Anadolu’nun Yüce Dağı: ILGAZ
“Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın,
Baharda yeryüzünde o cennetin bağısın.
Yalçın kayalıkların göklere yükseliyor,
Senin dumanlı başın bulutları deliyor.”
Ilgaz Dağı, edebiyattan inanca uzanan bir yücelişin destanıdır. Hikâyeden şiire, şiirden efsaneye, efsaneden mitolojiye uzanan yüceliğin zirvesidir.
Ilgaz, mitolojiden destana uzanan yaşanmış hayat hikâyeleri ile dolu olduğu gibi şiirlere de konu olmuş, dünya çapında ün kazanan Ilgaz şiiri günümüzde bile dudaklara pelesenk olan bir özellik kazanmıştır. Bunun yanında pek çok destan ve destansı anlatılar Ilgaz’ın ününü dünlerden bu günlere taşımakta, her seferinde gündemde tutmakta bu yönü ile de haklı olduğunu göstermekte ve ispatlamaktadır.
Savaşlarda Truva Atı’na kadar uzanan ünü yanında İstiklal Savaşı döneminde yaşananlar yönüyle de tarihe mühim notlar düşülen bir isim olarak karşımıza çıkar.
Çankırı ilini kuzeyden kuşatarak boydan boya il sınırını sararak doğu-batı uzantısında büyük bir zirve oluşturmakta, iç kesimin bozkır havası ile Karadeniz’in bütün özelliklerini içerlere taşımasını önleyip geçit vermeyen coğrafi bir özelliği bünyesinde barındıran Ilgaz Dağları, çevresinde ve bünyesinde barındırdığı büyük, küçük dağları barındırıp, Büyük Hacet ve Küçük Hacet adlarını alarak Küçük Hacet adıyla bile diğerlerine büyüklüğünü gösteren tevazu eder gibi böyle bir ad takınan Ilgaz Dağları, aynı coğrafyada bulunan dağlardan ve tepelerden dahi bir dik duruşu ile “tepeden bakan” bir yapı sergiler. İşte bu iki kardeş Hacetler’in başı çekmesi ile Kuzey-Güney uzantısına müdahil olup adeta ustaca bir duvar örerek zirveye ulaşır. Bilhassa kış aylarında uzun süre kendini adeta kilitler, kapatır ve yol /iz bırakmadan kuzey-güney yönlerinin -ulaşım- ilgi ve irtibatını keser.
Bitki örtüsündeki zenginliği yanında Ilgaz Çiğdemi adıyla bir kez daha gündeme gelir ve sır dolu hayatını böylece sürdürür gider. Bir de Çankırı’nın şirin ilçesi olarak Ilgaz İlçesi ismi ile adeta hem coğrafyaya hem de tarihe perçinlemesini gerçekleştirmiştir.
Şairlerin ilgisini çeken Ilgaz, güzellikleri ile “güzellemelere” konu olurken geçilmez dağ silsilesi ile ulaşılmazlık bayrağını dalgalandıran şiirlere konu olur. Ne yandan baksanız ilham kaynağıdır.
Şiirlerde kalemlerden dökülen Ilgaz, okunurken dudaklardan dökülür ve dudaklar zihne hükmeder olmalı ki, kışın ulaşılmayan Ilgaz, yazın vazgeçilmezi olur, sadece Çankırı İli’ne değil, adeta dünyaya açar bağrını ve turizm adı ile gelen-gidenin hesabı yoktur. Artık günümüzde kış aylarına da güzelliklerini sunmaya başlayarak kayak merkezi ile bağrını bütün mevsimlere açan, gelenleri sürekli barındıran ve her yıl daha da insanları kendine çeken bir Ilgaz vardır. Yine bu yönüyle de zihinlerde yer alır. Anadolu isimli şiirimde yer alan bir dörtlüğün bir mısraında buna işaret etmişim:
Ilgaz Dağım beyazlanır.
Ağrı Dağı’m ayazlanır.
Toroslar’da gün nazlanır;
Ben Türk Yurdu: Anadolu.
Arif Nihat Asya, “Dağlar” adlı şiirinde:
“Dağlar var karanlık, dağlar var beyaz.
Korka korka eteğinden öper yaz;
Ağrıdağ, Babadağ, Gavurdağ, Ilgaz
Kubbelerdir … dolaşır, aşılmaz.”
Diyor ve bu dağları memleketin kubbeleri olarak değerlendiriyor. Yazın sıcaklığında bile bağrını saran serin rüzgârların korkusu ile yaz bile korka korka gelir ki, hakikaten yazın en sıcak günlerinde bile bu dağlara çıktığınızda sıcağın dışında her türlü zenginliği ve güzelliği size sunar. Ama şairin dediği gibi sürekli serinliği sunduğu için yaz korkarak gelir ve sıcaklar bu dağlara temkinli yaklaşır. Aslında bunların çevresinde ve muhitinde yaşayanlar da bunu bilir ve ona göre temkinli davranır.
Çankırılı şair Zeki Ömer Defne, “Ilgaz” şiirinde:
“Yıldızlar çamlara değer de geçer,
Gün buradan başını eğer de geçer,
Sular dizlerini döğer de geçer.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, Ilgaz, yâr Ilgaz!
Başında bir tavus tuğ gibi çamlar.
Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar.
Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, Ilgaz, yâr Ilgaz!
Dalı var; göklere yeşil direktir,
Gülü var; dağlara düşmüş yürektir,
Yolu var; içinde yitsem gerektir.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, Ilgaz, yâr Ilgaz!
Üstat söyleyeceğini söylemiş, Ilgaz Dağları’nın genel yapısını, fiziki durumunu bile bu şiirle insanların önüne sermiştir. Bu söz ustasının sözüne daha söz olmaz diyoruz.
Sadık SOFTA
Eğitimci / Yazar / Şair