SAĞLIKTA ŞİDDETİN ARKA PLÂNI (2)
Empati ve duygu yoksunluğu olarak değerlendirilen Psikopati kavramı; genellikle entelektüel düzeyleri normal, fakat kontrolsüz davranış gösteren bireyleri tanımlamak için kullanılır. Toplumda % 4 olarak görülen bu davranış türü; üst düzey yöneticiler, gazeteciler, sanatçılar, sporcular, avukatlar ve doktorlar arasında az olsa da görülmektedir.
Psikopat kişiliğe sahip olanlar; otoriteden nefret ederler, kendilerini kuralların üzerinde görürler ve başkalarına karşı agresif davranışlar sergilerler. Hastanelerde aşırı iş yükü, fazla nöbet, rol çatışmaları, tükenmişlik sendromu ve malpraktis uygulamalar psikopatiye davetiye çıkarmaktır. Bu psikopat kişiliğin nadiren olsa da mesaî saatleri içerisinde sergilenmesi hastalara, sağlık çalışanlarına ve sağlık kurumunun imajına büyük zararlar vermektedir.
Sağlık hizmetlerinin sunumu, sadece teşhis ve tedavi sürecinden ibaret olmayıp aynı zamanda iletişim, şefkat ve merhameti de içeren bütüncül bir süreçtir. Sağlık hizmeti, ekip çalışmasına dayanan ve etkin işbirliği gerektiren bir süreç olduğuna göre; bencil, egosu yüksek ve agresif davranış eğiliminde olan bu psikopat kişiliklerin kurum tarafından tespit edilmesi, engellenmesi ve eğitilmesi sağlıkta şiddetin önlenmesi açısından çok önemlidir. Aksi takdirde, beyaz kod uygulaması, sadece bu kişilerin şiddetine uğrayan hastaları cezalandırmaktan öteye geçmez.
Nasıl sağlık kuruluşlarının kalitesini arttırmak için etkinlik, verimlilik ve toplam kalite çalışmaları yapılıyorsa, aynı zamanda insanî ilişkilerin düzelmesi için de şefkat, merhamet ve empati konusunda hizmet içi eğitimler yapılmalıdır.
Bu tür farkındalık eğitimlerinin verilmesi, sağlıkta şiddeti azaltacaktır kanaatindeyim.
Yaşar ASLAN
Sağlık İdare Uzmanı