BABALAR GÜNÜ’NÜ KUTLAMAYA GÜÇ MÜ KALDI?
Hangi Babalar Günü‘nden bahsediyorsunuz; öyle bir gün var mı ki? Ülkemin güzel insanları babaları
Baba adayları mutsuz gelecekten umutlarını yitirmiş iktisadi anlamda sıkıntılarla boğuşan
Derdi ile dertlenmeyen sözüm ona sadece kendi ve yandaşlarının geleceği ile dünyasını
gününe gün katan sünepeleşmiş siyasiler ve bizi yönetenler hele su Ramazan ayında utanmadan fakir fukaranın sırtından o iftardan o iftara sorumsuzca koşan ve bu iftar programların israf masrafları sanki ceplerinden harcıyorlar gibi yeyin bakalım öyle bir gün gelecek ki seni de o üstüne bastığın toprak da seni yiyecek, elhamdülillah…
Ey oğul! Şu üç şeye dikkat et. Cahil bir toplum içerisinde kalmış âlimin hakkını gözet, itibarlı iken itibarından yoksun düşmüşün hakkını gözet, varlıklı iken düşmüş insanın hakkını gözet.
Ey oğul! Unutma ki, bir günün adaleti yetmiş yılın ibadetinden üstündür. Âdil ol; ama, ne çare söylenecek çok şey var. Bu mübarek günde terörden mi hukuksuzluktan mı, geçimsizlikten mi, samimiyetsizlikten mi, yolsuzluklardan mı, yoksulluklardan mı, güvensizlikten mi, yalandan mı? Neye elimizi atsak elimizde kalan bir ortamda Babalar Günü’nden bahsetmek saf dillikten başka bir şey değildir.
Ey Ülkemin güzel insanları! Söyleyeceğim şudur: Sorgulayın, hakkınız olanı istemeyi bilin. Aksi takdirde, bunlardan da sorgulanacaksınız. Benden söylemesi…
“… (Allah’ım!) Beni güzel ahlâka eriştir. Senden başka güzel ahlâka eriştirecek yoktur. Kötü ahlâkı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlâkı benden uzaklaştıracak yoktur!…” Müslim, Musafirin.
“Allah’ım! Harama bulaşmaktansa, helalinle yetineyim. Beni lütfunla (zengin kılarak) Senden başkasına muhtaç etme.” Tirmizi, Deavat 110.
Bahattin ÖNER
DİSK E. Sendikal Temsilci