DÜNÜ VE BUGÜNÜ OKUYARAK YARINA HAZIRLANMAK
Günümüzden 100 yıl önce, Türk İmparatorluğu, 500 yıl hüküm sürdüğü Balkanları, 8 Ekim 1912 – 30 Temmuz 1913 yılları arasında ,Balkan savaşları sonunda kaybetti. Osmanlı ordusunun tamamı yedeklerden oluşan 12 tümeni üç ordu halinde konuşlanmıştı. Karşımızda 350 bin mevcutlu Bulgar, 250 bin mevcutlu Yunan, 282 bin mevcutlu Sırp, 40 bin mevcutlu Karadağ orduları vardı.
Üç cephede savaşan Türk orduları ayrıca cephe gerisindeki yerel çetelerle de savaşmak zorunda idi . Esasen Batı’nın ve Rusya’nın desteği ile Balkanlar asker, sivil, Müslüman, Türk için adeta uzun zamandır bir cehennem idi. Diplomatik baskılar ile yüzyıllardır, dillerine, dinlerine, milliyetlerine saygı gösterilen Bulgar, Sırp, Yunan, Karadağlıların ırz, can, mal güvenlikleri devletin teminatı altında idi. Bunlar, önce azınlık hakları teranesiyle zaten var olan haklarını yazıya geçirtmişler, yetinmeyerek silahlı tedhiş hareketlerini üst seviyeye çıkartarak, bölgede örtülü bir savaşı en zalimane şekilde sürdürebilmeyi başarmışlardı,
Devlet, kendi içinde kendi aydınları ve bir kısım askeri ile adeta kavgalıydı, daha doğrusu, hürriyet, eşitlik vs. sloganları ile ortaya çıkan bu kesimler, devlet ile kavgalı idiler. Kendi özünden kopmuş, dış tesirler ile tehdidi fark edemeyen bu insanların gerçeği görebilmeleri için öyle anlaşılıyor ki Balkan yenilgisi gerekiyordu. Boğazına kadar siyasete batmış ordunun yetersiz komuta kademesi ile her ne pahasına onları ekarte etmek isteyen zabitan, kolera, tifüs gibi salgın hastalıklar, yetersiz ikmal sonucu tarihinin en büyük yenilgisini yaşadı.
Sonra akıl başa geldi ve Edirne’yi kurtarabildik. Selanik, Manastır, Üsküp, Saraybosna, İşkodra, Varna, Yanya, Kavala, Ohri, hepsi Türk şehri iken elden gitti. Koskoca Girit de arada gitti. Binlerce Rumeli’yi ikinci anayurt yapan fatihlerin on binlerce torunu, sayısı bilinmeyen can ve mal kayıpları ile Anadolu’ya döndüler.
Ermeni çetelerinin katliamları.
Sonra, 1. Dünya Harbi.
Galiçya, Kafkaslar, Basra, Süveyş, Çanakkale, destanlar yazdık, yüzbinler kaybettik, Mondros ve Sevr, Anadolu işgal edildi.
Durun dedi, Türk milleti Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde. Anadolu, ana vatan, destan yazıldı ve kuruldu Türkiye Cumhuriyeti.
Vazgeçmediler, sözde Kürt isyanları, sağ sol kavgaları, Menemen’de, Sivas’ta mürteci vahşeti, dinimizi kullanarak devleti ele geçirme çabaları, paralel devlet yapılanmaları, 15 Temmuz kalkışması ve beraberinde ki vahşet, Gâzi Meclis’te tehdit unsurunun siyasi uzantıları.
Örselenen, yok edilmeye çalışılan millî kültürümüz, üretemeyen, tüketen bir toplum.
Bugün, dünden ders almamanın ötesinde bugünden de ders almadan, sadece üzülerek, gören, anlayan ve bilenleri dinlemeden, muhatap olduğumuz tehdidin büyüklüğünü göz ardı ederek kendi aramızda kayıkçı kavgasını sürdürüyoruz..
Ne yapılmalı?
Unutmayalım Allah’ın ilk emri OKU, Peygamber Efendimiz, İlim Çin de olsa gidip öğrenin buyurdular, Gâzi Mustafa Kemal ATATÜRK, Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir diyor. O halde, okutmaktan kaçmak yerine, okumalıyız.
Dünü, bu günü, coğrafyamızı ve en önemlisi İnsanlarımızı doğru okumalıyız. Okumalıyız ki, özümüzü bulalım, aynı felaketleri bir daha yaşamayalım.
İYİ BİR TÜRKİYE İÇİN EL ELE VERELİM, BİR OLALIM.
Selam ve dua ile!
04.12.2024
M. Yavuz ELBİRLER
EGM E. İsthb. D. Bşk.