YÂRENLİK
Toplum içinde yaşayan her insan, toplum meselelerini de düşünmek zorundadır. Bu aynı zamanda onun kendisi için de geçerlidir. İçinde bulunduğu toplumun bütün özelliklerini dil, terbiye, bilgi birikimi, yaşadığı ve mensubu olduğu millete borçludur. Bulunduğu toplumun kültürü onu düşüncesinde ve hareketlerinde etkileyen ana kaynağı, yani millî kültürü oluşturur.
İnsanlar, sosyal hayatta birbirinden ayrı görüşler ve düşünceler içerisindedirler. Bu tabiatın getirdiği bir özelliktir. Bu özellik, aynı zamanda insanlarda kanaatler ve peşin hükümler ve hissi davranış tarzlarını da geliştirir. İnsan, daha çok arzu ve istekler doğrultusunda düşünmeyi ve hareket etmeyi benimser. Bunun sonucunda da hissî ve peşin hükümlü hareket edebilir ya da kanaatlerini bu yönde gerçekleştirmeyi uygun görebilir. Sosyal hayatında her şeyi oluruna bırakarak yön verdiği hayatına sosyal yaşantısı içinde millî kültüre ve terbiyeye uygun hareket kabiliyetini geliştirmeyi amaçlayan, kendisine göre bir öğreti ortaya koyacak bir yapılanma gösteren yâran meclisi, sosyal hayatta her şeyi oluruna bırakmak yerine daha seviyeli bir toplum yaşantısını hedefleyen örgütlenmeyi yeğ tutmuştur. Çünkü, toplumda zaman zaman baş gösteren içtimâî bünyeyi sarsan yaşanmışlıklar vardır. Ferdin olduğu kadar sosyal hayatında kuvvetlendirilmesi, bilinçli ve şuurlu hareketin yanında birlik – beraberliğin sıkıca harmanlandığı bir ortama ihtiyaç olduğu kanaati ile yâran ocağı adı altında toplanılmış ve sarsılmaz bir şekilde, yâran ocağı çatısı altında yârenlik öğretisini gerçekleştiren yâran meclisleri oluşturulmuş, yürütülmektedir. Bunun tabii sonucu olarak kendine has sosyolojik bir sistemi, belli kuralları olan ve ferdin / yârenin ömür boyu kendine has prensipli, ahlâklı, disiplinli bir kişilik gelişimini gerçekleştirerek topluma sunar.
Yâran meclisinde, millî kültür unsurlarının sosyal hayatta geçerliliği olan ahlâk baz olarak alınmıştır. Ocak öğretisinde akla ve mantığı, prensipli düşünceye yer verilir. Duygusallık yönetiminde pek yer almaz. Yârenlerin akıl ve mantık içerisinde hareket etmeleri ocak öğretisinin asıl amacını teşkil eder. Yârenlerin içgüdülerini kontrol altında tutulan, onların başıboş bırakmamalarının eğitim-öğretimi uygulanır. Yârenlerin soğukkanlı düşünmeleri, birlik-beraberliği sağlayacak olan işbirliği yapmaları sağlanır. Bu vesile ile yârenlerin bulundukları her ortamda sakin / sükûnetle hareket etmelerini sağlık verir. Her zaman sulh içinde bir ortamı tercih etmeleri sağlanır. Bunun için de ocak ortamında olsun, sosyal hayatlarında olsun yârenler sıcakkanlı insanlar olarak görülmesine rağmen soğukkanlı düşünen insanlardır. Bunun için de onların bulunduğu ortamlar daima birlik-beraberliğe müsait ortamlardır. Sâkinlikleri süreklilik gösterir.
Çankırı Yâren Ocağı; vatanını, milletini, devletini, bayrağını seven, millî Türk kültür unsurları ile donanımlı, prensip sahibi, disiplinli, ahlâklı, Türk gelenek, görenek ve ananelerine bağlı idealist bir insan, idealist bir fert / yâren ağayı işaret etmekte ve simgelemektedir.
Fert olarak kendi yerini bilen ve sosyal hayatta, donanımlı bir kişilik sergileyen yâren ağalar, her yıl yeni bir ocak yakarak sayılarına yeni yâren ağalar katarak sosyal hayata yürümektedirler. Çankırı Yâran Meclisi, birleştirici ve bütünleştirici bakarak-görerek, yaparak-yaşayarak, birlik – beraberliğin önemsenerek gerçekleştirildiği bir çatı teşkil etmektedir. Bu çatının bir kolu geçmişte, öteki kolu gelecektedir. Çankırı Yâren meclisleri; yapısı gereği birleştirir, birlik ve beraberliği sağlar. Görerek- izleyerek, yaparak-yaşayarak, Türk millî kültürü unsurlarından olan örf ve âdetten gelen oturmuş davranış biçimleri ile birleştirerek, adap ve edep ile bütün bunları birleştirip özümseyerek ocak kültürünün istediği disiplinli Türk millî kültürüne, ahlâk yapısına uygun olgun insan tipini oluşturur.
Çankırı Yâren Meclislerinin doğrudan doğruya toplumu etkilediği ve sosyal hayatta öne çıktığı halde toplumda yâren meclisinin toplumu etkilemesindeki ana etken Türk millî kültürü, örf ve adetleri, ahlâk yapılanmasını ana prensip olarak benimsemek ve tam bir askerî disiplinle bunu uygulanmasından ötürüdür. Bu özelliğinden olsa gerektir ki, halkın yâren ağalar üzerinde doğrudan etkisini kaldırmakta, buna imkân vermemektedir. Yâren meclisinin halk nazarında kıymetli bir yeri vardır. Bunun altında yatan pek çok sebepler olduğu gibi, ana prensipte toplum yapısı ile genelde tam bir uyum içinde olması, toplum yapısına uygun örf ve âdetleri, ahlâkını benimseyerek bunu büyük ve sıkı bir disiplinle yürütmesinden kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı da halkın tamamen benimsemesine sebep olmaktadır.
Çankırı Yâren Meclisi’nde büyük başağaya çok büyük selâhiyetler verilmiştir. Buna rağmen, bu durumlarını onlar hiçbir zaman suistimale yol açacak davranışlarda bulunmamışlardır. Hatta iflas etmiş; ama yine de başağalık şartlarını yerine getirmiş olan insanlardan / başağalardan bahsedilmektedir. Halkın karakterine uygun ve sosyal hayatta bile yâren ağalarla içli-dışlı olan büyük başağalar, yâren ağaların olduğu kadar toplumun da kabullendiği insanlardır. Onun içinde genelde yâren etkinliği söz konusudur. Dolayısı ile de doğrudan doğruya Çankırı halkının üzerinde etkisi vardır. Aslında bu etkinin geldiği bir diğer kaynak da, 24 kişiden oluşan Çankırı Yâren Ocaklarının, Çankırı’da seçkin aile fertlerinden gelerek ocak çatısı altında buluşup birleşmesi ile de ilgisi vardır. Çünkü, bu fertlerden bir kısmı eşraf tabir edilen ve şehrin ileri gelenlerinden de kaynaklanır. Çankırı’da yâren meclisi ve ocak öğretisi yüzünden toplumun öne çıkan iyi vasıfları ve değerlerini, yani millî vasıflarını yaşama ve yaşatma imkânı bulmuştur.
Başağalar, tam yetki ile donanımlı oldukları için yâren üzerinde doğrudan doğruya etkisi olmuştur. Aslında buradan hareketle yâren ağalara olduğu kadar halkta da aynı etkiyi yapmıştır. Çünkü yârenler vasıtası ile ocak öğretisini toplumun belirli kesimine zaten doğrudan yansıtma imkânını bulmuştur. Böylece sosyolojik olarak sistemli bir şekilde bu münasebetler sürdürülmüştür. Onun için de bir yandan ocak vasıtası ile yârenler de diğer yönden de toplum üzerinde tesirini bireyler vasıtası ile gerçekleştirmiştir. Böylece sokaktaki insanları Türk ahlâk, örf ve adetleri buluşturmakla kalmayıp, yoğun ve disiplinli bir şekilde yaşatmaktadır. Dolayısı ile de bu yönlerden ıslah vazifesini yerine getirmektedir.
Yâran meclisini kuran kişiler, yüklendikleri vazifeler ile de toplumsal değerlerin simgeleri haline gelirler. Bu da halkın yakınlığına ve samimiyetini kazanmalarına sebep olduğu gibi ahlâklı, örf ve âdetlere olan yaklaşımından dolayı Çankırı halkı bunları adeta kendi temsilcisi gibi görmüştür. Zaten, Çankırı Yâren Meclislerinde bulunanlar, halkın bizzat içinden çıkan fertler oldukları için bizatihi kendisi durumundadır.
Yâren meclisinin ocak öğretisi ile insana kendi özünü, millî kültürünü yaşayan fertleri hedeflemiştir. Yârenlik, her türlü etkiden sıyrılarak millî kimlikte hüviyet bulmuş, bu ortamda hareket eden ve bu yönde kişiliğini bulan insanın yepyeni donanımlı, bilgili ve becerilerini düşüncelerine hâkim kılmış, gerekli güveni kendine şiar edinmiş yeni bir insan tipini amaçlamaktadır.
Sonuç olarak; Çankırı Yâren Meclisi ve ocak öğretisinden geçen yârenler; ailesine, vatanına, devletine bağlı, arkadaşlığa dostluğa ve kardeşliğe sonuna kadar değer veren, kendi teşkilât yapılarını oluşturur. Yârenlerin 24 yârenden meydana gelen ocak çatısı altındaki yani kendi ocağındaki yârenliklerini ömür boyu sürdüren ve bu inancına bağlı olan bir bağlılıkları vardır. Bu bağ, onların tamamen kendilerine özgür kararıyla sürdürülür. Ne içinde yer alınan ocağın, ne de toplumun bu yönde bir dahli vardır. Davranışları da bu yönde sürdürürler. Sadece duygu ve düşünceler ile kalmaz, bizzat sosyal hayatta da aktif olarak gerçekleştirilen ve uygulanan davranışlar yansıtılır. Bu davranışlar, sadece kendi ortamlarında ve yâren meclisi ya da ocak ortamında değil: gerçek hayatın her aşamasında da sürdürülür.
07.11.2024
Sadık SOFTA
Eğitimci / Şair / Yazar