BAYRAM, NE GÜZEL!
Bayram, ülke genelinde bahar havasında geçiyor. Ne güzel!
İkinci günün sabah serinliğinde bayramı ne kadar idrak edebiliyoruz, diye düşününce anlam’ın , anlamanın önemini fark ediyor insan. Anlamanın en kestirme yolu karşılaştırmaktır.
Gılgamış destanında aynı kutsal kitaplarda olduğu gibi ‘tufan’dan söz edilir. Ama, önemli bir fark vardır; destanda gemiye canlılardan önce altın ve gümüşler yüklenir.
Beşerin tarifidir, biriktirmek ve mülkiyet.
Gılgamış’tan binlerce yıl sonra yazılmasına rağmen Türk’ün ‘Oğuz Kağan’ destanında ise bir sarayı fetheden komutan duvarları altından, kapısı gümüşten olan yapıyı tarif eder ama komutanın dikkatini bile çekmez o altınlar. İhtiyacı olsa da önceliği değildir.
İnsanın tarifinde altın veya mülkiyetin yeri yoktur.
Marks, ‘Tarih sınıfların mücadelesi idi.’ derken haklıydı; ama bunun zorunluluk olmadığını, istisnalarının olduğunu, olabileceğini düşünememişti; çünkü Türk tarihini bilmiyordu.
Kur’an’ı Araplardan daha iyi anlayan ve tarih içinde başarıyla temsil eden Türklerdi. Çünkü, Arapların toplumsal tarihi de sınıflı idi; Töreli Türk toplumunun haricindeki diğer Batılı ve Uzak Doğulu toplumlar gibi…
Emperyalizme karşı Türk’ün en önemli avantajı, tarihî mirasında sınıfsız bir toplum yapısının varlığıdır. Bu farklılık dolayısıyla Türklerin dilinde adalet, özgürlükten önde gelmiştir hep.
ADALET olmadan bayramlar bayram olabilir mi? Tabii ki özgürlük olmadan da adalet olmaz, değil mi?
Yakup Bilgin KOÇAL
Endüstri Mühendisi / Yalova E. Bld. Bşk.