KURUCU ÖNDER ATATÜRK NEYİ BİLEMEMİŞ, NEYİ VERMEMİŞ?
Siyasetçilerin boğazı dokuz değil, doksan dokuz boğum olmalıdır. Söyleyeceklerini doksan dokuz kere düşünmeden, uzmanlara danışmadan konuşmamalılar. Bizde siyasetçiler çok konuşur, çoğunun boğazlarında hiç boğum yoktur.
Siyasetçiler, çok hassas konularda konuşurken mecazlara, dolaylı anlatımlara, gereksiz edebî sanatlara başvurmadan, açık, başka anlamlara çekilemeyen, herkesçe kolayca anlaşılan sözler söylemeye özen göstermeliler. Türk halkı böyle ayarsız, söylediğiyle söylemek istediği birbirini tutmayan konuşmalar için hayli kaba bir ifadeyle “Akım derken b…m demek” deyimini kullanır.
Parti genel başkanı, ülkenin kumar masasına yatırıldığını düşünerek el yükselttiğini söylüyor. Aslında mecaz anlam filan yok. Bugünlerde ülke gerçekten de kumar masasına sürülmüş durumda. Söze doğrudan “Kürt sorunu” diye giriyor, devlet vadediyor. Sanki İzmir’de, İstanbul’da, Edirne’de… yaşayan Kürt kökenli bir vatandaş, oralara gelmek için pasaport ve çalışma izni almış, oralardaki Türkler tarafından dışlanmış; devlet dairelerinde, mahkemelerde itilip kakılmış gibi, eşit vatandaşlıktan, demokratik eşitlikten söz ediyor. “Kürtler sorun var dediği sürece, sorun vardır.” diyor.
Etnik farklılıkları istismar eden, bölücülük yapanlar her zaman kendilerince aslında olmayan sorunlar yaratırlar. Anadil kullanımı bunların başında gelir. Çok masum bir istek olarak görünür. Zaten anadillerini günlük yaşamda kullanmaktadırlar. Bu konuda bir engel yoktur. Ama bunu bir sorun olarak kabul ettirince sıra eğitimde, devlet dairelerinde, resmî evrakta kullanmaya kadar uzatılır. Yaratılacak diğer sorunlar için güçlü bir zemin elde edilmiştir. Bu konularda verilecek hiçbir ödünle doymaz, son hedeflerine ulaşıncaya kadar yeni sorunlar icat ederler.
Gerçeklere bakalım. Herkes çocuğunu daha iyi bir okula sokmak için çabalarken, herkesin hedefinde İngilizce eğitim yapan Anadolu liseleri, Fen liseleri varken, aklı başında hangi Kürt, çocuğunu Kürtçe eğitim yapacak bir liseye sokmak ister? Kürtçe eğitim yapan liseden mezun çocuk, Kürtçe eğitim yapan ODTÜ, İTÜ vb. düzeyinde hangi üniversiteye gider? Ancak amaç Kürtçe eğitim değil, bölünmeyi fiiliyata geçirmenin son adımlarıdır. Bölücü ağalarının çocuklarını o okullara göndereceğini sananlar aldanır. Hani bizdeki vatandaşa çocuğunu şurada okut deyip kendi çocuklarını en iyi okullara gönderenler örneğindeki gibi. Açılan Kürtçe dil kurslarına kaç kişi katıldı bugüne kadar?
Bölücülerin icat ettikleri sorunlara Kürt sorunu demek, onların tuzağına düşmektir.
“Kürtler sorun vardır dediği sürece, sorun vardır:” sözüne gelince bir programda yapılan uzun açıklamalara bakılınca tam da söylendiği gibi anlaşılması istenen sözler. Yine de açıklanmaya muhtaç bir ifade. Burada kastedilen “Kürtler” kimlerdir? PKK, DEM, HÜDAPAR filansa ne istedikleri malum, isteklerine ulaşmadıkça “Sorun var.” diyeceklerdir. Bu durumda istediklerini vermeden var dediğiniz sorunu nasıl çözeceksiniz?
Cümlede geçen “Kürtler” sözü PKK, DEM, HÜDAPAR dışında kalan Kürt kökenli insanlarımızla sınırlıysa, çoğunluğu yurdun dört bir yanına dağılmış, yaşamlarından memnun, vatana, millete, devlete sadık kardeşlerimize Anayasamızın, yasalarımızın verdiği eşit vatandaşlıktan başka ne vereceksiniz? Dehası, devlet adamlığı bütün dünyaca takdir edilmiş Kurucu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sizin düşünebildiğiniz neyi düşünememiş, sizin vermeye hazır olduğunuz neleri vermeyi bilememiş de siz düşünecek, bilecek, vereceksiniz?
Yapılmış bir araştırma var mıdır bilmem; ama benim gözlemlerim devletin çok önemli mevkilerine gelen, bütün siyasi partilerde yüksek konumlarda bulunan, küçüğünden büyüğüne ticarette, sanayide çok başarılı olmuş Kürt kökenli vatandaşlarımızın oranının Türk kökenli olanların oranından fazla olduğu yönündedir. Kürt kökenli hiçbir vatandaşımız, kökeni yüzünden toplumda dışlanmamakta; her türlü kamu görevinde en üst makamlara ulaşabilmekte, devlet dairelerinde ayırımcılıkla karşılaşmamaktadır.
Türkler ve Kürtler kaynaşmış, ayrılmaz bir bütün olmuşlardır. Bunun en açık kanıtı terör karşısındaki tutumdur. Bugüne kadar terör yüzünden Türk ve Kürt kökenli elli bine yakın insanımızı kaybettik. Dünyanın neresinde olursa olsun böyle bir kaybın iki toplumu birbirine düşman etmemesi, büyük çatışmalara, hatta iç harbe yol açmaması mümkün değildir. Terör bunu başaramamıştır. İki toplumun barış içinde ve iç içe geçmiş biçimde yaşaması ortada istismar edildiği gibi bir Kurt sorunu olmadığının en güzel kanıtıdır.
Ülkenin demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, insan Hakları ve özgürlükler, gelir dağılımı, ekonomi, işsizlik, liyakatsizlik vb. pek çok sorunu vardır. Bunlar hem Türk’ün hem Kürt’ün ortak sorunlarıdır. Sorunlar hepimizin sorunlarıdır, hepsinin de çözümü vardır. Birlikte çabalanırsa çözümleri daha kolaydır.
31.10.2024
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist