
TÜRKLERE PEYGAMBER GÖNDERİLMİŞ OLABİLİR Mİ?
GÖNDERİLMEDİYSE BU DİNİ YAPI, NASIL BU KADAR NET ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
Eski Türklere peygamber gönderilip gönderilmediği konusu, dinî ve tarihî kaynaklarda açık bir şekilde belirtilmiş değildir. Ancak bu konu, hem İslam düşüncesinde hem de Türklerin dini yapısının incelenmesinde sıkça tartışılmıştır. Bu sorunun yanıtını tarihsel, dini ve kültürel açılardan ele almak faydalı olacaktır.
1. İSLAMÎ PERSPEKTİF
a. Kur’an’da Peygamberler ve Milletler
Kur’an’da, Allah’ın her millete bir peygamber gönderdiği belirtilir: “Andolsun ki biz her ümmete bir peygamber göndermişizdir…” (Kur’an, Nahl 16:36). Bu ayete dayanarak, Türklere de bir peygamber gönderilmiş olabileceği ihtimali dile getirilir. Ancak peygamberlerin kimler olduğu, isimlerinin bilinip bilinmediği ve mesajlarının detayları açıkça belirtilmemiştir.
b. Göktanrı İnancı ve Tevhid
Göktanrı inancındaki “Tek Tanrı” anlayışı, İslam’ın tevhid inancıyla benzerlikler taşır (Kafesoğlu, 1984: 150). Göktanrı’nın evreni yöneten, insanların kaderini belirleyen yüce bir güç olarak algılanması, Türklerin bu inanca peygamber aracılığıyla mı yoksa doğal vahiy yolu ile mi ulaştıkları sorusunu doğurur. Bazı İslam alimleri, bu inancı “fıtrî tevhid” olarak değerlendirir (Gündüz, 1998: 62).
2. TARİHSEL VE KÜLTÜREL PERSPEKTİF
a. Türklerin Geleneksel İnançları
Göktanrı inancında dikkat çeken unsurlar, net ve sistematik bir dini yapıyı işaret eder:
i) Tek Tanrı İnancı: Evrenin ve insanların kaderini belirleyen yüce bir Tanrı anlayışı vardır (Clauson, 1972: 118).
ii) Şamanizm ve Araçlar: Göktanrı inancıyla birlikte, Şamanizm’deki doğa ruhlarına tapınma pratikleri bir araya gelmiştir. Şamanlar, din adamı ve ruhani rehber olarak görev yapmış, insanları yüce güçle (Göktanrı) buluşturan aracılar olmuştur (Ergun, 1992: 45).
b. Yazılı ve Sözlü Gelenek
Eski Türkler, yazılı eserlerinde (örneğin Orhun Yazıtları) Göktanrı’ya sıkça atıfta bulunmuşlardır. Yazıtlardaki ifadeler, Türklerin bu dini yapıyı güçlü bir şekilde kodladığını ve sosyal düzenin temeli olarak kullandığını gösterir.
Bilge Kağan’ın yazıtında, Göktanrı’nın Türk milletine kağanı lider olarak atadığı belirtilir: “Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında, ikisi arasında insanoğlu yaratılmış. İnsanoğlu üzerine atalarım Bumin Kağan ve İstemi Kağan oturmuş.” (Orhun Yazıtları, Kül Tigin Yazıtı: 4. Satır).
Bu ifadeler, Türklerin dini anlayışlarının çok net ve düzenli bir yapıya sahip olduğunu, kutsal bir kaynağa dayandığını düşündürmektedir.
3. PEYGAMBER GÖNDERİLMEMİŞSE BU YAPI NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Peygamber gönderilmese dahi Türklerin dini yapısının şu yollarla şekillenmiş olabileceği düşünülebilir:
a. Doğal Vahiy ve Fıtrat
İslam’da “fıtrat” kavramı, insanın doğuştan bir yaratıcıyı tanıma eğilimi olduğunu belirtir (İbn Haldun, 2004: 285). Bu bağlamda, Türkler doğrudan peygamberlik mesajı almadan da, kendi tecrübeleri ve doğal vahiylerle yüce bir Tanrı’ya inanmış olabilirler.
b. Kültürel ve Coğrafi Etkileşimler
Türkler, tarih boyunca Zerdüştlük, Maniheizm, Budizm ve Hristiyanlık gibi farklı inanç sistemleriyle temas kurmuştur. Bu temaslar, Türklerin dini yapılarında belirli unsurların şekillenmesine katkıda bulunmuş olabilir (Golden, 1992: 67).
c. Toplumsal Düzen ve Dinin Rolü
Göktanrı inancı, Türk toplumunda sadece dini bir inanç değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi düzenin de bir parçasıdır. Kağanlar, tanrısal bir meşruiyetle hareket etmiş ve toplumlarını bu düzen içinde yönetmişlerdir. Bu, dini yapının neden bu kadar net bir şekilde ortada durduğunu açıklayabilir (Kafesoğlu, 1984: 153).
4. YORUM VE TARTIŞMA
a. Din Sosyolojisi Açısından
Durkheim’a göre, dinin temel işlevi toplumu bir arada tutmaktır (Durkheim, 1912: 47). Türklerin dini inançlarının, özellikle Göktanrı merkezli yapının, sosyal dayanışmayı artırıcı bir rol oynadığı söylenebilir.
b. İslam Öncesi Tevhid Örnekleri
Türklerin Göktanrı inancını tevhid anlayışıyla özdeşleştiren araştırmacılar, bu sistemin bir peygamberin mesajı olmadan oluşmasının mümkün olduğunu savunurlar (Kafesoğlu, 1984: 152). Ancak bazı tarihçiler, bu kadar düzenli bir yapının vahiy temelli olabileceği ihtimalini göz ardı etmezler (Gündüz, 1998: 65).
SONUÇ
Türklere peygamber gönderilip gönderilmediği kesin olarak bilinmese de, Türklerin dinî yapısı doğuştan gelen bir tevhid eğilimi (fıtrat), doğal vahiy ve kültürel etkileşimler ile şekillenmiş olabilir. Göktanrı inancının sistematik yapısı, Türklerin kadim bir dini gelenekle kendilerini ifade ettiklerini göstermektedir. Peygamberlik sorusuna dair kesin bir bilgiye ulaşılmasa da, bu yapının fıtri bir tevhid anlayışına dayandığı güçlü bir ihtimal olarak değerlendirilebilir.
25.01.2025
Fahrettin ÖNDER
EDA Üyesi

KAYNAKÇA
Clauson, G. (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford University Press.
Durkheim, É. (1912). The Elementary Forms of the Religious Life. Allen & Unwin.
Ergun, S. (1992). Türklerde Şamanizm ve Dini Ritüeller. Ankara Üniversitesi Yayınları.
Gündüz, Ş. (1998). Türklerde Din ve İnanç Sistemi. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.
Golden, P. B. (1992). An Introduction to the History of the Turkic Peoples. Otto Harrassowitz Verlag.
İbn Haldun (2004). Mukaddime. Çev. Zakir Kadiri Ugan, İstanbul: Dergah Yayınları.
Kafesoğlu, İ. (1984). Türk Millî Kültürü. İstanbul: Ötüken Yayınları.
Orhun Yazıtları, Kül Tigin Yazıtı (1995). Orhun Abideleri: Türklerin İlk Yazılı Belgeleri (Hazırlayan: Muharrem Ergin). İstanbul: Ötüken Neşriyat.