“Bir seher vaktinde indim sahile,
Gidemedim mevsiminde tatile.
Bundan gerû ne etseniz nafile
Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem.” (Erol ORTAKAYA)
***
BİLEMEM
(Av. Erol ORTAKAYA‘ya ithaf olunur.)
Bismillah’la yürüyerek yol aldık,
Sevgiye set çektik umuda daldık,
Gayret boşa gitti ortada kaldık,
“Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem”
***
Geceleri gündüzlere bürüdük
Hayal ettik rüyalarda sürüdük,
Bugün dedik, yarın dedik yürüdük,
“Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem”
***
Zemberek boşandı saat kuruldu,
Yollar bile yol alırken yoruldu,
Bu hayatın bitmez yükü hız oldu,
“Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem”
***
Gün devrilir her gün sabah tan bulur,
Sevgiden bir gülşen yürek can bulur,
Hayat bir yapraktır, durmaz savrulur,
“Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem”
***
Şükür eyle, dua eyle der zaman,
Gözümüzde bırakmadı fer zaman
Yolumuzla yolda olduk her zaman,
“Şu sinemi dağlasam mı bilemem,
Coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem”
20.11.2024
Sadık SOFTA
Eğitimci / Şair / Yazar
Av. Erol ORTAKAYA (Eğitimci / Hukukçu / Düşünce İnsanı)
Şiirden Şiire Yansıyan Duygular: Ortak Bir Ruhun Sesi
Av. Erol Ortakaya’nın “Bilemem” adlı şiiri, insanın içsel karmaşasını ve hayatın akışına dair duygu durumlarını, ahenkli bir biçimde dile getiren bir iç döküş olarak karşımıza çıkıyor. Şair, bir seher vakti sahilde duyumsadığı yalnızlık ve sitemle başladığı dizelerinde, duyguların derinliğinde gezinirken okuyucusuna içsel bir sorgulama kapısı aralıyor. Şiirin yalın ama etkili dili, herkesin içinde kendine ait bir his bulabileceği bir atmosfer yaratıyor. Bu duygu yoğunluğu, okurda derin bir yankı uyandırırken, hayatın içinde çözülmemiş düğümlerle yüzleşmeye davet ediyor.
Bu güçlü şiire ithafen Sadık Softa’nın kaleme aldığı aynı isimli şiir ise, Ortakaya’nın şiirine adeta bir içsel cevap niteliği taşıyor. Softa, Ortakaya’nın dile getirdiği kararsızlık ve melankoliye, hayatın zorluklarına rağmen süregelen bir mücadele ve teslimiyet duygusuyla karşılık veriyor. Şiir boyunca, yaşanmışlıkların bıraktığı izler, zamanın yorucu döngüsü ve insanın bitmeyen arayışı, Softa’nın kıvrak üslubuyla okuyucunun önüne seriliyor.
Her iki şiirde de yer bulan “Şu sinemi dağlasam mı bilemem, coşkun, coşkun çağlasam mı bilemem” dizesi, şiirlerin ortak paydası olmasının ötesinde, iki farklı ruhun aynı sancıya farklı açılardan bakışını simgeliyor. Ortakaya’nın içsel çatışmasına, Softa’nın tevekkül ve şükürle harmanlanmış bakışı ekleniyor. Bu bağlamda, Softa’nın şiiri, Ortakaya’nın şiirine bir tamamlayıcı unsur gibi, okuyucunun zihninde adeta bir diyalog oluşturuyor.
Sadık Softa’nın bu cevabı, iki kalemin buluştuğu bir ortak duygu platformu olarak değerlendirilebilir. Hayatın hem ferahlık hem de yüklerini taşıyan bu iki şiir, edebi bir diyalogdan ziyade, insan ruhunun farklı yönlerini aydınlatan birer fener gibi parlıyor. Her iki şairin de hayatın anlamına dair bu kıymetli katkıları, edebiyatın bireyin ruhuna nasıl bir ayna tuttuğunu bir kez daha gösteriyor.
Bu iki şiiri yan yana okuyup hissetmek, okuyucunun kendi hayat yolculuğunda bir durup düşünmesine ve içindeki çelişkilerle barışmasına vesile olacaktır. Şiirlerin yankısı, sadece kelimelerde değil, okuyan herkesin gönlünde duyuluyor. Teşekkürler!
Av. Fahrettin Önder
Not: Bu iki şiiri okuyunca aşka geldim!