DÖNEKLİK BORSASI
Çocukluğumda, komşumuz güvercin beslerdi. Güvercinler bazen uçarlar, dönerek takla atarak inerlerdi. Sahibi, bu dönek güvercinlerin, satış değeri, diğerlerinden yüksek derdi. Bunu yıllar önce hatırlayınca, bugünlere baktığımızda siyasetin, döneklerin elinde, nasıl kirlendiğini görüyoruz. Ne yazık ki, siyasî tarihimizde örnekleri çok. Normalleştirdiler, çıkar dönekliğini, utanma duygusu olmayanlar. Her meslekte, bu tipleri görmek mümkündür.
Dönek, TDK sözlüğünde ”inanç ve düşüncesini, sık sık değiştiren, kaypak, sözüne güvenilmeyen”, olarak anlamlandırılır. Dönekler, çıkar bolluğunda, plân yaparlar, çıkar için, koku alırlar, rüzgârın esintisine göre yön değiştirirler. Bunlarda, notere de ihtiyaç yoktur. Hedonizm hastalığı vardır, bu tiplerde. Rant kesesinden süslenmek ve hak gaspı huyu. Rahmetli Demirel’e sormuşlar. ”Neden partinize söven adamı, partinize aldınız? Size de sövüyordu.” diyenlere, ilginçtir cevabı; “Evet aldım bu zatı, karşıda bize havlıyordu, bizim kapıya bağladım, biraz da onlara havlasın diye” der.
Yozlaşan siyasette, siyasî döneklik, günümüzde acayip pirim yapmaktadır. Dün asla ve kata dedikleri kişilere, kapı kulluğunu; diz çökmeleri, makam, rant, çıkar sahipleri türleri gördükçe, sanki kirlilerin, kimine kazanç, kimine tuzak kapısı oldu, bu karakterler. Karşılıklı karakter tanıma mahareti, birbirine benzeyeni bulurlar. Günümüzde münafıklık da, para eder metaa haline getirildi. Yalan, iki yüzlülük, kirlilik, aldatma, yetkili ağızlarda sakız olunca, ahlâk ve samimiyet yok oldu. Şair, Mehmet Akif,
“Yalan, riya, hıyanet, mültezem, her yerde hak, meçhul,
Haya sıyrılmış, inmiş, öyle yüzsüzlük ki, her yerde,
Ne din kalmış, ne iman, din harap, iman türab olmuş” dizelerini söylemiş. Bugünleri ne güzel anlatmış.
Ancak dönekliğin, bir de iyi yönüne bakalım. Prof. Dr Ahmet Arslan, ”Aklı başında olan, dönek olur.” der. Birden nasıl deyip, şaşırmayın? Doğru karşısında, dönmeyen insan, makbul değildir, değişmeyen insan düşüncesi, normal değildir, der. Döneklik olmadan, demokrasinin olmazlarını söyler. Bir parti veya ideoloji, bir mahalle, bir örgüt, mensubusunuz, temsilciniz belediye başkanı veya bir görevde, idareci ve sorumlusunuz, veya tarafın vatandaşısınız. Gördüğünüz tüm kirlilikler, onda varsa, bunu tekrar onaylamak, kirliliğin aktörüne destek olmak ve yeniden onu seçmek ve o tiplere onay vermek yanlıştır. Burdaki döneklik millet ve insanlık yararına olanı yapmaktır.
Şartlar siyasetini değiştirebilir, ancak bu değişim; ülke, millet, insanlık yararına olmalıdır. Şahsî menfaat yoktur. Yanlış zamanda, doğru yerde bulunmak dönekliği, ahlakîdir. Şahsî çıkarı red eder. Fikriniz doğru düşüncelerde değişmiyorsa, demokrasiye ulaşamazsınız. Günümüzde bir devletin kaderini, ilerlemesini sağlayacak sebepler arasında, yöneticilerin, ekonomik hırsızlığı, defo, suç belgeleri, bagaj kirliliği varsa, bunlar için, hangi bayrağın altında uyuduğu önemli değildir. Kişisel çıkarları ön plandadır. Kutsallar, din, iman, kimlik, ideoloji, insanlık, bunlar için hikayedir. İşte o zaman döndüren güçlerin, vesayeti mecburiliği olur ki, bunlar tehlikedir. Bunlar, kedi acıkınca yavrusunu yiyen fare gibidirler. Augustinus, (İtiraflar‘ın yazarı) insanın hayatı, hakikati arama eylemidir, der. Hakikati ararken değişimde, sorun yok. Spinoza da, insanın gelişmesinin de içinde bulunduğu ”ağ”ın dışına çıkabilmesi gerekliliğinden, söz eder.
Bunlara göre dönekliğin bugünkü halini, aktörlerini, buna göre, aklınızı kullanarak, sizler değerlendirin ki, kişi çıkarı mı, milletin çıkarı mı diye düşününüz? Körü körüne inançlardan, aklın vesayetinden kurtulunuz. Ahlâk, aklın vesayetinden kurtulmasıdır. Tabii ki iyi yönde olanı değerlidir, erdemdir. Dönekliğin ahlakı mı, ahlaksızlığı mı , iyiye mi, yanlışa mı yönelmesini, siz belirleyiniz. Benim düşüncem ahlâkı olanı tercihtir. Vicdanı hür, irfanı hür, adaletli müzakere ile, aklını kullananların dönekliği de, iyi insan olmaktan, hakikati bulmaktan geçer, insanî olan da budur. 20-01-2024
Kemal ALBAYRAK
20. ve 21. Dönem Kırıkkale Milletvekili