GELECEK KUŞAKLAR, SORGULAYACAK!
Yakın tarihe baktığımda iki önemli gelişmenin bugüne olumlu etkisini görüyorum. Birincisi 1915 yılında yaşanan TEHCİR. Osmanlı toprakları içinde bir yerden bir yere nakledilen Ermeni nüfusun yaklaşık bir buçuk milyon olduğu söylenir. O dönemde yaşanan acılar, karşılıklı öldürmeler, ihanetler ders alınacak önemli olaylar. Bu konuda Ermeni topluluklarının ve Batılı ülkelerin abartılı iddialarını burada tartışmayacağım.
Doğurganlık oranlarının aynı olduğunu varsayarak nüfusumuzun cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yaklaşık beş buçuk kat arttığı düşünülürse, tehcir olmasaydı bugün yaklaşık sekiz milyon Ermeni vatandaşımız olacaktı.
İkinci olay MÜBADELE. Mübadelede de çok büyük acılar yaşanmıştır. Mübadelede yaklaşık bir buçuk milyon Rum vatandaşımız Yunanistan’a gönderilmiştir. Mübadele olmasaydı, bugün yaklaşık sekiz milyon Rum vatandaşımız olacaktı.
Ermeni ve Rum cemaatlerinin devlete, ülkeye sadakatle bağlı olmaları, bölücülük peşinde ülkeyi karıştırmamaları beklenir. Ancak, ülkeyi karıştırmak isteyen dış güçlerin, geçmişte yaptıkları gibi bu hassas durumu çeşitli yollarla tahrik etmeye çalışacaklarını düşünmek hiç yanlış olmaz.
Başta da belirttiğim gibi, tehcir ve mübadele büyük acılara yol açsa da bugün ülke bütünlüğü ve bekası için çok iyi sonuçları olmuştur.
Türkiye’ye yoğun YABANCI GÖÇÜ, mutlaka bu açıdan değerlendirilmelidir. Burada iki ayrı özellik dikkate alınmalıdır. BİRİNCİSİ, geçici sığınmacı dense de kalıcı olmaları için her türlü gayret gösterilenlerde doğurganlık oranının ülke ortalamasının üç katı olması. İKİNCİSİ, ülkelerinde sığınmacı görmek istemeyen bütün Batılı ülkelerin Türkiye’nin bir sığınmacı merkezi olması için her çabayı göstermesi, yapılacak her anlaşmaya bunu destekleyen maddeler koyması. Elbette şunu da unutmamak gerekir: Araplar dünyada en zor asimile olan, aksine dini kullanarak yönetimi altında oldukları yabancı toplumları bile Araplaştırdıkları gerçeğidir.
Ülkeyi kendi ellerimizle nasıl bir geleceğin kucağına attığımızı bilmeliyiz. Kırk elli yıl sonra yaşanabilecekler bugünün mirası olacaktır. Ve GELECEK KUŞAKLAR, BİZİ SORGULAYACAKTIR.
Ahmet Salih Erdoğan ERÜZ
E. Öğ. Alb. / Edebiyatçı / Stratejist
Kaleminize sağlık üstadım.. Gelecek kuşaklar bizi hem sorgulayacak hem suçlayacaklar.. Ve affetmeyecekler