sistemindeki reformlar ve yürütme yetkilerinin artırılması gibi adımlarla şekillenmiştir. Tüm bu adımlar, AKP’nin, iktidarını pekiştirme ve devamlılığını sağlama stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
***
Sonuç
Türkiye’de AKP iktidarlarının 22 yıllık sürecinde, demokrasinin araçsallaştırılması olgusu belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Partinin yaptığı anayasa değişiklikleri ve yasal düzenlemeler, iktidarın kalıcılığını sağlama ve yürütme gücünü artırma amacı taşımış, bu süreçte demokrasi bir nihai amaç olmaktan ziyade iktidarı koruma aracı olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda, Türkiye’deki demokratikleşme süreci, AKP’nin iktidar stratejileriyle şekillenmiş ve bu süreçte demokrasinin araçsallaştırılması, parti yönetiminin temel politikalarından biri olmuştur.
Av. Fahrettin ÖNDER
E. Öğ. Alb. / Hukukçu / Öğretim Görevlisi
KAYNAKÇA
Altıparmak, K. (2011). 2010 Referandumu ve Yargı Bağımsızlığı. Toplum ve Bilim, 121(4), 53-68.
Cizre, Ü. (2008). Secular and Islamic Politics in Turkey: The Making of the Justice and Development Party. London: Routledge.
Erdem, E. (2010). 2010 Anayasa Değişiklikleri ve Yargı Reformu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 59(2), 65-72.
Kalaycıoğlu, E. (2008). Turkish Democracy Today: Elections, Protest and Stability in an Islamic Society. London: I.B. Tauris.
Kurban, D. (2010). Türkiye’de Anayasa ve Hukuk Reformları. TESEV Anayasa Reformu Raporu, 10(1), 42-58.
Özbudun, E. (2017). Türkiye’de Başkanlık Sistemi ve Anayasa Değişikliği. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 138(4), 85-92.
Tocci, N. (2005). Europeanization in Turkey: Trigger or Anchor for Reform?. South European Society and Politics, 10(1), 73-89.
Turan, İ. (2017). Cumhurbaşkanlığı Seçim Sistemi ve Seçim Yüzdesi Üzerine Tartışmalar. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 72(3