ONLAR GİDERSE…
Önce birkaç siyasetçiden duymuştuk. Şimdi onlardan etkilendikleri anlaşılan birçok kişinin hatta medya yazar, çizer, konuşurunun dilinde. Birisi sığınmacılar konusuna dikkat çektiğinde karşısına hemen “Afgan sığınmacılar giderse tarım çöker. Sığınmacılar giderse sanayi biter.” diyen birileri çıkıyor. Ben de arkadaş toplantılarındaki sohbetlerde bir ikisine rastladım.
İşin daha garibi niçin diye sorduğumda doyurucu cevaplar yerine kem küm edilmesi. Bazılarının açıklamaları ise çok utandırıcı. Efendim onlar sigortasız ve çok düşük ücretlerle çalışıyorlarmış. Ucuz iş gücü sanayi ve tarımı ayakta tutuyormuş. Benim cevabım “Peki ensarlık nerede kaldı? Muhacirlerin böyle sömürülmesi ahlaka uygun mu? Böyle bir sömürü ne kadar sürdürülebilir? Yarın iyice alıştıklarında, hele de vatandaşlık alırlarsa haklarını istemezler mi? Hak ettiği ücreti istediği için işsiz kalan Türk vatandaşları ne olacak?” oluyor. Cevap ya yok ya kem küm ya da konuyu saptıran saçma sapan yeni iddialar.
Biraz düşünebileler için söylendikleri anda temel mantık hatasıyla kendi kendini çürüten sözler. İlk olarak bu sözleri söyleyenler, 2010’dan önce Türkiye’de tarım ve sanayinin olmadığını, sığınmacılar sayesinde ortaya çıktığını ya da bunlar yok olmak üzereyken sığınmacıların gelip kurtardığını iddia etmiş olurlar ki düpedüz kuyruklu yalandır. Elbette o zaman “Peki ülke niçin bu durumda? Kimler, hangi yanlışları yaptı da bu duruma geldi?” sorusunu sormak gerekir. Ülkemizde tarım ve sanayi sektörleri, ekonominin ve millî gelirin çoğunu oluştururlar. Bunlar çökerse diğer sektörleri de etkiler; turizm, inşaat ve hizmet sektörleri ülkeyi kurtarmaya yetmez.
Birileri de tersine aynı sakat mantıkla sığınmacılar gelmeden önce Türkiye’de hiç suç işlenmiyormuş ya da onlar gelince diğer birçok sorunla birlikte çok fazla artmış gibi şöyle diyebilirler: “Sığınmacılar giderse Türkiye’de suç işleme oranları sıfırlanır. Sığınmacılar giderse işsizlik biter. Sığınmacılar giderse kiralar, hatta enflasyon düşer.” Evet, o iddialar doğruysa bunlar da doğrudur. “Sığınmacılar gidince tarım ve sanayi çökecekse sığınmacılar kalınca tarım ve sanayi kurtulur; ama enflasyon fırlar, işsizlik doruğa çıkar, kiralar el yakar, asayiş bozulur, suç oranları yükselir.” demek çok mantıklı olur.
Sığınmacıların kalmalarının ucuz iş gücü sağladığı için gerekli olduğu savındaki ikinci mantık hatası, bir evin hanımının hiç onuru yokmuş gibi kocasının eve getirip (bağışlayın) aynı yatağı paylaşmaya zorladığı pavyon yosması için “Gitmesin; o giderse çamaşırı, bulaşığı kim yıkayacak?” demesine benzer. Be kadın, o gelmeden kim yıkıyorsa yine o. Otur, tembellik edeceğine her evde olduğu gibi evinin çamaşırını, bulaşığını yıka. Gerekiyorsa eşin yardım etsin. Gerekiyorsa onlarla ilgili teknik, bilimsel düzenlemeler yap; başka akıllı çözümler üret, işi kolaylaştır.
Sığınmacılar önemli bir sorun mu? Evet. Sorun olduğu için bütün Avrupa önlemeye çalışıyor. Macaristan’da yirmi sığınmacının kabul edilmesi mecliste görüşüldü ve reddedildi. Zavallı sığınmacıları sömürme ayıbından kurtul. Sanayin, tarımın çöküşteyse nedenlerini bulup akıllı, gerçekçi, ahlak değerlerine ve insan haklarına uygun çözümler üret. Sizde bir sorunu, daha büyük bir sorunla mı çözerler?
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist