BOP GERÇEĞİ, SURİYE VE MÜLTECİ MESELESİ… NASIL KANDIRILDIK?
Sevgili dostlar;
Bir milleti en iyi yönetmenin taktiği nedir? Ne ile başarırsınız, bunu?
Bir düşman yaratmak ve bunu medya kanalı ile millete servis etmek..
Suriyedeki durumu bizler hiç net bir şekilde öğrenemedik doğru bilgilendirilmedik..
Bizler eski arşiv ve bombalama görüntülerini ve hatta Lübnan-İsrail savaşındaki eski görüntüler ile kandırıldık..
Şu an Ortadoğu’da oynanan oyunlar çok cephelidir.
Suriye Ürdün Irak Suudi arabistan gibi ülkelerin sınırları hep cetvellidir. Yani yapaydır ve istedikleri zaman değiştirilebilir.
İngilizler, 1919 yılında Osmanlıyı Paris Konferansında Suriye Ürdün Filistin Arabistan gibi manda devletlere böldüler ve bu devletlere kukla yöneticiler atadılar.Ve de bölgede Şii – Sunni halkların içine nifak tohumu ektiler.
Dün İngilizlerin yaptığını, bu gün Amerika yapıyor Projenin adı BOP
Yani bölgedeki ulus devletleri bölüp ufak devletler kurmak ve bunları sürekli savaştırmak. Ve hepsi ile ayrı ayrı petrol anlaşmaları yapmak . Stratejik anlaşmalarda buna dahil . Bunun için gerekli adımlar, 1982 yılında atıldı.
İlk BOP Haritası İsrail Enformasyon merkezinden çıktı..Ve suriye bu harita da dört parçaya ayrılmıştı..
O dönemde Suriyenin başında Amerikan uşağı Hafız Esad vardı. Apo’yu bizzat besleyen şerefsizin biridir. Lübnan sınırında Beka vadisindeki kampı Apo’ya özel olarak açmıştır..
Oğlu Beşar Esad babasının Ortadoğu politikasından memnun değildi. Ve bunu 1998 yılında bizzat diş doktoru olduğu için Suriye Hekimler Birliğinde açıkladı. Ve 2000 yılında Hafız Esad ölünce yerine Başer Esad devlet başkanı seçildi.
Amerika Esadla Ortadoğu projesi ile ilgili bir taslak gönderdi. Babası zamanındaki stratejik iş birliğinin devamı konusunda bir istekti. Ancak Esad Suriye’nin bir ulus devlet olduğunu ve de Ortadoğu’daki ülkelerle ABD yüzünden düşman olmak istemediğini belirtti.
2003 yılında Irak’ın işgalinde Suriye bizzat Saddam rejimine destek vermiş ve laikliğin Irak’ta sürmesi gerektiğini, aksine Irakta mezhep çatışmalarının önünün alınamayacağını belirtti.. Ve de Irak’taki direnişçilere destek verdi.
2004 yılına gelince Kamışlı’da Cizre’nin iki adım ötesinde Amerika destekli Kürt muhalifler hükümet aleyhinde gösteri yaptılar Araplarla Kürtler arasında çıkan bu çatışmada 46 Kürt protestocu öldürüldü. Bundan Amerika’yı sorumlu bilen Esad Çin Rusya İran ile beraber BOP politikasına karşı hareket etmeyi önerdi. 2005 yılında Esadın amcası Amerikan politikasını destekleyen konuşmalar yapınca amcasını sürgüne gönderdi. Ve 2005 yılında İstanbul’da Eresin otelde Suriye’deki muhalifler ve AKP iktidarına yakın kişiler gerekli yol haritasını çizdiler. Ve Amerikan Demokrasi Fonu NED buna destek olacağını belirtti. 2005-2012 yıllarında muhalifler sürekli fonlandı desteklendi. Amaç, Suriye’yi bir iç savaşa sokup PKK’yı güçlendirmekti. Ama halkın çoğunluğu, yani yüzde 65 civarı Esad’ın arkasındaydı ve seçimlerde de o civarlarda oy alıyorlardı..
MOSSAD ajanları 2007 yılında Banyas’ta eylem yapmak istemişlerdi. Ama yakalandılar.
Muhaliflerden biri olan Ferit Kadiri 2009 yılında Suriye Reform Partisi‘ni ve Özgür Suriye Radyosu‘nu kurdu. Ama halkın çoğunluğu Nusayriler, Şiiler ve Sünnilerin yarısı Esad rejiminden yanaydı. 2011-2012 yıllarında 7 milyon göçmenden 4.5 milyonunun Esad’a sığınması da bu güvenin bir parçası olsa gerek..
Amerikan fonlu Aljazeera haber ajansı bir süredir propaganda yapıyordu. Ülkedeki yüzde 40 civarındaki muhalifleri Şii olan Esad’a karşı kışkırtma hareketleri düzenliyorlardı. İlk amaç Alevi-Sunni savaşını çıkartmaktı. Ama 2009 yılında ortaya ikinci bir harita çıktı. Bu haritada Kürtlere de devlet veriyorlardı..Bu harita çok cepheliydi ve amacı bölgedeki kaosu kalıcı kılmaktı Alman Diewelt Dergisi 2011 yılında bu durum ile ilgili bir değerlendirme yaptı.
Dergide şunlar yazıyordu: “Suriye’deki kaos Türkiye’nin mülteci krizi ile sarsılmasına yol açacaktır ve daha önemlisi Suriye’deki rejim değişikliği PKK’nın gücünü artıracaktır ve Kürt otonom bölgesinin kurulmasını sağlayacaktır.”
O dönemin İsrail dış işleri bakanı Joseph Paritzki şunu söylemişti.
‘’Musul – Hayfa boru hattı için Suriye işgal edilmelidir ……………..’’
Bu arada Türkiyeyi yönetenler muhalifleri şuursuzca ya da bilerek destekliyorlardı..Bu iç savaş esasında Suriye’nin iç savaşı değildi. Haçlılar ve İslam aleminin savaşıydı.
Amerika şu stratejiyi kullanıyordu:
Şiî Suriye ve İran’a karşı Türkiye Mısır Ürdün ve Arabistan’ı kullanalım..
Maalesef bizde buna alet olduk. Haçlılarla birlikte Suriye’nin altını oyduk.
İlk çatışmalarda PYD henüz aktif değildi. Ama Kamışlı bölgesinde ağırlık koymuştu. İlk taktik Esad ve Muhalif çatışması oldu. Önce Hükümet ve Muhalifler birbirini yiyecek sonra mezhepsel bir örgü Şii Sünni çatışmasına sebep olacaktı. Sonra da çatışmaya PYD dahil olacaktı..Bunun için en iyi biçilmiş kaftan Irak El Kaidesi yani İŞİD idi..
İŞİD, Suriye’de 2013 yıllarının sonlarına doğru gösterdi kendisini. Tuhaf olan İŞİD’in hep saldırdığı yerler Suriye’nin kuzeyiydi. 2013 yılında PYD güçleri ülkede sözde hükümet gücü olduklarını belirtip İŞİD’e karşı savaş verdiler. İŞİD bilerek yenilerek Suriye’nin kuzeyini yavaş yavaş YPG’nin eline bıraktı. İŞİD de emperyalizmin emrindeki bir örgüttü. Ne kadar Amerika’ya karşı gözükse de BOP’taki Sünni devleti kurmak istiyordu. O harita bu gün neredeyse gerçekleşmekte.
PYD ve İŞİD’in esas parladığı yıl 2014 yılıdır. İŞİD bilerek saldırıyordu Suriye’nin kuzeyine bunu bahane eden PYD’de serpilip boy atacaktı. Ama esas oyun Türkmenlerin üzerineydi..
2012 yılında El Nusra, İdlip’te düzenlediği kongresinde Türkmenlerin kendilerine tabi olma şartıyla Özerk bir yönetime kavuşacaklarını söylediler; ama amaç aslında şuydu:
Halep’ten Akdeniz’e stratejik noktalarda yaşayan Türkmenleri göçe zorlamak ve onların terk ettikleri yerlere Kürtleri yerleştirmekti. Maalesef Türkmenler büyük bir oyuna geldiler..Ve Cenevre’ye herkes temsilci göndermesine rağmen Türkmenler temsilci gönderemedi. Esad rejimi ile hiç sorunu olmayan Türkmenler kullanıldı..Onlar farkına varmadan BOP’a hizmet ettiler..
Esad, iyi ya da kötü
Suriye’nin parçalanması Türkiye’nin çıkarına uygun değildir. Şimdi Esad gitse Suriye de yeniden birlik olacak mı. Tabii ki de asla…
Şu anda Esad ülkesini koruyor halkın çoğunluğu ona sığındı..Ve vatanını savunan insanlara katil damgasını yapıştırmak ne derece doğrudur..
Gelelim bize..
Yandaş medya. Amerikan kuklası iktidar ne halt ettiklerinin farkında bile olamadılar. Ayn El –Arap (Kobani) kimin sayesinde kurtuldu. Tabii ki de bizim sayemizde, hatırlayın meclisten geçen tezkere sayesinde topraklarımızdan geçen Peşmerge kurtardı
Yandaş medya bize bunları niye söylemiyor..
Yanlış yönlendiriliyoruz
Esad haklı olarak ‘’Türkiye bizim dostumuz ama neden Amerikanın sözcülüğünü yapıyor’.’ diyor
2001 yılın da Esad kardeşiydi. Ticarî anlaşmalar yapıldı baraj anlaşmaları yapıldı. Amerika, emir verdi; 360 derece çark etti. Esat bizi kandırdı dedi
İşin aslı kabak Türkiye’nin başına patladı. Resmî rakamlara göre 3 milyon gayri resmi rakamlara göre sayısı tespit edilemeyen milyonlarca Suriyeli..
Bir Türk olarak Suriyelilere kimlik verilmesini istiyor musunuz?
Bir Türk olarak Suriyelilerin sınavsız üniversitelere girmesini istiyor musunuz?
Bir Türk olarak Suriyelilere sağlık kuruluşlarında diğer kamu kuruluşlarında öncelik tanınmasını istiyor musunuz?
Ben bir Türk olarak istemiyorum..
Şu anda Türkiye’de Türkler üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmektedir..
Her bir Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti’ne yüktür..
Her bir Suriyeli şu an çalışsın çalışmasın yaşı ne olursa olsun mevcut hükümet tarafından ayda 400 dolar ile ödüllendirilmektedir..
Ve ülkelerinden kaçan Suriyeliler vatan hanidir; yani muhalif Kürtlerdir. Ülkemize çeşitli illere yerleştirilerek büyük bir oyuna alet edilmektedirler. Çıkacak olaylardan ortaya çıkacak hastalıklardan bunlar sorumludur. Kilis in bombalanmasında hükümetin tepkisi geç ve az olmuştur İşid’e taviz verilmiştir..
En kısa sürede Mülteci adı altında alınan ülkelerine ihanet eden hainler küçüğünden büyüğüne geri gönderilmelidir.
Türkiye çok büyük bir tehlike altındadır..
Türk uyan ve kendine dön..
Güzel bir söz ile noktalayalım
Kadıyı satın aldığın gün Adalet ölür.
Adaletin öldüğü gün Devlet de ölür.
Sağlıcakla kalın. 04.06.2016
Hüseyin OĞUZ
Jeoloji Mühendisi