ATATÜRK VE BELAGAT
Atatürk, hemen her alanda çok yüksek başarılara ulaşmış, dehası hak bilir herkes tarafından tasdik edilmiş müstesna bir insan, asker, devrimci, devlet adamıdır. Onun biz edebiyat sahasıyla ilgilenenler açısından çok önemli bir özelliği de üstün belâgat kudretidir.
Belâgat, kısaca bir düşünce ya da duygunun yerinde ve zamanında, manası en açık şekilde ve akıcı bir dille ifade edilmesidir.
Bugün “Prompter” denen, dinleyenlerin görmediği, konuşmacının önüne başkalarınca hazırlanmış yazılı metni getiren, kolayca okunmasını sağlayan cihazdan yararlanılmaktadır. Hayatımızda çok yüksek olmasa da belli makamlara yükselmiş pek çok kişinin bile herhangi bir vesileyle konuşacağında metni emrindeki birilerine hazırlattığına şahit olduk. Belki hiç zamanları yoktu, belki yetenekleri sınırlıydı.
Atatürk’ün hazırlıksız olarak yaptığı konuşmalarında da çok yüksek belagat örneği görülür. O gün kullanılan dile tam manasıyla hakimdir. Konuşmak üzere hazırladığı metinler ile çeşitli konularda görüşlerini dile getiren yazıları hep kendi elinden çıkmıştır.
Prof. Afet İnan’a hazırlattırdığı, “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” adıyla 1930’da yayımlanan, 1980’lerde yeni basımı yapılan “Medeni Bilgiler” adlı esere Atatürk’ün katkı olarak yazdıkları baskıda kendi el yazısıyla yer almıştır.
Yazılı metinlere en güzel örnek “Nutuk”tur. En titiz gözler bile onda kusurlu, anlatımı bozuk, ifadesi yetersiz tek bir cümle bulamaz. Bu yönüyle “Nutuk” edebî bir şaheserdir. ”Türk Gençliğine Hitabe” İstiklal Harbi’nin, ihanetlerle mücadelenin, devrimlerin en veciz ifadesidir.
Atatürk, her şeyi bir yana bırakıp, gençlik yıllarından başlayarak kendini yalnızca edebiyata verseydi eminim Türk tarihine en büyük edebî dehalardan biri olarak geçerdi. Atatürk, bu yönüyle Türk Edebiyat Tarihi’ndeki mümtaz yeriyle de ebediyyen yaşayacak, anılacaktır.
Ne mutlu onu anlayana, ne mutlu Türk’üm diyene...
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist