AÇGÖZLÜLERİN SİYASETİ
Anadolu’da bir söz vardır: ”Açgözlülerle yol yürüme.”
Açgözlülük, TDK sözlüğüne göre; elindeki şeylerin kıymetini bilmeyen, maneviyattan çok maddi şeylere önem veren, ölçüsü olmayan; Sürekli para ve mal biriktiren, hiçbir zaman, az ile yetinmeyen anlamındadır.
Bir insan, açgözlülerden, uzak durmalıdır, bunların gözü doymaz. Hele ki, yöneticilerde bu daha da sıkıntı verir.
Açgözlülük, devlet yönetimindeki sorunların, kurumsal, ahlâkî çöküntülerin, artmasına ve çöküşlerine sebep olur. Bu tedavisi olmayan bir hastalıktır. Her ideolojiyi, dini, kılıfı kullanır. Zevkle suç işlerler ve bunu yalanlarla süslerler. Kurumlarda artan yolsuzlukların, yaygınlaşıp sıradanlaşması, nihayetinde tüm ülke çapında, her alanda ahlaki çöküntüyü getirir. Bu noktadan sonra, vatandaş ile devlet arasındaki güven zedelenmekte, ilerleyen dönemlerde, kaos ve teröre yol açar. Açgözlü yönetici, önceki halin verdiği ezikliği ile, yokluktan, varlığa geçişi hazmedemez. Bugün ülkemizdeki bazı idarecilerin durumunda, bunları görmek mümkündür. Bunlar mezar taşlarındaki yazıları görmezler. Ölümü düşünmezler. Develerin en sevdikleri harese diye bir diken vardır. Yedikçe kan kaybederek ölürler. Doymak bilmezler. Zevkle işledikleri hırsızlıklar, soygunlar, bunları öldürür.
Yüksek öğrenim yıllarında, hocamız, ilginç bir olay anlatmıştı. Bir fareyi, on gün aç bırakmışlar, sonra farenin en sevdiği yemekleri, yirmi dört bölüme koymuşlar ve fareyi fanusa bırakmışlar. Fare şaşırıyor, her bir bölmeye saldırıyor, yiyemeden ölüyor.
Bugün ülkemizde güç simsarlarının dünleri ile bugünü karşılaştırırsak, kime benziyor? Ezilenlerden, ezenlere geçen, yağma kültürünün dincilerinin, hali böyle değil mi? Adalet, eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik, etkinlik ve verimlilik ilkeleri açgözlülerle uygulanmaz ki! Üst ne ise, alt onu takip eder. Bunların vatanı, inancı, insanlığı çıkardır.
Yöneticiyi bilmek ve anlamak ve kanaat getirmek için, diline, kılığına, inanç ve dinine bakmak yerine, uygulamasına, insan mı ona bakmak gerekir. Siret, insana, suretin verdiklerinden, daha fazlasını verir. Siret yöneticinin kendisinde olup da, her zaman göremediğimiz, ara sıra, onun düşüncesinde, davranışlarında, yaptırımlarında, tutumlarında görülebilir. Bunlara bakarak yönetici tercihi yapılmalıdır. Ahlâk, kendi maksadı için, akla ihtiyaç duyar.
Ahlâk, ahlâksızlık dönemlerde, ahlâklı durabilme davranışıdır. Dış görünüşe, secdesine, inancına, ideolojisine aldanmaz. Hz Ali, ”Dünyayı yutsa, yoksul kalacak biri vardır, o da açgözlüdür.” sözünü söylemiş. Milleti yüzükle, açlıklarla, suretlerle, fakir sofralarında gösterişlerle aldatan münafık açgözlülere, Karun’lara dikkat etmek gerekir.
Yoksa, Nefi’nin dediği gibi,
Ne dünyadan, safa bulduk, ne ehlinden recamız var,
Ne dergah-ı Huda’dan ma’ada bir ilticamız var.” sitemiyle buluşursunuz.
Aklınızı kullanıp, ahlâklı, adaletli, ilime, hukuka, demokrasiye inanan, yönetici aramazsanız, adaletsizlerle mücadele etmezseniz, sıkıntıları, adaletsizliği, haklarınızı çalanları, hürriyetinizi yok edenleri seçer; açlığı, kederleri yaşarsınız. Neşeye de hakim olacak kuvvetiniz kalmaz. Zulümle değil, ilimle yönetim tercihimiz olmalıdır. 13-08-2024
Kemal ALBAYRAK
20. ve 21. dönem Milletvekili